Anayasanın bu önemli vurguna dikkat çekmemizin nedeni; Türkiye Devleti ve Türkiye Cumhuriyeti Devleti ibarelerinde yer alan “Türkiye” tabirinin, anayasal bir kavram olduğunu ifade etmektir.
Demem o ki; örneğin, “Türkiye halkı”, ”Türkiye vatandaşı” diye başlayarak söylenecek veya yazılacak olan cümleler, üniter devlet yapısını, milli birlik ve beraberliğimizi, devletimizin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğünü bozucu söz ve kavramlar olmayacaktır.
“Türkiye Devleti” tanımlaması doğru bir tanımlama olup, vatandaşlarını ağırlıklı olarak Türk ve Kürt etnik kökeninden gelen insanların teşkil ettiği devletimizin; Türk etnik kimliğine vurgu yapan ve Türk etnik kimliğini öne çıkaran ve sadece Türk etnik kimliğine sahip insanlara ait bir Türk Devleti olmayıp, coğrafi adı Türkiye olan bugünkü ülke sındılarımız içinde ATATÜRK tarafından kurulan ve kaderde, tasada ve kıvançta ortak bir şekilde, ağırlıklı ve çoğunluk olarak Türk, Kürt ve sayıları daha az olan sair etnik kökenden gelen insanların vatandaş olarak yaşadıkları bir devlet olduğunu ifade etmektedir.
Bu gerçeğe rağmen Anayasa ve yasalarımızda; örneğin, anayasanın 66. maddesinde, sayı üstünlüğüne dayalı olarak etnik kökene çağrışım yapan ve Türk vurgusunu öne çıkaran kavramların yer alması, özellikle Kürt etnik kökenli vatandaşlarımızda ortak devletimize olan aidiyet duygularını zayıflatan bir hassasiyete yol açmakta ve onların ayrılıkçı duygularını kabartmaktadır.
Bu nedenle, özellikle Kürt etnik kimliğinden gelen vatandaşlarımızı rahatlatmak, gereksiz yanlış anlamalarını ve hassasiyetlerini gidermek ve Türkiye Cumhuriyeti Devletine olan aidiyet duygu ve bağlarını güçlendirmek amacıyla, bazı kavramlara esneklik ve netlik kazandırmak için bazı kavramlara yeni tanımlamalar yapmak, zaruret haline gelmiştir.
Bu bağlamda, Devletimiz; ”Türkiye Cumhuriyeti Devleti” olarak ifade edilmeye devam edilmelidir.
Türkiye; Devletimizin üzerinde kurulu olduğu toprak unsuru ve toprak parçası olan ülkemizin coğrafi adı olarak anlamlandırılmalıdır.
Türk; Türkiye Cumhuriyeti Devletinde ve ülkesinde yaşayan, devletin insan unsuru olan milleti oluşturan Türk etnik kimlikli insanlarımızı, Türk etnik kimlikli vatandaşlarımızı ifade etmek amacıyla kullanılmalıdır.
Kürt; Türkiye Cumhuriyeti Devletinde yaşayan devletin insan unsuru olan milleti oluşturan Kürt etnik kimlikli insanlarımızı, Kürt etnik kimlikli vatandaşlarımızı ifade etmek amacıyla kullanılmalıdır.
Bir etnik kimliğe vurgu yapan Türk vatandaşı kavramı yerine, devletimizle, yani Türkiye Cumhuriyeti Devletiyle iletişim, aidiyet ve bağ kuran, Türkiye Vatandaşı ve Türkiye halkı kavramı getirilmeli, Türkiye Cumhuriyeti devletine vatandaşlık bağıyla bağlı olan, Türk, Kürt ve sair etnik kimliklere mensup tüm insanlarımızın her birini ifade etmek amacıyla Türkiye Cumhuriyeti Devleti vatandaşı, kısaca Türkiye vatandaşı, Türkiye Halkı kavramı kullanılmalıdır.
Sıklıkla “Türkiye Halkları” denildiğine tanık oluyoruz. Bir ülkenin ve devletin tüm vatandaş topluluğunu ifade eden ve tüm etnik kimlikleri kapsayan “Türkiye Halkı” kavramına evet, ama; “Türkiye Halkları” kavramı, bize göre yanlış, maksatlı ve bölücü amaçlarla kullanılmaktadır. Türkiye Halkı da, çoğul ve kapsayıcı bir kavram olup, değişik etnik kökenleri içeren tüm vatandaşlar topluluğunu ifade etmektedir, Buna rağmen, çoğulun da çoğulu olan “Türkiye Halkları” bize göre iyi niyet içermemektedir. Maksat bağcıyı dövmek değil de üzüm yemekse, sadece Türk etnik kimliğine mensup vatandaşların ötesinde Türkiye Devletinin her ırktan vatandaşlarını kapsayan “Türkiye Halkı” kavramı kullanılmalıdır.
Bize göre özellikle Kürt etnik kimliğinden gelen vatandaşlarımızın rahatsızlığına neden olan Anayasanın 66. maddesinde yer alan hüküm değiştirilmeli ve “Türk Devletine vatandaşlık bağıyla bağlı olan herkes Türk’tür” yerine, “Türkiye Devletine vatandaşlık bağıyla bağlı olan herkes Türkiye vatandaşıdır ”hükmü getirilmelidir. “Türk babanın veya Türk ananın çocuğu Türk’tür” hükmü, ”Türkiye Vatandaşı babanın veya Türkiye vatandaşı ananın çocuğu da Türkiye vatandaşıdır” şeklinde değiştirilmelidir. Türk ananın veya Türk babanın çocuğu tabi Türk’tür, bunu anayasaya yazarak ayrıca vurgulamanın, bazı çevrelerde hassasiyete sebep olması dışında hiçbir faydası ve gereği yoktur.
Değiştirilmesi teklif dahi edilemeyen Anayasamızın 3. maddesinde yer aldığı gibi, Türkiye Cumhuriyeti Devletinin resmi dilinin Türkçe olmasına halel gelmemek üzere, Okul öncesi ve lise öncesi sekiz yıllık temel eğitimde, resmi dil olan Türkçe ile zorunlu eğitime devam edilmeli, ancak eğitimin sonraki aşamalarında, değişik etnik kimliklere mensup Türkiye devleti vatandaşlarının kendi ana dillerinde eğitim veren özel okulların açılmasına olanak sağlanmalıdır.
Bizce doğrudan Türk etnik kimliğine vurgu yapan kavramlardan uzaklaşmak, milli duygularımızı zayıflatmayacağı gibi, bu ülkede yaşayan ve bu ülkenin vatandaşı olan değişik etnik kimliklerden gelen insanlarımız arasındaki bağı ve tesadünüdü artırmaya yardımcı olacak ve bu ülkede hiç kimse kendisini yabancı olarak hissetmeyecek, herkes ülkesine sahip çıkacaktır.
12/01/2025
Güner YİĞİTBAŞI
Yorum Gönder