Türk Dil Kurumu'na göre yumuşama teriminin kelime anlamı; ”Sertliği Kalmamak, Yumuşak Duruma Gelmek, Öfkesi, Kızgınlığı, İnadı Geçmek” şeklinde tanımlanmaktadır.
Görüldüğü üzere, yumuşama kelimesi, cümlede kullanılış yerine göre çeşitli anlamlar içermektedir.
Siyasette ve beşeri ilişkilerde yumuşama, arzu edilen güzel bir şeydir.
Ancak, yumuşama bazı alanlarda hoş karşılanmaz ve insanları çok güç durumda bırakabilir. Bu tür istisnai durumlar dışında, insanların beşeri ve siyasi ilişkilerinde öfkenin, kızgınlığın, sertliğin ve inadın sonlanması anlamına gelen yumuşama arzu edilen bir durumdur.
ERDOĞAN'ın; 22 senedir uyguladığı, kendisine seçimler kazandıran, Öke’nin bir siyaset sanatı olduğu anlayışının, ülkemize, iktidar ve muhalefet ilişkilerine verdiği zararı hepimiz yaşayarak gördük.
CHP'nin 31 Mart yerel seçimlerinde birinci parti olmasından sonra ERDOĞAN'a uzattığı elin kabul edilerek yapılan ERDOĞAN ve ÖZEL ikili görüşmesinin sonunda, ERDOĞAN'ın; siyasette bir yumuşama dönemine girildiğine ilişkin beyanı, toplum olarak hepimizde büyük bir iyimserliğe neden olmuştur.
Peki,22 yıl sonra gelinebilen yumuşama döneminden önceki, muhalefete yönelik öfke, kızgınlık, inat, gerginlik ve kötü sözler dönemini bizzat açan kimdir?
Tabii ki;ERDOĞAN.
Yani sertleşen de, yumuşama isteyen de ,ERDOĞAN'dır. Huylu huyundan gerçekten vazgeçebilir mi dersiniz?
Biraz zor ama bekleyip göreceğiz.
ERDOĞAN; bu yumuşama döneminin habercisi olan ÖZEL'in, kendisini ziyaretinde dile getirdiği, kendi iktidarına yönelik ağır eleştiriler anlamına gelen ve düzeltilmesini talep ettiği sayısız önerilerini dikkate alarak, yanlışlarını düzeltecek midir?
ERDOĞAN'ın; ÖZEL tarafından dile getirilen, sayısız yanlışlarından dönerek bunları düzeltmesi ve ülkenin önünü açması, ülkenin daha demokratik bir hale gelmesi halinde, ülkenin yararına olacak olan bu sonuçlardan, siyaseten kim yarar görecektir?
ERDOĞAN; kendisini ziyaretinde ÖZEL tarafından dile getirilen sertlik ve öfke yanlısı, toplumu geren, anayasaya ve yasalara aykırı yanlış uygulamalarının farkında değil miydi, bu yanlışları istemeden mi yapmıştı?
Yoksa, öfke siyasetinden beslenerek seçim kazandığını görerek, bilerek ve isteyerek yaptığı, bilinçli bir siyaset tavrı mıydı?
Evet,ERDOĞAN; öfke bir siyaset sanatıdır anlayışından hareket ederek uygulamaya koyduğu, öfkeye, sertliğe ve gerginliğe dayalı siyasetini bilerek ve isteyerek bilinçli bir şekilde uygulamış ve bundan da siyaseten yarar sağlamıştır.
Bu nedenle, ERDOĞAN;CHP lideri ÖZGÜL ÖZEL ve temsil ettiği muhalefet istiyor diye, bu öfkeye, sertliğe ve yasa tanımazlığa dayalı siyaset anlayışını terk edip, ÖZEL'in dile getirdiği yanlış uygulamalarından çark ederek, yasalara saygılı, uysal ve yumuşak bir politika uygulaması halinde, bu yeni durumun, siyaseten, kendisine ve ana muhalefet partisi CHP'ye getireceği eksilerin ve artıların muhasebesini ve bir bilançosunu yaparak, bilançonun aktifinin, yani siyasi getiri ibresinin kendisinin siyasi geleceğinden yana olacağını görürse, siyaset anlayışını değiştireceğini, aksi halde, yani yeni durumun siyaseten CHP ve muhalefetin daha da güçlenmesine katkı sunacağı kanaatine varırsa, bu görüşmeden hiçbir olumlu sonucun çıkmayacağını söyleyebiliriz.
06/05/2024
Güner YİĞİTBAŞI
Hukukçu
Yorum Gönder