Anayasa Mahkemesinde; bireysel başvuruları incelemek üzere, başkan haricindeki üyelerden kurulu, her birinde bir Başkanvekili ile altı üye bulunan ve Birinci Bölüm ve İkinci Bölüm olarak adlandırılan iki bölüm bulunmaktadır.
Bölümler; Başkanvekilinin başkanlığında, dört üyenin katılımı ile toplanır.
Anayasa Mahkemesinin teşkilatında; bu bölümlerden ayrı olarak, Başkanlık, Genel Kurul, Komisyonlar, Genel Sekreterlik ve İdari Hizmet birimleri mevcuttur.
Anayasa Mahkemesinin; karar mercii olarak, üye sayısı itibariyle en fazla ve en katılımcı ve en yetkili birimi, Genel Kuruldur.
On beş üyeli Anayasa Mahkemesinin Genel Kurulu; Başkanın veya belirleyeceği Başkanvekilinin başkanlığında, Başkan hariç en az on üye ile toplanır.
Can ATALAY'ın hak ihlaline dayalı bireysel başvurusunu inceleyerek karara bağlamakla görevli ilgili bölüm; bu konuda nihai bir karar vermeyerek, konuyu çözüme bağlayacak kararın, üye sayısı itibariyle daha fazla olan ve bu nedenle Anayasa Mahkemesini temsilde katılımı geniş ve en üst ve en yetkili karar mecii olan Genel Kurulca ve daha geniş bir katılımla verilmesini uygun bularak, konunun çözümünü Genel Kurula havale etmiştir.
Bize göre, Can ATALAY kararının verilmesi işinin Genel Kurula havale edilmesinde, bir anormallik olmayıp, bilakis kararda daha geniş bir katılım sağlanması açısından, hukuki yarar vardır.
Ancak, Anayasa Mahkemesi'nin; tutuklu bulunan TİP milletvekili avukat Can Atalay’ın bireysel başvurusunu bugün karara bağlaması beklenirken, Genel Kurul'un Atalay'ın başvurusunu ilerleyen tarihlerde görüşme kararı alması ve bu ertelemenin gerekçenin de, bir üyenin dosyaya hazırlanamaması olduğunun belertilmesi, zihinlerde kuşku yaratmıştır.
Ne demek oluyor? dosyaya hazırlanamamak. Hiç inandırıcı değil bu gerekçe. Can ATATLAY, milletvekili seçileli yaklaşık beş ay oluyor ve konu, kamuoyunun önünde her gün sürekli tartışılıyor. Anayasanın ilgili maddesi çok açık, bu açık maddeye göre Can ATALAY milletvekili dokunulmazlığı kazanmış mıdır, kazanmamış mıdır? İşin özü budur ve aylarca dosya üzerinde çalışma yapılmasını ve hazırlanılmasını gerektirecek bir zorluk bulunmamaktadır.
Yapılmak istenen; zaman kazanmak, zorluk çıkarmak, ipe un sermek, bağımsız ve tarafsız yüksek yargıç kararlılığını ve cesaretini gösterememektir. Daha da acısı, ülkemiz yargısı ve Anayasa Mahkemesi adına utandırıcıdır.
Şimdi, hakkı ihlal edilen Can ATALAY ve Türk kamuoyu, haklı olarak, bazı kuşkulara kapılmayacaklar mıdır?
Bu kuşkuları yaratmaya hiç kimsenin hakkı yoktur.
Güner Yiğitbaşı
12/10/2023
Güner YİĞİTBAŞI
Hukukçu
Yorum Gönder