Cumhuriyetin Savcılarına Yakarışımızdır!....
Emekli bir Askeri ve aynı zamanda Cumhuriyet Savcısı ve de 50 yıllık bir hukukçu olarak, bu makaleyi yazıp C.Savcılarımıza seslenmek ve yakarmak istiyorum.
Kağıt üzerinde kalsa da, kuvvetler ayrılığı ilkesini, siyasal iktidarın değil, Türk Milletinin adına yargı yetkisini kullandığınızı, yargının; siyasal iktiadarın, siyasete yön verme ve siyasi intikam amacıyla asla kullanılamayacağını, yargıyı bu şekilde kullanmak isteyen siyasal iktidarların her zaman olacağını ama, Cumhuriyetin savcıları olarak hukuktan, hak ve adaletten asla ayrılma hak ve yetkinizin olmadığını lütfen aklınızdan çıkarmayınız.
Hiçbir meslek erbabının memuriyet sıfatlarının önünde Cumhuriyet nitelemesinin bulunmadığını, bu nitelemenin sadece sizlere tanındığını ve bunun sizlere ATATÜRK'ün bir armağanı ve aynı zamanda direktifi olduğunu, asla hatırınızdan çıkarmayınız.
Ülkemizde, yargının içine düşürüldüğü taraflı ve siyasal iktidara bağımlı haline baktıkça, emekli bir savcı olarak çok üzüldüğümüzü ve ülkenin demokratik geleceği adına endişe duyduğumuzu belirtmeliyiz.
Bugün elime SÖZCÜ Gazetesini aldım ve “Seçim süreci bitti, dosya raftan indi, AKŞENER'e Fetö Soruşturması” başlıklı haberi görünce, bu makaleyi yazmayı kendimize görev bildik.
Bir hukukçu olarak; gerçekten suç işleyenler hakkında soruşturma ve yeterli delil varsa davalar açılmasına, asla karşı değiliz.
Bizim karşı olduğumuz ve maalesef bazı C.Savcılarımızın da şu veya bu sebeple, siyasal iktidarın yasa dışı isteklerine alet oldukları husus; siyasal öç ve intikam almak, siyasi rakibini siyaset minderinden atmak amaçlı, hukuk dışı siyasal soruşturmalardır.
Bir kişinin suç işlediğine dair kuvvetli suç şüphesi ve delil varsa, hiç vakit kaybetmeden, seçim meçim beklenmeden derhal gereği yapılmalıdır. Seçim sonuçlarının beklenmesi ve soruşturmaya ona göre yön verilmesi, demokrasilerde asla kabul edilemez.
Şimdi sırada, İstanbul Büyük Şehir Belediye Başkanlığına seçilen İMAMOĞLU hakkındaki ORDU valisine hakaret ettiği yalan ve iftirasına dayalı soruşturma vardır. Bu soruşturmanın seçimlerden sonraya bırakılması talimatı, basından izlediğimiz kadarıyla, bizzat AKP Genel Başkanı tarafından verilmiştir.
Merakla bekliyoruz, bu konuda Cumhuriyetin savcıları ne yapacak diye?
Hukuk mu geçerli olacak, yoksa bir siyasinin siyasi beklentilerinin, intikam duygularının tatmini mi geçerli olacak ve amaçlanacak?
İMAMOĞLU; ilk seçim galibiyeti elinden gasp edilerek alınmış, yenilenen seçimde 800 bir farkla yeniden seçilmiş İstanbul'un olduğu kadar tüm ülkenin sevgisini ve güvenini kazanmış, kendisinden büyük hizmetler beklenen çok değerli bir siyasi şahsiyetir. İstanbul ve ülkemiz için çok değerli olan bu kişiyi, siyasal iktidarın adamı olduğunu kanıtlayan, T.C. Nin bir valisi olma vasfını yitiren bir vali için, hem de işlemediği iftiraya dayalı bir suçtan dolayı soruşturup hakkında dava açmanın bu ülkeye ne faydası olacak bilemiyoruz. T.C. Devleti ve Türk yargısı; bir siyasinin intikam amaçlarını tatmin etmek amacıyla kullanılamayacak ve buna müsaade edilemeyecek kadar değerli ve saygındır.
Meral AKŞENER hakkındaki iddianın; FETÖ Örgütüne Üye Olmak ve bu örgüte yardım etmek olduğunu duyuyoruz.
