26 Ağustos, büyük bir tesadüf eseri olarak, Türklerin Anadolu’ya ayak basarak ele geçirdikleri, Anadolu'ya yerleşmelerini sağlayan Alpaslan komutasında kazanılan 1071 Malazgirt Meydan Savaşının yanı sıra, 30/Ağustos/1922 de büyük taarruz ile sonuçlanarak bugünkü son Türkiye Cumhuriyeti Devletinin kuruluşunun temel taşını oluşturan Kurtuluş Savaşımızın ve büyük zaferin kutlandığı zafer haftasının yıldönümüdür.
Son Türkiye Cumhuriyeti Devletinin kuruluşuna temel oluşturan Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün liderliği ve başkomutanlığında kazanılan, düşmanın denize döküldüğü, güçlü emperyalist ve işgalci devletlere diz çöktürüldüğü büyük zafer ve kurtuluş savaşının; daha öne çıkarılan Malazgirt Savaşı ve 15 Temmuz ayaklanma girişiminin bastırılması eylemiyle adeta perdelenmeye, keşke Yunan kazansaydı diyerek kurtuluş savaşını aşağılayan, bu savaşın komutanı ve devletimizin kurucusu büyük ATATÜRK'e ağır hakaretler yağdıran vatan haini fesli Kadir'in can dostu, bu haini makam otosu ve resmi kıyafetiyle ayağına kadar giderek ziyaret eden, bu fesli Kadirle aynı fikir ve kafa yapısına sahip Ali ERBAŞ'ın başında bulunduğu Diyanet tarafından hazırlanan Cuma hutbesinde, her zaman olduğu gibi, ATATÜRK'ün yok sayılarak adının anılmaması ve güya ATATÜRK''ün unutturulmaya, itibarsızlaştırılmaya çalışılması, sadece eleştirişlerek geçiştirilecek bir terbiyesizlik ve aymazlık olmayıp, bu davranış; Diyanet İşleri Başkanlığının ve laik Türkiye Cumhuriyeti devletinin kurucusu ATATÜRK'e yapılan bir hakaret ve laik Türkiye Cumhuriyeti Devletine ihanettir ve bunun hesabı mutlaka sorulmalıdır.
Şu terbiyesizliğe ve ihanete bakar mısınız?
Bu terbiyesizlik ve ihanet; kuru kuru eleştirilerek, kimse ATATÜRK'ü unutturamaz ve küçümseyemez diyerek, asla lafla geçiştirilemez.
ATATÜRK'ün kurucusu olduğu, her dinden Türkiye Cumhuriyeti Vatandaşının vergilerinden oluşan bütçeden, birçok bakanlıktan daha fazla ödenek alarak yararlanan, milletin bu paralarını afiyetle yiyen, lüks ve şatafat içinde sadece tüketen, üretime hiçbir katkısı bulunmayan, Türk halkı açlıktan ve yoksulluktan geberirken, yurt dışında camiler yaptırarak, para yardımlarında bulunarak, tüyü bitmemiş yetimin hakkını yiyen, başka bir ifade ile bol keseden haram yiyen Diyanet İşleri Başkanlığı, yasal görev çerçevesine sokulmalı ve başındaki ATATÜRK ve laiklik düşmanı zat, derhal görevden alınmalı ve yasalar önünde hesap vermelidir.
Kimse ATATÜRK'ü sevmek zorunda değildir ama, en başta AKP Genel Başkanı ve partili Cumhurbaşkanı ile onun atadığı ve bilerek hala Diyanetin başında tutmaya devam ettiği malum zat; ATATÜRK'ü sevmeseler de-ki sevmedikleri ATATÜRK düşmanı ve vatan haini Fesli Kadir ile olan yakınlıklarından açıkça anlaşılmamaktadır-ATATÜRK'e ve onu şahsında Türk Milletine ve laik Türkiye Cumhuriyetine saygı göstermek zorundadırlar. Bunun aksi asla savunulamaz ve kabul edilemez, bunun aksini savunanlar ve kabul edenler, ayaklarını denk almayanlar bu ülkeye ihanet içindedirler, kimse kusura bakmasın.
Demokratik ve laik Türkiye Cumhuriyeti ve onun kurucusu, bu vatanın kurtarıcısı ATATÜRK, Türk Milletinin olmazsa olmazı ve kırmızı çizgisidir. Sıfatı ve makamı ne olursa olsun, ister seçilmiş, isterse atanmış olsunlar; herkes, bu kırmızı çizgiyi bir milim dahi aşamaz.
Başkomutanlığı, oturduğu yerden ve Anayasada yer alan ve sembolik bir değer ifade eden bir hükümden yararlanarak yapay olarak değil, emperyalist devletleri harp meydanlarında dize getirerek, ülkemizi düşmanlardan kurtarmak suretiyle ve canı pahasına hak eden, laik ve demokratik Türkiye Cumhuriyetini kurarak bizlere hediye ve emanet eden, ezeli ve ebedi, gerçek ve tek Başkomutanımız ve liderimiz Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK'ümüzün manevi kişiliğinde kutladığımız 26 Ağustos Zafer haftamız ve 30 Ağustos Zafer Bayramımız, “NE MUTLU TÜRK'ÜM” diyebilen tüm halkımıza kutlu ve mutlu olsun.
Bu zaferi bizlere yaşatan, en başta Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK olmak üzere, artık hepsi aramızdan ayrılmış bulunan, generalinden er'ine kadar, zaferde payları bulunan tüm silah arkadaşlarına Allah'tan rahmet diliyor, aziz hatıraları önünde minnetle ve saygıyla eğiliyoruz.
Güner Yiğitbaşı
26/08/2023
Güner YİĞİTBAŞI
Hukukçu
Yorum Gönder