Dağ'ın Fare Doğurduğu Sadece Suçlayan Klasik Bir Akşener Konuşması

AKŞENER Hanımefendi; bolca reklamı yapılan o tarihi(!) konuşmasını dün (26/08/2023) nihayet yaptı. AKŞENER ve İYİ Parti cephesinde değişen bir şey yo

Dağ'ın Fare Doğurduğu Sadece Suçlayan Klasik Bir Akşener Konuşması
AKŞENER Hanımefendi;  bolca reklamı yapılan o tarihi(!) konuşmasını dün (26/08/2023) nihayet yaptı. 


AKŞENER ve İYİ Parti cephesinde değişen bir şey yoktu. 


Üslup, sertlik, haksızlık, isabetsiz teşhisler, kendisini ve partisini beğenmişlik, CHP ve KILIÇDAROĞLU'na yönelik haksızlık ve nankörlük, İMAMOĞLU ve YAVAŞ hayranlığı, onlara olan garanti özgüveni, seçimin hukuk dışı ve haksız eşit olmayan koşullarını dikkate almayan, sayılarını kendisinin dahi bilmediği oy veren sığınmacı miktarının seçim sonuçlarına olan etkisini dikkate alıp değerlendirmeyen, güya üç aylık muhasebenin sonucu olan konuşması,  özü itibariyle bundan öncekiler gibiydi. 


Özgüveni tavan yapan, ERDOĞAN kadar eline fırsat geçtiğinde terör estirecek ve ERDOĞAN'a dahi rahmet okutacak, hep ben merkezli, özeleştiriden yoksun kötü ve hamaset yüklü bir konuşmaydı. 


AKŞENER; bağırdı,  çağırdı. esti ve gürledi ama,  yine karnından konuştu.  KILIÇDAROĞLU'nun  altılı masanın diğer liderlerinin isimlerini açıkça anarak, eleştirilerini yapma cesaretini gösteremedi. Çok güvendiği,  aday olsalardı garanti seçimi kazanacaklardı diyerek öne çıkardığı kişilerin de açıkça isimlerini söylemeden makamlarını söylemekle yetindi. 


Partisinin ve seçimin tüm  başarısızlıklarını, İttifak’a ve ittifak ortaklarına yükledi ve bu nedenle ittifaklara kapıyı kapattı, kendi kanatlarıyla uçacağını ilan etti. 


Altılı masayı devirmesinden, o andan itibaren başlayan istifalarla partisinin erimeye başlamasından, sonra masaya tekrar dönmek zorunda kalmasından, ortak seçim mitinglerinde,  bir oy KILIÇDAROĞLU'na bir oy da İyi Partiye ve AKŞENER'e diyerek,  Medine fıkarası gibi seçmenden oy dilenmesinden hiç bahsetmedi. 


Aslında, AKŞENER'in bu konuşmasını muhatap alıp yazmaya bile değmezdi sanırım. 


AKŞENER; senelerce,  Anadolu’yu karış karış gezmiş ve halka dokunmuş onların sorunlarını dinlemiş, bu gezilerde halkın nabzını tutmuş ve hepsi İMAMOĞLU ve YAVAŞ demiş, ancak, KILIÇDAROĞLU koltuk ve makam hırsından dolayı bu iki ismin önünü tıkamış. 


Parti genel başkanı olan AKŞENER şun iyi bilmeli. İMAMOĞLU ve YAVAŞ'ı belediye seçimlerinde destekleyerek onların o makamlara gelmesinde payın olabilir ama, onlar CHP'nin üyeleri olup, partilerinin tercihlerine, disiplinine uymakla mükelleftirler. Buna rağmen, seçilecek aday KILIÇDAROĞLU değildir, İMAMOĞLU ve YAVAŞ'tır diyerek ısrarcı olmak, siyaseten nezakete yakışmaz ve onların seçileceklerinin de bir garantisi yoktur. Nitekim, masayı devirdikten sonra tekrar masaya dönmesinin koşulu olarak İMAMOĞLU ve YAVAŞ Cumhurbaşkanı yardımcısı adayı olarak belirlendikleri ve tüm mitinglere katılarak konuştukları halde,  alınan sonuç ortadadır, onlar da başarılı olamamışlardır. Karadenizliliği ile övünen İMAMOĞLU,  memleketi Trabzon’da dahi, Mustafa SARIGÜL'ün;  kısa zamanda memleketi Erzincan’da gösterdiği seçim başarısının onda birini dahi gösterememiştir. 


AKŞENER Hanımefendi; şimdi,  kalkmış kazanacak aday İMAMOĞLU idi demeye devam ediyor hayal aleminde yaşıyor sanki. 


Adaylığını eleştirdiği ve yerden yere vurduğu KILIÇDAROĞLU'nun;  aday olacağını, eylemleri ve söylemleriyle uçan kuş dahi anlamıştı.  Bir tek AKŞENER anlayamamış ve çok önceden kesin tavrını koyamamış, güle oynaya altılı masanın periyodik tüm toplantılarına katılarak gülücükler dağıtmış,  seçimler arifesinde ise,  KILIÇDAROĞLU'nun adaylığını,  dayatma olarak niteleyerek,  altılı masayı devirip kaçmıştır. 