Sayın C.Savcılarımız; sizler uzaydan gelmediniz, hepiniz bu ülkede yaşadınız ve yaşananları gördünüz, bu örgütün; yasal bir cemaat ve hizmet hareketi olduğu hoş görüsü ve desteğiyle, bugünkü siyasal iktidar tarafından beslendiğini, devlet kadrolarını işgal etmelerine göz yumulduğunu, onlarla ortaklık yapıldığını, CHP'nin; FETÖ için terörist dediği zaman, zamanın Adalet Bakanı Bekir BOZDAĞ'ın Meclis kürsüsünden, bas bas bağırarak, FETÖ'ye iftira ediyorsunuz, Fetullah GÜLEN bu ülkenin yetiştirdiği en önemli din alimidir, değerli bir insandır diyerek, Fetullah GÜLEN'i aslanlar gibi savunduğunu, CHP'yi susturmak istediğini bir hatırlayınız, meclis tutanaklarında bunlar vardır. Fetullah GÜLEN'in, terörist olmadığını ve ülkenin en önemli din alimi olduğunu savunan kişi, basit bir kişi değil, devletin tüm gizli istihbari bilgilerini, her Türk vatandaşından, hem de siz savcılardan çok daha iyi bilen, bilmesi gereken bir şahıs. Dikkatiniz çekerim, bu konuşma, hain darbe girişiminden az önce yapılan bir konuşmadır.
Şu anda, Bank Asya'da hesabı olduğu ve FETÖ ile irtibatlı okullarda çocuklarını okuttuklarını gerekçe yaparak, haklarında davalar açtığınız ve yargılamalar sonunda ağır cezalar verilen suçsuz insanlar da, hukuk ve adalet adına ayrı bir üzüntü kaynağıdır. Bu banka ve okullar, FETÖ'ye yardım eden kuruluşlarsa, devlet olarak, iş başındaki sorumlu siyasetçiler olarak, bu bankaların ve okulların çalışma izinlerini darbe girişimine kadar niçin iptal etmediniz, vatandaşlarınızı suç işlemek için ajite ettiniz diye sorarlar adama.
Sayın C.SAvcılarımız, bu gerçekleri sizler de yaşayarak gördünüz ve biliyorsunuz, yazdığınız iddianamelerde ve verdiğiniz kararlarda samimi iseniz, her ceza verdiğiniz dosya nedeniyle, gerçek suç ortağı siyasal iktidarın yöneticileri için niçin suç duyurusunda bulunmayarak sessiz kalabiliyorsunuz, vicdanlarınız hiç mi sızlamıyor?
Bu itibarla, bu hain örgütü darbe girişiminde bulunacak kadar geliştiren, koruyup kollayan, ona yardım ve yataklık eden iş başındaki siyasilerin, ellerini kollarını sallayarak serbestçe dolaşmaları ve ülkeyi yönetmeye devam etmelerini, örgütün siyasi ayağına bilerek dokunulmadığını görmezlikten gelip, FETÖ ile alakası olmayan, tek kusuru iktidara muhalefet yapmak olan Meral AKŞENER hakkında soruşturma açmanızın kamu vicdanını sızlatacağını asla unutmayınız, Cumhuriyetin Sayın Savcıları.
İş başındaki siyasal iktidarın,23Haziran İstanbul seçimlerinden önceki son hamlesine ne diyeceksiniz Cumhuriyetimizin Sayın Savcıları?
Siyasal iktidar, İmralı’daki bebek katilinin ayağına bir akademisyen gönderecek, ondan seçim talimatı içeren bir mektup alması ve kamuoyuna açıklanması istenecek ve açıklanacak da, ayrıca PKK Terör Örgütünün kırmızı bültenle aranan etkin bir mensubu Osman ÖCALAN, Devletin televizyonu olan TRT'ye çıkarılacak, bundan iyi bölücü PKK Terör Örgütüne yardım ve yataklık mı olur, bundan güzel örgüt propagandası mı olur sayın savcılar, soruyoruz sizlere?
Meral AKŞENER hakkında soruşturma yaparken, bu gerçekleri de değerlendirmek, görev ve vicdan borcunuzdur.
Ne duruyorsunuz? Gerçek suç işleyen siyasiler hakkında bir inceleme başlatınız fezlekeler düzenleyiniz ve ilgili kurumlara gönderiniz lütfen.
C.Savcılarımızın içinde bulundukları zor koşulları ve üzerlerindeki siyasi baskıları biliyoruz ve kendimizi onların yerine koyarak empati yapıyoruz, ancak yine de artık bu kadarı da fazla, korkunun ecele faydası yok, biraz daha adil olunuz demekten de kendimizi alamıyoruz, onların emekli savcı meslek büyükleri ve ülkesini seven tarafsız bir insan ve elli yıllık bir hukukçu olarak.
Tüm ağır koşullara ve baskılara rağmen; mesleklerini, hak ve adalet duyguları içinde tarafsız olarak yapan Cumhuriyet Savcılarımızı ayrık tuttuğumuzu da özellikle belirtmek istiyoruz.
