Üç Milletvekilinin Vekilliklerinin Düşürülmesi Siyasi Bir İntikam Kararıdır

Üç Milletvekilinin Vekilliklerinin Düşürülmesi Siyasi Bir İntikam Kararıdır İktidarın ve sarayın gücünü göstermek ve muhalefetten intikam almak amacıyla düşürülmüştür. Niçin bu kanıya varıyoruz?

Üç Milletvekilinin Vekilliklerinin Düşürülmesi Siyasi Bir İntikam Kararıdır
Dün (04.06.2020) Türkiye Büyük Millet Meclisinde CHP ve HDP'li üç milletvekilinin vekillikleri, anayasaya ve yasalara aykırı olarak, muhalefete göz dağı vermek, iktidarın ve sarayın gücünü göstermek ve muhalefetten intikam almak amacıyla düşürülmüştür.
Niçin bu kanıya varıyoruz?
Zira, bu üç milletvekili hakkında kesinleşen mahkumiyet kararları,  çok önceden meclis başkanlığına gelmiş ve bu kararların genel kurulda okunarak, söz konusu milletvekillerinin vekilliklerinin düşürülmesi yoluna gidilmemiş, dün itibariyle aniden düğmeye basılarak, AKP'li meclis başkanı tarafından genel kurulun gündemine alınarak mahkumiyet kararları okunmak suretiyle, üç milletvekilinin vekillikleri düşürülmüş ve üç milletvekili de,  aynı gün apartopar yakalanarak cezalarının infazına geçilmiştir.
Bu acele nedendir, anlamak mümkün değil, vekillikleri düşürülen kişilerin haklarındaki cezaların infazına geçilmesindeki acelelik ve sürat de,  bu kararın iktidardaki AKP ve küçük ortağının kötü niyetini açıkça ortaya koymaktadır.
Kaldı ki; bu üç milletvekili,  hak ihlalinden dolayı bireysel başvuru haklarını kullanarak Anayasa Mahkemesine başvurmuşlar ve Anayasa Mahkemesindeki yargılama süreci henüz devam etmektedir.
Anayasa Mahkemesince, bireysel başvuruları esastan kabul edilerek hak ihlaline uğradıkları, adil yargılanmadıkları kararının verilmesi kuvvetle muhtemeldir.
Örneğin Enis BERBEROĞLU hakkındaki karar,  meclis başkanlığında iki seneye yakın bekletilmiş ve ne olduysa dün itibariyle aniden gündeme alınarak meclis genel kurulunda okunmuş ve milletvekilliğine son verilerek, kalan cezasının infazına geçilmesinin önü açılmış, aynı gün büyük bir süratle cezaevine kapatılmıştır.
Tüm bu gelişmeler,  AKP'li meclis başkanının kötü niyetini ve saraydan özel talimat aldığını açıkça ortaya koymaktadır.
Bugün, AKP'li Meclis Başkanı;  dünkü işlem için kendisini savunmuş ve anayasanın gereğini yerine getirdiklerini beyan etmiştir.
18 aylık bu gecikmenin nedeni, mecliste yapılacak olan infaz iyileştirmelerine ilşkin yasanın belenmesi olarak açıklanmış ise de, bu savunma tutarsız ve çelişkilidir.
Zira; Meclis Başkanı madem ki, vekillikleri düşürülen kişilerin lehlerine olabilecek  infaz yasasındaki değişiklikleri beklemiştir, Anayasa Mahkemesine yapılan bireysel başvuruların kabulü halinde kişilerin uğrayacakları hak kayıplarını ve mağduriyetlerini niçin düşünememiştir? Bu çelişkiyi anlamak ve izah edebilmek,  asla mümkün değildir.
Şu gerçek de asla unutulmamalıdır, evet  bir mahkeme kararı kural olarak Yargıtay tarafından onanırsa kesinleşmekteyse de, daha sonra anayasada yapılan bir değişiklikle hukuk sistemimize yeni giren bireysel başvuru hakkı da, anayasal bir kanun yolu olup, bu kanun yoluna başvuran hükümlüler hakkında Anayasa Mahkemesi tarafından verilecek karar,  mutlak surette beklenmelidir.
Zira, Anayasa Mahkemesinin hak ihlaline ilişkin kişisel başvuruları esastan kabul etmesi ve hak ihlalinin varlığını saptaması halinde, 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Yasanın 50/2 maddesine göre; tespit edilen ihlal bir mahkeme kararından kaynaklanmışsa,  ihlali ve sonuçlarını ortadan kaldırmak için yeniden yargılama yapmak üzere dosya ilgili mahkemeye gönderilir........... Anayasa Mahkemesinin ihlal kararında açıkladığı ihlali ve sonuçlarını ortadan kaldıracak şekilde,  mümkünse dosya üzerinden yeniden  karar verilir.
Yani, Anayasa Mahkemesinin vereceği karara göre, hak ihlali ve sonuçlarını ortadan kaldırmak için yeniden yargılama yapmak üzere dosya ilgili mahkemeye gönderilir. Anayasa Mahkemesinin vereceği karar ile Yargıtay’ın onaylaması sonucu kesinleşen karar, yeniden yargılama yapılarak ortadan kaldırılabilecektir.
Bu nedenledir ki; Meclis Başkanının o kadar uzun süre beklediğine göre, milletvekilleri hakkında yerel mahkemelerce verilen ve kesinleşen, dün de meclis genel kurulunda okunarak,  vekilliklerinin düşürülmesine neden olan kararların, yeniden yargılama yapılarak değiştirilmesine ve ortadan kaldırılmasına  neden olabilecek hak ihlali bireysel başvurularına ilişkin Anayasa Mahkemesinin vereceği kararı beklemesi, hukuken zorunludur.
Meclis Başkanı; bu hukuki zorunluluğa uymamış ve makamının gerektirdiği olgunluğu gösterememiş ve Saray'ın talimatına esir düşmüştür.
İşte,  tek adam rejimi budur maalesef.

Güner Yiğitbaşı

05/06/2020
Güner YİĞİTBAŞI
Hukukçu

Yorum Gönder

[blogger][facebook][disqus]

Kemalın Askeri

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

Javascript DisablePlease Enable Javascript To See All Widget