Mevcut anayasa özgürlükçü, demokrat ve laik değildir, anayasada yer alan açık hükümlerle bazı özgürlüklere sınırlar ve yasaklar getirilmiştir, özgürlüklere yönelik bu sınırların ve yasakların kaldırılarak, daha özgür, demokrat ve laik bir toplum yaratma ihtiyacından dolayı, anayasalar pozitif ve olumlu olarak değiştirilebilir.
Ya da, mevcut anayasa; içerdiği hükümleri itibariyle olabildiğince özgürlükçüdür, demokrat ve laiklikten yanadır. Ama, buna rağmen, mevcut iktidar; bu özgürlükleri kullanarak iktidara geldiği halde, fiilen bu özgürlükleri ve laikliği içine sindirememektedir, laikliği ve özgürlükleri, anayasaya rağmen sürekli ihlal etmektedir, bu fiili durumu hukukileştirmek için, mevcut anayasayı geriye doğru, olumsuz olarak değiştirmek ister.
Demokrasi ve özgürlükler bilinci, kültür ve refah düzeyi gelişmiş, laik toplumlarda, aslında yazılı bir anayasanın mevcudiyeti dahi gerekli değildir. İngiltere’de olduğu gibi.
Anayasada bir özgürlüğü açıkça yasaklayan , örneğin memurların ve kamu görevlilerinin sendika kurmalarını, grev ve toplu sözleşme yapmalarını yasaklayan açık bir hüküm yoksa, memurlara sendikalaşma, grev ve toplu sözleşme hakkının tanınması için anayasaya açık bir hüküm koymaya dahi gerek yoktur. Yasalarla memura bu haklar verilebilir.
Demokratik toplumlarda; anayasalar, yasak getirmek, özgürlükleri sınırlamak için değil, özgürlükleri garanti ve teminat altına almak için yapılırlar
Bize gelince; iktidardaki saray yönetiminin başındaki tek adam, partili Cumhurbaşkanı ERDOĞAN; sürekli olarak, yeni bir anayasadan bahsetmektedir. Meclisteki sayısal gücü yeterli olsa veya muhalefetten destek bulsa, kafasının içindeki anayasayı yaparak, fiilen rafa kaldırmış olduğu mevcut anayasanın hukuken de defterini dürerek, tüm özgürlüklerin güvencesi laikliği tamamen ortadan kaldırarak, ülkenin anayasal düzenini siyasal İslam’a dönüştürmek, onun tek hedefidir.
Hem laik, hem de Müslüman olunamaz diyen, laikliği içine sindiremeyen, başında bulunduğu partisini yıllar öncesinden beri laiklik karşıtı eylem ve faaliyetlerin odağı haline getiren ve bu laiklik karşıtı eylem ve faaliyetleri Anayasa Mahkemesinin kararıyla tescil edilen, geçen o zamandan bu zamana kadar da, laiklik karşıtı eylem ve faaliyetlerini giderek tırmandıran, ekonomik kararlar alırken dahi, nas var diyerek İslami kuralları öne çıkararak, enflasyonla mücadele için gerekli olduğu halde, faizleri artıracağına, bilakis düşüren, sözüm ona, içerdiği özgürlükler açısından yetersiz bularak darbe anayasası olarak eleştirdiği 1980 anayasasının; yurttaşlara tanıdığı, en başta düşünce ve düşünceyi açıklama, basın, toplantı ve gösteri yürüyüşü haklarını fiilen kullanılamaz kılan, bu hakları anayasanın açık hükümlerine rağmen yok sayan ERDOĞAN'ın; taşıdığı bu anti özgürlükçü ve anti laik kısır demokrasi anlayışı dikkate alındığında, özgürlükçü bir yeni anayasa yapma konusunda, asla iyi niyetli olmadığını, açık ve net bir şekilde söyleyebiliriz.
ERDOĞAN'ın gerçek amacı; daha özgür ve laik bir anayasa yapmak değil, daha özgür bir anayasa yapacağız diye yola çıkarak, mevcut darbe anayasasından dahi, onu aratacak nitelikte, daha ilkel, anti laik, anti özgürlükçü ve otoriter bir anayasayı ülkemize yamamak ve artık gizliliği kalmamış olan ajandasına, anayasal bir elbise giydirmektir.
Güner Yiğitbaşı
03/09/2023
Güner YİĞİTBAŞI
Hukukçu
Yorum Gönder