29/06/2019
Güner YİĞİTBAŞI
Hukukçu
Kağıt üzerinde kalsa da, kuvvetler ayrılığı ilkesini, siyasal iktidarın değil, Türk Milletinin adına yargı yetkisini kullandığınızı, yargının; siyasal iktiadarın, siyasete yön verme ve siyasi intikam amacıyla asla kullanılamayacağını, yargıyı bu şekilde kullanmak isteyen siyasal iktidarların her zaman olacağını ama, Cumhuriyetin savcıları olarak hukuktan, hak ve adaletten asla ayrılma hak ve yetkinizin olmadığını lütfen aklınızdan çıkarmayınız.
Hiçbir meslek erbabının memuriyet sıfatlarının önünde Cumhuriyet nitelemesinin bulunmadığını, bu nitelemenin sadece sizlere tanındığını ve bunun sizlere ATATÜRK'ün bir armağanı ve aynı zamanda direktifi olduğunu, asla hatırınızdan çıkarmayınız.
Ülkemizde, yargının içine düşürüldüğü taraflı ve siyasal iktidara bağımlı haline baktıkça, emekli bir savcı olarak çok üzüldüğümüzü ve ülkenin demokratik geleceği adına endişe duyduğumuzu belirtmeliyiz.
Bugün elime SÖZCÜ Gazetesini aldım ve “Seçim süreci bitti, dosya raftan indi, AKŞENER'e Fetö Soruşturması” başlıklı haberi görünce, bu makaleyi yazmayı kendimize görev bildik.
Bir hukukçu olarak; gerçekten suç işleyenler hakkında soruşturma ve yeterli delil varsa davalar açılmasına, asla karşı değiliz.
Bizim karşı olduğumuz ve maalesef bazı C.Savcılarımızın da şu veya bu sebeple, siyasal iktidarın yasa dışı isteklerine alet oldukları husus; siyasal öç ve intikam almak, siyasi rakibini siyaset minderinden atmak amaçlı, hukuk dışı siyasal soruşturmalardır.
Bir kişinin suç işlediğine dair kuvvetli suç şüphesi ve delil varsa, hiç vakit kaybetmeden, seçim meçim beklenmeden derhal gereği yapılmalıdır. Seçim sonuçlarının beklenmesi ve soruşturmaya ona göre yön verilmesi, demokrasilerde asla kabul edilemez.
Şimdi sırada, İstanbul Büyük Şehir Belediye Başkanlığına seçilen İMAMOĞLU hakkındaki ORDU valisine hakaret ettiği yalan ve iftirasına dayalı soruşturma vardır. Bu soruşturmanın seçimlerden sonraya bırakılması talimatı, basından izlediğimiz kadarıyla, bizzat AKP Genel Başkanı tarafından verilmiştir.
Merakla bekliyoruz, bu konuda Cumhuriyetin savcıları ne yapacak diye?
Hukuk mu geçerli olacak, yoksa bir siyasinin siyasi beklentilerinin, intikam duygularının tatmini mi geçerli olacak ve amaçlanacak?
İMAMOĞLU; ilk seçim galibiyeti elinden gasp edilerek alınmış, yenilenen seçimde 800 bir farkla yeniden seçilmiş İstanbul'un olduğu kadar tüm ülkenin sevgisini ve güvenini kazanmış, kendisinden büyük hizmetler beklenen çok değerli bir siyasi şahsiyetir. İstanbul ve ülkemiz için çok değerli olan bu kişiyi, siyasal iktidarın adamı olduğunu kanıtlayan, T.C. Nin bir valisi olma vasfını yitiren bir vali için, hem de işlemediği iftiraya dayalı bir suçtan dolayı soruşturup hakkında dava açmanın bu ülkeye ne faydası olacak bilemiyoruz. T.C. Devleti ve Türk yargısı; bir siyasinin intikam amaçlarını tatmin etmek amacıyla kullanılamayacak ve buna müsaade edilemeyecek kadar değerli ve saygındır.
Meral AKŞENER hakkındaki iddianın; FETÖ Örgütüne Üye Olmak ve bu örgüte yardım etmek olduğunu duyuyoruz.
