Cumhurbaşkanlığı makamına seçilen ve adına Cumhurbaşkanı denilen kişi de; anayasanın, Cumhurbaşkanına tanıdığı görev ve yetkileri dışında, anayasanın 10. maddesine göre yasa önünde diğer Türk vatandaşlarıyla eşit konumdadır.
Cumhurbaşkanları, anayasanın öngördüğü görev sürelerini tamamladıktan ve yeniden seçilme yeterliliklerini yitirdikten sonra, anayasaya aykırı olarak, o makama yeniden seçilme talebinde ve arzusunda ve de dayatmasında asla bulunamazlar.
Cumhurbaşkanları; cumhurbaşkanlığının görev ve yetkileri yanında, bu makamın kendilerine yüklediği sorumlulukları da aynen yerine getirmek zorundadırlar.
Cumhurbaşkanları; ceza kanunlarının bu makamı koruyan hükümlerinden yararlanabilmeleri için, göreve başlarlarken, şeref ve namuslarını ortaya koyarak ve bu değerleriyle garanti ederek mecliste yaptıkları yeminlerine ve anayasa hükümlerine uygun bir şekilde görev yapmak zorundadırlar.
Cumhurbaşkanlığı; görev ve yetkileri yanında, sorumluluklarıyla da bir bütündür, paranın yazı ve turası gibi.
Hal böyleyken ve anayasaya göre süre ve dönem itibariyle yeniden cumhurbaşkanı seçilme yeterliliğini yitiren bir kişinin, gözünü hala bu makama dikip, anayasaya aykırı olarak yeniden seçilme hazırlıkları içinde bulunması, bu makama seçilmek için bir partiden aday olan kişiyi hukuka aykırı yollarla hapse attırarak telef etmesi, asla savunulamaz.
Partili Cumhurbaşkanının; mecliste yaptığı son grup konuşmasında sarf ettiği, “Cumhurbaşkanı olma hevesi yolunda daha kaç CHP'li telef olup gidecek” sözleri, bir cumhurbaşkanına, sıfatı ne olursa olsun bir insana yakışmadığı gibi, cumhurbaşkanının kendisinden sonra cumhurbaşkanı olmaya heveslenerek aday olan bir kişiyi, yok etme ortadan kaldırma anlamına gelen, telef etme yetkisi asla yoktur.
Telef olma, telef etme, çok ağır bir tehdit ve gözdağıdır. Kaldı ki, masum bir insana yönelik olarak da kullanılmaması gereken bir sözdür. Telef olma, insan dışındaki hayvan ve bitkiler gibi diğer canlılar için kullanılan bir sözdür. Örneğin, bir kuş gribi hastalığı salgını gelir ve binlerce tavuk bir gecede ölürse, ölen tavuklar için telef oldular deriz. Keza bir orman yangını sonucunda, ormanda yanan hayvanlar, bitkiler ve ve ağaçlar için de; biz, orman yangınında yanarak telef oldular diyerek üzülürüz.
Partili Cumhurbaşkanı; bu ülkenin kurtarıcısı ve devletimizin kurucusu ATATÜRK'e dahi nasip olmayan çok uzun, kesintisiz olarak 23 sene bu ülkeyi tek başına yönetmenin şeref ve mutluluğuna erişmiş, Belediye başkanlığından, milletvekili, başbakan ve cumhurbaşkanı olma şerefine nail olmuş bir kişi olarak, bu ülkeden ve halkımızdan daha ne talep etmektedir? Bunu anlamak mümkün değildir.
Partili Cumhurbaşkanı, CHP'ye yönelik bu tür sözleri, ilk kez söylememiştir, son olacağa da benzememektedir maalesef.
Hatırlayınız, yıllar önce de aynı kişi; “Bitaraf olan bertaraf olur” diyerek, kendisine biat etmeyenleri tehdit etmemiş miydi?
Çok yazık. Partili Cumhurbaşkanı; kendisini, bu devletin hiç kimseye nasip olmayan en üst makamlarının tümüne oylarıyla seçmiş bulunan Türk Halkına hiç hak etmediği kötülükleri yapmaktadır.
01/05/2025
Güner YİĞİTBAŞI
Yorum Gönder