Gerçekten çok yazık.
Hepimiz çok iyi biliyoruz, bazı politikacılarımız, söylemleriyle ülke insanlarını, etnik kökenlerine, dinlerine, mezheplerine, kültürlerine, okudukları okullara, dinledikleri veya dinlemedikleri müzik türlerine, oturdukları mahallelere, oy verdikleri siyasi partilere, tuttukları spor kulüplerine bakarak bölmüş, kamplara ayırmış ve ayrıştırmışlardır, bu durumu üzülerek izliyorduk, ama içimizde yine de bir umut ışığı vardı, belki yanılıyoruz ve konuyu abartıyoruz diye düşünüyorduk.
Ancak, bugün sabah bizzat yaşadığım bir olay nedeniyle, ben de artık tamamen inandım ki, bu ülke insanları gerçekten ayrışmışlar, birbirimize saygımız ve tahammülümüz kalmamış artık, ülkemiz adına ortak milli duygularımız adına gerçekten çok üzücü ve yazık.
Bu ülkenin bazı gerçekleri var, okumuşu, okumamışı, kültürlüsü, cahili, entel'i, entel olmayanı, bu ülkede aynı toprak parçası üzerinde ve aynı bayrak altında yaşayan ve yaşamaya da devam edecek olan seksen milyon insan, ülkenin bu yapısal gerçeklerini bilmek ve bu gerçeklere saygılı ve hoş görülü olmak zorundadır.
Nedir bu ülkenin bazı gerçekleri?
Hepimiz biliyoruz ki; ülkemizde, etnik köken olarak, Türk'ünden, Kürdüne, Rumuna, İsraillisine, Arabına, Çerkezine , Abazasına, Boşnağına mensup, inandıkları dinlere ve mezheplere göre de çok çeşitli, mozaik misali değişik renkten insan, Türk üst kimliği ile barış içinde birlikte yaşamaktadır.
Çeşitli renklerden oluşan bu mozaiği teşkil eden insanların, kendilerine has bir kültürleri vardır, müzik kültürü de buna dahildir.
Bu nedenle, aynı toprak parçasının değişik ortam ve gruplarında birlikte olmak ve yaşamak durumunda kalan değişik kültürden insanların, birbirlerinin beğenilerine, tercihlerine saygılı ve hoş görülü olmaları, çıktıkları ve geldikleri yerleri asla unutmamaları gerekir.
Ben, İlk Okula 1955 senesinde beş sınıf da bir arada okuyan bugün il olan o tarihte yolu, suyu ve elektriği dahi olmayan köyden farksız Şırnak'ta başladım ve iki sene orada okudum, babamın ve daha sonra da benim memuriyetim nedeniyle, ülkenin her bölgesinde yaşadım ve o farklı mozaiğin her rengini, gördüm tanıdım ve özümsedim. Bu nedenle; hiçbir ayırım yapmadan, kendimi o mozaiğin ayrı ayrı her bir parçası olarak kabul ettim ve her bir parçasına saygı duydum, bundan dolayı da hiç pişman değilim, bilakis çok memnun ve mutluyum.
01/02/2019
Güner YİĞİTBAŞI
Hukukçu
Yorum Gönder