Sayın C.Savcılarımız; sizler uzaydan gelmediniz, hepiniz bu ülkede yaşadınız ve yaşananları gördünüz, bu örgütün; yasal bir cemaat ve hizmet hareketi olduğu hoş görüsü ve desteğiyle, bugünkü siyasal iktidar tarafından beslendiğini, devlet kadrolarını işgal etmelerine göz yumulduğunu, onlarla ortaklık yapıldığını, CHP'nin; FETÖ için terörist dediği zaman, zamanın Adalet Bakanı Bekir BOZDAĞ'ın Meclis kürsüsünden, bas bas bağırarak, FETÖ'ye iftira ediyorsunuz, Fetullah GÜLEN bu ülkenin yetiştirdiği en önemli din alimidir, değerli bir insandır diyerek, Fetullah GÜLEN'i aslanlar gibi savunduğunu, CHP'yi susturmak istediğini bir hatırlayınız, meclis tutanaklarında bunlar vardır. Fetullah GÜLEN'in, terörist olmadığını ve ülkenin en önemli din alimi olduğunu savunan kişi, basit bir kişi değil, devletin tüm gizli istihbari bilgilerini, her Türk vatandaşından, hem de siz savcılardan çok daha iyi bilen, bilmesi gereken bir şahıs. Dikkatiniz çekerim, bu konuşma, hain darbe girişiminden az önce yapılan bir konuşmadır.
Şu anda, Bank Asya'da hesabı olduğu ve FETÖ ile irtibatlı okullarda çocuklarını okuttuklarını gerekçe yaparak, haklarında davalar açtığınız ve yargılamalar sonunda ağır cezalar verilen suçsuz insanlar da, hukuk ve adalet adına ayrı bir üzüntü kaynağıdır. Bu banka ve okullar, FETÖ'ye yardım eden kuruluşlarsa, devlet olarak, iş başındaki sorumlu siyasetçiler olarak, bu bankaların ve okulların çalışma izinlerini darbe girişimine kadar niçin iptal etmediniz, vatandaşlarınızı suç işlemek için ajite ettiniz diye sorarlar adama.
Sayın C.SAvcılarımız, bu gerçekleri sizler de yaşayarak gördünüz ve biliyorsunuz, yazdığınız iddianamelerde ve verdiğiniz kararlarda samimi iseniz, her ceza verdiğiniz dosya nedeniyle, gerçek suç ortağı siyasal iktidarın yöneticileri için niçin suç duyurusunda bulunmayarak sessiz kalabiliyorsunuz, vicdanlarınız hiç mi sızlamıyor?
Bu itibarla, bu hain örgütü darbe girişiminde bulunacak kadar geliştiren, koruyup kollayan, ona yardım ve yataklık eden iş başındaki siyasilerin, ellerini kollarını sallayarak serbestçe dolaşmaları ve ülkeyi yönetmeye devam etmelerini, örgütün siyasi ayağına bilerek dokunulmadığını görmezlikten gelip, FETÖ ile alakası olmayan, tek kusuru iktidara muhalefet yapmak olan Meral AKŞENER hakkında soruşturma açmanızın kamu vicdanını sızlatacağını asla unutmayınız, Cumhuriyetin Sayın Savcıları.
İş başındaki siyasal iktidarın,23Haziran İstanbul seçimlerinden önceki son hamlesine ne diyeceksiniz Cumhuriyetimizin Sayın Savcıları?
Siyasal iktidar, İmralı’daki bebek katilinin ayağına bir akademisyen gönderecek, ondan seçim talimatı içeren bir mektup alması ve kamuoyuna açıklanması istenecek ve açıklanacak da, ayrıca PKK Terör Örgütünün kırmızı bültenle aranan etkin bir mensubu Osman ÖCALAN, Devletin televizyonu olan TRT'ye çıkarılacak, bundan iyi bölücü PKK Terör Örgütüne yardım ve yataklık mı olur, bundan güzel örgüt propagandası mı olur sayın savcılar, soruyoruz sizlere?
Meral AKŞENER hakkında soruşturma yaparken, bu gerçekleri de değerlendirmek, görev ve vicdan borcunuzdur.
Ne duruyorsunuz? Gerçek suç işleyen siyasiler hakkında bir inceleme başlatınız fezlekeler düzenleyiniz ve ilgili kurumlara gönderiniz lütfen.
C.Savcılarımızın içinde bulundukları zor koşulları ve üzerlerindeki siyasi baskıları biliyoruz ve kendimizi onların yerine koyarak empati yapıyoruz, ancak yine de artık bu kadarı da fazla, korkunun ecele faydası yok, biraz daha adil olunuz demekten de kendimizi alamıyoruz, onların emekli savcı meslek büyükleri ve ülkesini seven tarafsız bir insan ve elli yıllık bir hukukçu olarak.
Tüm ağır koşullara ve baskılara rağmen; mesleklerini, hak ve adalet duyguları içinde tarafsız olarak yapan Cumhuriyet Savcılarımızı ayrık tuttuğumuzu da özellikle belirtmek istiyoruz.
Güner Yiğitbaşı
29/06/2019Güner YİĞİTBAŞI
Hukukçu