Hanımefendi, sen önce ağır suçlamalarla devirdiğin masanın makul bir özeleştirisini yapmalısın. 


Hadi masayı devirdin, madem ki, KILIÇDAROĞLU seçilemez adaydı, niçin masaya tekrar geri döndün ve mitinglerde boy göstererek konuşmalar yaptın? Evet, niçin?


AKŞENER diyor ki; Anadolu’yu karış karış gezdim,  halkı meclis kürsüsünden konuşturdum ve halka dokunup dertlerini ve sorunlarını dinledim, Peki dinledin de sonrasında ne yaptın, bu halkın sorunlarını bir rapor haline getirerek,  hangi somut çözüm önerilerini sunabildin halkımızın ve altılı masanın önüne?


Halkın elini sıkarak sorunlarını dinlemiş gibi yapmak, sonra kulağının üzerine yatmak, somut çözüm önerileri üreterek halkımızla paylaşmamak, sorunları sigara kağıdına yazmak ve sonra yırtıp atmaktır hanımefendi. 


İMAMOĞLU ve YAVAŞ mutlaka seçilecek adaydı diyor hanımefendi. 


Peki hangisini aday yapacaktık, ikisini birden mi, iki başlı bir Cumhurbaşkanı mı isteniyordu?


Halkı,  hiç gereği yokken,  İMAMOĞLU'cular ve YAVAŞ'cılar diye ikiye bölen bu strateji, seçimlerde asla başarılı olamayacaktı, bizin halkımız duygusaldır, dediğim dedikçidir, beynini değil duygularını kullanır öncelikle, bu sefer de oylar yine bölünecekti hanımefendi. KILIÇDAROĞLU'nun adaylığı bu riski de ortadan kaldırmış ve onlara rüyalarında görseler inanamayacakları Cumhurbaşkanlığı yardımcılığı adaylığı sunulmuştur. 


Tüm politikacılar gibi, AKŞENER de seçmene hiç toz kondurmadı. AKŞENER'e göre de, seçmen en iyisini bilirmiş,  seçmen karşısında hazır ola geçmek lazımmış. Yok öyle bir Dünya. Senelerce,  seçmen en iyisini bilir,  doğru tercih yapar, diye diye bugünler geldik. 


AKP ve Saray iktidarından kötüsü olabilir miydi?


AKP 21 yıldır iktidarda ve yapamadıkları ve bundan sonra da yapamayacakları ortada. Yaptığı kötülükler, bundan sonra yapacağı kötülüklerin aynası ve garantisi.  Seçmen bunları bizzat yaşayarak gördü,  hissetti ve acısını ruhunda ve bedeninde hissetmesine rağmen, hiçbir şey olmamış gibi,  tekrar gidip oyunu AKP iktidarına verdi. Ben, aklını kullanamayan,  sorgulamadan yoksun bu seçmen çoğunluğunun karşısında asla hazır ola geçmem,  Sayın AKŞENER. 


Hep şu örneği veriyorum. İki yaşındaki bir çocuk dahi,  ilk karşılaştığı yanan bir sobaya parmaklarını uzatınca parmaklarının yandığını görüp bu acıyı bedeninde ve ruhunda  bizzat hissederse,  bir daha tekrar parmaklarını yanan sobaya asla uzatmıyor. 


Halep oradaysa arşın burada. İMAMOĞLU ve YAVAŞ, parti farkı gözetmeksizin  mutlaka Cumhurbaşkanı  seçilecek kadar seçmenler tarafından sevilip tutuluyorlarsa. önümüzde yerel seçimler var, her ikisi de ittifaksız bir şekilde kendi güçleri ve karizmalarıyla sandıkta seçmenleri bir araya getirerek yeniden seçilsinler hep birlikte görüp alkışlayalım onları. 


AKŞENER'in bolca reklamı yapılan Kocatepe de yaptığı konuşması;  dağın fare doğurduğu, özeleştiriden yoksun, haksız suçlamalar içeren,  bolca Allah ve benzeri dini motifler içeren, iktidardan ziyade muhalefete meydan okuyan ve hesap soran, ülkenin hiçbir derdine merhem olmayan, kutuplaştırıcı kötü bir konuşmaydı, kimse kusura bakmasın. 


Bu konuşma; AKŞENER'e tarih yazdırmaz, ancak kendisini tarih yapabilir, masayı devirirken yaptığı konuşmada söylediği “ya tarih yaratacağız, ya tarih olacağız” tahmininde bulunduğu gibi. 


Karnından konuşma Sayın AKŞENER; siz dahil,  tüm Türk Halkı çok iyi biliyor ki; ipi göğüslemeye çok yaklaşan KILIÇDAROĞLU'nun,  Cumhurbaşkanı seçilememesinin en önemli sebebi, maalesef Alevi olmasıdır. 

Kimlik, din ve mezhep üzerinden siyaset yapıldığı sürece,  millet olarak sürünmeye mahkumuz.

Güner Yiğitbaşı

27/08/2023

Güner YİĞİTBAŞI

Hukukçu

Yorum Gönder

[blogger][facebook][disqus]

Kemalın Askeri

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

Javascript DisablePlease Enable Javascript To See All Widget