Meral Hanım Sen Milletten Özür Dile Liderlik Vasfın Olmadığı İçin Milletten Özür Dile Ve İstifa Et

Akşener, çok eleştirilen Kocatepe konuşmasında, "Önce ben diyenlerle de uğraştık. Nefsinin esiri olanlarla uğraştık. Ne yazık ki koltuğundan başka

Meral Hanım Sen Milletten Özür Dile Liderlik Vasfın Olmadığı İçin Milletten Özür Dile Ve İstifa Et
Meral Hanım Sen Milletten Özür Dile Ama Bir Koşulla Grubuna Ve Seçmen Tabanına Sahip Olamadığın Onları Kılıçdaroğlu'nun Adaylığına İkna Edemediği Liderlik Vasfın Olmadığı İçin Milletten Özür Dile Ve İstifa Et 

Akşener,  çok eleştirilen Kocatepe konuşmasında, "Önce ben diyenlerle de uğraştık.  Nefsinin esiri olanlarla uğraştık.  Ne yazık ki koltuğundan başka şeyi olmayanlarla uğraştık.  Yankı odalarında ihanetle suçlandık" 

“seçimden önce İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu ve Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş'ın cumhurbaşkanı seçilebileceklerini gördük Onların yolunu kapatanlara maalesef engel olamadım.  Aziz Türk milleti ve değerli arkadaşlarım,  sizlerden özür diliyorum" dedi. 

AKŞENER; bu beyanlarıyla, seçimden önce İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu ve Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş'ın cumhurbaşkanı seçilebileceklerini gördüklerini, ancak onların yolunu kapatanlarla, önce ben diyenlerle, nefsinin esiri olanlarla, koltuğundan başka şeyi olmayanlarla uğraştıklarını,  maalesef engel çıkaranlara engel olamadığını ifade ederek, doğrudan KILIÇDAROĞLU'nu hedef almış ve bu nedenle Türk Milletinden özür dilemiştir. 

AKŞENER; altılı masanın iki seneye yakın periyodik görüşmelerine katılarak ve medyayı izleyerek KILIÇDAROĞLU'nun altılı masanın ortak adayı olmayı kafasına koyduğunu, belediye başkanlarının, çok haklı ve zorunlu nedenle bu makamların tekrar AKP'ye kaptırılmaması için, belediyelerinin başında kalmalarını isteyerek onların aday olmamalarını ısrarla istemesine rağmen, sözde anketlere güvenerek İMAMOĞLU ve YAVAŞ'ın kesinlikle Cumhurbaşkanı seçilecekleri saçmalığına kendisini ve partisini inandıracağına, bu uğurda altılı masayı devireceğine, biraz feraset göstererek KILIÇDAROĞLU'nun bu niyetinden dönmeye asla razı olmayacağını kabullanerek,  başkanların adaylığında inat etmekten vazgeçerek, niçin önce kendisini ve daha sonra da parti grubunu ve seçmen tabanını KILIÇDAROĞLU'nun ortak adaylığına ikna ve onları KILIÇDAROĞLU'nun ortak adaylığına sıcak bakmaya hazırlamamış, bu konuda çaba sarf etmemiştir?

AKŞENER; hadi biz farkına varamadık diyelim, öncelikle kendisini, grubunu, parti ve seçmen tabanını KILIÇDAROĞLU'nun ortak adaylığına ikna ve kabule ilişkin çok çaba sarf etmesine, bu uğurda çok uğraş vermesine rağmen;  kendisini, grubunu, parti ve seçmen tabanını KILIÇDAROĞLU'nun adaylığını kabule ikna ve razı edememişse; AKŞENER olarak, partisini ve seçmenlerini peşine takıp gidebilen, güvenilir ve sözünü geçirebilen başarılı bir lider olamadığını kabul etmeli ve özür dilediği kişiler arasına,  Türk Milletinin yanında, KILIÇDAROĞLU'nu da ilave etmelidir. 

Yok öyle yağma, KILIÇDAROĞLU'nu ikna edemedim, onun adaylığına engel olamadım diyerek Türk Milletinden özür dileyip zeytinyağı gibi suyun üzerine çıkmak.  

Gerçek ve başarılı parti lideri;  yeri geldiğinde risk almasını bilmelidir. Anketlere göre seçileceğini garanti gördüğü kişileri adaylığa öngörmek ve hiç çaba sarf etmeden oturduğu yerden seçim kazanmak liderlik değildir. 

Beğenmediğiniz KILIÇDAROĞLU dahi; 2019 yerel seçimlerinde, sınırlı sayıdaki İstanbullu hariç, İstanbullular dahil Türkiye’nin tanımadığı ismini dahi duymadığı İMAMOĞLU'nu risk alarak, partisini de karşısına alarak aday yapmış ve ittifak da kurarak İMAMOĞLU'nun seçilmesinin önünü açmıştı.  İşte çoğu insanın beğenmediği, liderliğini çok gördüğü KILIÇDAROĞLU kadar olamayan bir AKŞENER,  KILIÇDAROĞLU'na dil uzatmıştır. 

Bana kalırsa, benzetmemi mazur görünüz,  Türk siyasetinde,  yüzde elli artı bir saçmalığını getiren tek adam sistemi nedeniyle; at izi,  it izine karışmış olduğundan, bu kaostan kurtulmak, her partinin gerçek gücünü, keza değerleri kendilerinden menkul kim varsa herkesin gerçek değerinin ve siyasal gücünün ortaya çıkması için, önümüzdeki yerel seçimlerde, her parti kendi adayını çıkarmalı,  kurumsal bir işbirliği ve ittifak yapılmamalı, yerel seçimlerin kendine has dinamiklerine göre,  seçmen,  partisin veya parti farkı gözetmeden en başarılı olabileceğine inandığı adaylara oy vermelidir. 

Sonuçları neye mani olursa olsun, İstanbul ve Ankara AKP'ye kaptırılırsa kaptırılsın, 

Türk siyasetinin;  böyle bir arınmaya, berraklaşmaya ve seçmen karnesine büyük bir ihtiyacı var bana göre.

Güner Yiğitbaşı

28/08/2023 

Güner YİĞİTBAŞI

Hukukçu

Yorum Gönder

[blogger][facebook][disqus]

Kemalın Askeri

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

Javascript DisablePlease Enable Javascript To See All Widget