Anayasa Mahkemesinin; hak ihlalinin varlığını kabul eden bu kararına göre, Can ATALAY'ın tahliye edilmesi gündeme gelmiştir.
Ancak, hak ihlali kararının bu gereğini yerine getirerek Can ATALAY'ı tahliye etmesi, Anayasa Mahkemesince talep edilen, mahkumiyet kararını vermiş olan yerel İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi, hak ihlali kararını esastan reddetmese de, anayasanın 83. maddesine göre durma ve tahliye kararını verme konusunda kendisini görevli görmeyerek, hak ihlali kararının gereğini yapması için, dosyanın Yargıtay 3. Ceza Dairesine gönderilmesine karar vermiştir.
Anayasa Mahkemesinin; hak ihlali kararının gereğini yerine getirme konusunda kendisini işaret etmiş olmasına rağmen, yerel İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesinin bu konuda Yargıtay’ı adres gösteren bu kararı, hukuki ve yerindedir.
Anayasanın 83. maddesi çok açıktır. Hak ihlali, milletvekili dokunulmazlığına ilişkin 83. maddeden kaynaklıdır. Can ATALAY; hakkındaki mahkumiyet kararı kesinleşmeden, dosya henüz Yargıtay aşamasındayken milletvekili seçilerek mazbatasını almıştır. Bu nedenle, Anayasanın 83. maddesine göre yasama dokunulmazlığı kazanan Can ATALAY'ın yargıtay aşamasındaki davasının durmasına ve tahliyesine, Yargıtay incelemesini yapmak üzere dosya önünde bulunan Yargıtay 3. Ceza Dairesinin karar vermesi gerekirdi. Can ATALAY'ın avukatlarının talebine rağmen 3. Ceza Dairesi bu talebi, anayasanın 14. maddesine göre hukuki bulmayarak reddetmiş ve bu ret kararına karşı 4. Ceza Dairesine yapılan itiraz da reddedilmiş olup, bu aşamada Can ATALAY; henüz devam eden Yargıtay aşamasındaki davasının durdurularak tahliye edilmemesi nedeniyle hak ihlaline uğratıldığı gerekçesiyle Anayasa Mahkemesine bireysel başvuruda bulunmuş, Yargıtay 3. Ceza Dairesi bireysel başvuru sonucunu beklemeden cezayı onaylayarak yargılama sürecini sonlandırmıştır.
Bu aşamada, Anayasa Mahkemesinin bireysel başvuruyu kabul ederek hak ihlali vardır demesine rağmen, anayasanın 83. maddesine göre durdurulacak derdest bir dava ve yargılama kalmamıştır.
Anayasa Mahkemesinin Can ATATLAY için verdiği hak ihlaline uğradığına ilişkin kararı, mahkum edildiği gezi davasının sübutuna, vasfına ve adil bir yargılama yapılıp yapılmadığına yani esasına ve usulüne yönelik olmayıp, anayasanın 83. maddesine göre kazandığı milletvekili dokunulmazlığından yararlandırılmamış, Yargıtay aşamasındaki davasının durmasına ve tahliye edilmesine karar verilmemiş olmasına ilişkindir.
Yerel İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesinin kararında belirtiği gibi, Can ATALAY'ın uğradığı hak ihlali; Can ATALAY'ın, anayasanın 83. maddesine göre, hakkındaki davanın durmasına ve tahliye edilmesine ilişkin talebini reddeden ve bununla da yetinmeyerek, bireysel başvurusunun sonucunu da beklemeden onama kararı vererek, anayasanın 83. maddesine aykırı olarak yargılamayı sonlandıran Yargıtay aşamasında ve 3. Ceza Dairesi tarafından gerçekleştirilmiştir.
Bir benzetme yapacak olursak, su borusu Yargıtay aşamasında 3. Ceza Dairesinde patlamıştır. Patlayan su borusunun onarılacak bölümü Yargıtay’dadır. Anayasa Mahkemesinin hak ihlali kararının gereğini de Yargıtay ve 3. Ceza Dairesi yapmalıdır. Anayasanın 83. maddesine ve Anayasa Mahkemesinin önceki emsal kararlarına rağmen, siyasi baskılara göğüs geremeyerek Can ATALAY hakkında durma ve tahliye kararı vermeyen Yargıtay 3. Ceza Dairesi; Anayasa Mahkemesinin hak ihlali kararı uyarınca, tükürdüğünü yalayacak , onamaya yönelik kararını geri alarak yargılamanın durmasına ve Can ATALAY'ın tahliyesine karar verecektir.
Bu kararıyla, Anayasa Mahkemesinin de; üyelerinin geldiği kaynakları itibariyle, ceza usulüne ilişkin bilgi ve tecrübe seviyesinin sorgulanmaya muhtaç olduğu anlaşılmıştır.
Güner Yiğitbaşı
31/10/2023
Güner YİĞİTBAŞI
Hukukçu
Yorum Gönder