İki Ucu Boklu Değnek

Türkiye Cumhuriyeti olarak iki ucu boklu bir değnek elimizde bulunmaktadır. Ülke olarak yapmamız gereken, bu iki ucu boklu sopadan en az zarar görer

İki Ucu Boklu Değnek
Ukrayna, Nato (ABD) ve Rusya üçlüsü arasında baş gösteren Ukrayna muhtemel savaş krizinin tam ortasında kaldık,  Türkiye Cumhuriyeti Devleti olarak. 

Coğrafi konumumuz itibariyle, olası bir savaşta,  taraf olalım veya olmayalım,  iktisaden ve siyaseten en büyük zararı görecek olan ülke Türkiye olacaktır. 

Türkiye Cumhuriyeti olarak iki ucu boklu bir değnek elimizde bulunmaktadır. 

Ülke olarak yapmamız gereken,  bu iki ucu boklu sopadan en az zarar görerek çıkmanın yollarını aramak, meseleye;  duygusal, şahsi siyasi çıkarlar için değil,  serinkanlı bir şekilde, akılcı ve ülke yararını ön planda tutarak yaklaşmalıyız. 

Hele, hele Suriye konusunda olduğu gibi, ABD'nin dolduruşuna gelerek, yanlış ata oynayarak, başka ülkelerin içişlerine karışarak meseleye balıklama dalmamalıyız. 

Halk Tv de bir programa katılan emekli bir general; Rusya'dan da, Ukrayna'dan da vazgeçmemiz mümkün değildir demiş. Bu beyan ne anlama geliyor? Tarafsız kalalım demek istiyor. 

Mümkünse,  en doğru karar,  tarafsız kalmaktır. 

Ukrayna, şu anda bir Nato üyesi olmadığı için Nato'nun koruma şemsiyesi altında değildir. Bu nedenle, ABD ve İngiltere’nin bu krizi Nato şemsiyesi altında aşma, Rusya ile  Nato olarak savaşma kararı almaları halinde,  ülke olarak Nato'dan kaynaklı bağlayıcı bir sorumluluğumuz olamayacağı için, muhtemel bir savaşta ABD'nin yanında yer almak mecburiyetimiz bulunmamaktadır. 

ERDOĞAN'ın; Putin'in, Ukrayna’nın doğusundaki ayrılıkçı Donbas bölgesindeki iki şehir devletini tanımış olmasını,  kabul edilemez diyerek eleştirmiş ve kınamış olması bile, bize göre gereksiz bir açıklama olup. ülkemiz yararına değildir. 

Bu krizi;  ister Ukrayna ve Rusya, isterseniz ABD ve Rusya krizi olarak değerlendiriniz, şayet eninde sonunda bir tarafı tutmak zorunlu hale gelirse, örneğin, bu krizin bir sıcak çatışmaya savaşa dönüşmesi halinde,  ABD'nin ülkemizi bu savaşa dahil etme talebi söz konusu olduğunda,  kesinlikle bu talebe olumlu bakılmamalıdır, demem o ki; tarafsız kalmak istememize rağmen, bu mümkün olmadığı takdirde, kesinlikle Putin ve Rusya'yı kışkırtacak ve kızdıracak eylem ve söylemlerden kaçınmalıyız. 

ERDOĞAN; Kaddafi’nin devrilmesi ve Libya'nın parçalanmasında da,  önce Nato'nun Libya’da ne işi var demiş ve sonra Libya'nın parçalanmasında ABD ve batıya destek olmuştur. 

Umarız, şimdi Ukrayna krizinde de aynı hatayı tekrarlamaz. 

Nato, saldırı ve genişleme değil, üyeleriyle sınırlı  bir savunma örgütü olup, Ukrayna Nato üyesi de değildir. 

Rusya,  komşumuzdur, iktisaden; turizmden elde ettiğimiz dövizin temininde, ısınma ve sanayide, enerji üretiminde kullandığımız doğalgazın temininde, tarımı ihmal ettiğimiz için açık veren ve ithal etmek zorunda kaldığımız buğday ve ayçiçeğinin temininde, nükleer enerji ve endüstri tesislerinin inşasında, en başta narenciye ürünleri olmak üzere, bazı tarım ürünlerimizin ihracında pazar olarak,  tepeden tırnağa boğazımıza kadar Rusya'ya bağımlıyız. 

Rusya; Suriye batağında şimdilik ülkemize destek çıkan, (İdlipte 34 askerlerimizi şehit etmiş olsalar da)en azından köstek olmayan,  dostane tavrını sürdüren bir komşumuzdur. 

Ukrayna ile de ülke olarak yakın ilişkilerimiz olabilir, ancak,  Ukrayna ve Rusya arasında,  ABD ve AB ülkelerinin kaşımalarıyla baş gösteren krizde,  Rusya'nın;  ülkesinin güvenliği açısından haklı olduğu yadsınamaz. 

Kaldı ki; bu kriz bize göre,  eskiden Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği Devlet çatısı altında devletler olan Rusya ve  Ukrayna arasında baş gösteren bir aile kavgası olarak değerlendirilmeli ve Ukrayna’nın Notoya girmesinin,  bizim için  zorunlu olduğu ve bunun ilişkilerimize daha büyük katkılar sunacağı da düşünülmemelidir.  

ABD; Suriye’deki Kürt oluşumuna cephane, silah ve askeri eğitim olarak destek vererek, ülkemize düşmanca tavrını sürdüren,  bir sözde dosttur. 

Ulusal çıkarımız; krizin iç politikaya malzeme edilmemesini, öncelikle krizin taraflarına karşı tarafsız kalmamızı, mümkün olmadığında ABD'nin muhtemel baskılarına karşı koyarak,  Rusya'nın yanında tavır koymamızı zorunlu kılmaktadır.  

Güner Yiğitbaşı

24/02/2022

Güner YİĞİTBAŞI

Hukukçu

Yorum Gönder

[blogger][facebook][disqus]

Kemalın Askeri

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

Javascript DisablePlease Enable Javascript To See All Widget