Silkelemek sözcüğü, son günlerde dikkati çekecek kadar güncel ve gündemde.
Sebebi de, ERDOĞAN'ın; ilgili bakana, CHP'li belediyelerin devlete olan borçlarını tahsil et talimatını verirken, amiyane bir şekilde, belediyeleri silkelemeye başlayın demesinden kaynaklıdır.
ERDOĞAN'ın; belediyelerin, devlete olan borçlarının, rızaları dışında, paralarına el konularak tahsil edilmesi için kullandığı silkelemek sözcüğü, gerçek ve mecazi anlamlarıyla, günlük yaşamımızda, değişik yerlerde çokça kullandığımız bir sözcüktür.
Silkelemek sözcüğünün bana göre en yakıştığı ve yerli yerinde kullanıldığı durum, dut ile yan yana geldiği, dut silkelemek tabirindeki yeridir.
Siyahıyla ve beyazıyla dut; bahar aylarının çok sevilen bir meyvesidir. Dut ağacının insan boyunun yetişebildiği alçak dallarındaki meyvelerini, dallarını biraz eğerek ellerimizle kopararak yemenin tadına doyulamaz.
Ancak, ağacın yetişemediğimiz yüksekte kalan güneşe açık dallarında bulunan ve olgunlaşan dutların tadı da bir başkadır tabi. İşte bu güzelim erişemediğimiz olgun dutları, kuşlara yem etmeden toplayarak yiyebilmenin en kolay, emin ve kestirme yolu da, aşağıda bir branda veya çarşaf açıp gererek dut ağacının dallarını şiddetle sallayıp sarsarak silkelemektir.
Dut ağacının dallarını silkelediğimizde, olgun dutların, patır patır ses çıkararak, dolu yağar gibi, aşağıda açtığımız brandaya veya çarşafa düşüşlerini seyretmek de, onları yemek kadar zevklidir. Eski çocukluğumuzda kalan güzel anılardandır, dut silkelemek.
Bazen uyuşuk insanlar için de kullanılır mecazen. ”Sen bir silkelen de kendine gel biraz” deriz, uyuşuk insanlara.
Zengin insanların mal varlıklarını ifade etmek için de kullanırız bu sözcüğü. Ahmet efendi o kadar zengin ve varlıklı ki; bir silkelense tüm zenginliği ortaya çıkar deriz.
Biraz amiyane olacak ama, kalçası biraz büyükçe olan bir bayan o büyük kalçaya rağmen bir de kırıtarak endamlı yürüyorsa, arkadan gelenlerin gayri ihtiyari olarak bayana bak kalçasını amma da silkeliyor dediklerini duyarsınız.
Bir yerde Allah korusun biraz şiddetli deprem olsa, sosyal medyada hemen yer alır; ”çok fena silkelendik” cümlesi. Anlarız ki; bunu paylaşanlar depremi yaşamışlar.
Bazen de, dolmuştasınızdır, hemen şoföre yakın ayakta seyahat eden bıçkın bir delikanlı, ”abi beni durakta silkele” der şoföre.
Örnekleri çoğaltabiliriz,
Bir silkeleme sözcüğünden hareketle nereden nereye uzandık.
Sen çok yaşa emi ERDOĞAN. Gelmez bir daha senin gibi bir Cumhurbaşkanı.
17/12/2024
Güner YİĞİTBAŞI
Yorum Gönder