73. maddeye göre ; herkes, kamu giderlerini karşılamak üzere, malî gücüne göre, vergi ödemekle yükümlüdür.
Vergi yükünün adaletli ve dengeli dağılımı, maliye politikasının sosyal amacıdır.
Vergi, resim, harç ve benzeri malî yükümlülükler kanunla konulur, değiştirilir veya kaldırılır.
Demek ki, anayasamıza göre ; herkes, kamu giderlerini karşılamak üzere ;
Mali gücüne göre vergi ödemekle yükümlüdür.
Vergi yükünün adaletli ve dengeli dağılımı asıl amaçtır.
Dikkat edilirse, vergi yükümlüsünün T. C. Vatandaşı olması gerekmiyor.
Ülkemizde yaşayan ve ülkemizde bir gelir elde eden ve/veya vergiye tabi bir mal ve hizmet satın alan, mal edinen herkes, vatandaş olsun veya olmasın ülkemizde vergi yükümlüsü olarak kabul edilmiştir.
Vergi yükünün ; mali gücün yanında, adaletli ve dengeli de olması zorunludur.
Vergi yükünün adaletli ve dengeli dağılımı ilkesi, çok önemlidir.
Bizim ülkemizde vergi yükünün adaletli ve dengeli dağıtıldığından asla bahsedilemez.
Vergi yükünün adaletli ve dengeli dağıtıldığından bahsedebilmek için, bizim ülkemizde vergi gelirlerinin neredeyse üçte ikisini karşılayan, mal ve hizmet satımı karşılığında, mali gücüne bakılmaksızın zenginden de fakirden de eşit oranda alınan, KDV ve ÖTV gibi vasıtalı vergilerin miktar ve oranlarının minimum düzeyde olması ve asıl verginin gerçek kazançlar üzerinden alınması, zorunludur.
Vasıtalı vergilerin toplam vergi hasılatının büyük bölümünü oluşturduğu ülkemizde demek ki ; anayasamızın 73. maddesindeki açık emre rağmen, vergi yükü adaletli ve dengeli bir şekilde dağıtılmamakta ve anayasaya aykırı bir vergi düzeni hüküm sürmektedir.
İşte Anayasa Mahkemesinin ; dün açıklanan kararıyla onay verdiği, iktidarın çıkardığı bir yasa ile aynı vergi döneminde ikinci kez tahsiline olanak sağlayan ek motorlu taşıtlar vergisi de, taşıtların özelliklerine göre miktarları farklılık gösterse de, aynı özelliğe sahip taşıtlara sahip olan zenginden de fakirden de aynı miktarda alındığı için, adil olmayan bir vasıtalı vergi olup, zaten bünyesinde adalet içermeyen motorlu taşıtlar vergisinin, bir de, ikinci kez tahsiline yeşil ışık yakılması, yüksek yargı organı olan Anayasa Mahkemesinin açık bir anayasa ihlalidir.
Anayasa ihlallerini denetlemekle görevli ve yetkili bir yüksek mahkeme olan Anayasa Mahkemesinin, dünkü anayasaya aykırı kararı, bir vatandaş ve hukukçu olarak bizi endişeye sevk etmiş, yargıya olan ve giderek azalan güven duygumuzu yok etmiştir.
Deprem gerekçe yapılarak siyasal iktidar tarafından ek kaynak yaratmak amacıyla ek vergiler alınacaksa, bunun adresi ; çok kazanan gerçek usulde vergilendirilen mali gücü yüksek kişi ve kuruluşlar olmalıdır. Anayasanın 73. maddesinde yer alan vergi yükü adaletli ve dengeli bir şekilde dağıtılmalıdır ilkesi, bunu gerektirmektedir.
Siyasal iktidar ; yine kolaycılığa kaçmış ve kaçırılması mümkün olmayan dizginleri kendi elinde bulunan, ödenmemesi halinde ; örneğin, devir ve satış imkanını ortadan kaldıran, trafiğe çıkabilmek için yaptırılması gerekli olan ve yollarda sık sık kontrol ve denetime tabi fenni muayeneye sokmama gibi, göze alınması imkansız pratik bazı yaptırımlara ve hak kayıplarına yol açan motorlu taşıtlar vergisine ek vergi getirerek, sözüm ona kurnazlık yapmış, kendi vatandaşını acımasızca zora sokmuş ve adeta tuzağa düşürmüştür.
Maalesef, Anayasa Mahkemesi de, anayasaya aykırı olan bu ek motorlu taşıtlar vergisine, 2003 yılındaki içtihadını görmezlikten gelerek onay vermek suretiyle, anayasa dışı bir karara imza atmıştır.
Anayasa Mahkemesinin ; ek motorlu taşıtlar vergisine onay vermediği 2003 yılındaki doğru olan kararından bu yana, Anayasamızda değişen hiçbir şey yoktur.
Tek değişen şey ; yargı bağımsızlığının yok olması ve Anayasa Mahkemesinin ; üye seçim ve atamalarından kaynaklı bugünkü siyasallaşması, bağımsız ve tarafsız gerçek bir yüksek mahkeme olma özelliğini yitirmesidir.
Güner Yiğitbaşı
29/09/2023
Güner YİĞİTBAŞI
Hukukçu
Yorum Gönder