CHP'nin Çok Değerli Yalnızlığı
Çok isabetli bir karar vererek, duvarlarında “HAKİMİYET KAYITSIZ ŞARTSIZ MİLLETİNDİR” yazılı olan, sözde değil,  özde,  milli iradenin tek tecelli ettiği bir mabed olan Türkiye Büyük Millet Meclisini baypas ederek,  hazırladığı ve partisinin milletvekillerine imzaladığı kanun tekliflerini,  tek harfi dahi değiştirilmeden yasalaştıran, muhalefet partisine mensup milletvekilleri tarafından sunulan yasa tekliflerinden birini dahi meclisten geçirterek yasalaştırmayan, muhalefet milletvekillerinin çeşitli konulardaki araştırma  komisyonları kurulmasına ilişkin önerilerini AKP ve MHP milletvekillerinin çoğunluğuyla reddettiren, meclisi ve milli iradeyi kendisinin otomatik onay makinası olarak gören, CHP'nin yumuşama ve normalleşme adına uzattığı ele rağmen,  bu eli,  elinin tersiyle iterek CHP'nin en başta İstanbul olmak üzere kazandığı tüm büyükşehir belediye başkanlarını sudan bahanelerle hapse attıran, o belediye başkanlarına oy vermiş olan milyonlarca seçmenin iradesini yok sayan ve oylarını çöp tenekesine atan, tüm bu yaptıklarına rağmen hala milli irade dersleri vermeye çalışan partili Cumhurbaşkanının meclisin açılış konuşmasını yaptığı oturumuna katılmayarak boykot eden, sonrasında mecliste verilen resepsiyona ve öncesindeki oturuma katılan parti genel başkanlarıyla yapılan sohbet ve moral toplantısına katılmayan ana muhalefet  partisi CHP'nin; en başta genel başkan Özgür ÖZER olmak üzere,  tüm üst yönetimini kutluyorum.

 

Mecliste grubu veya milletvekili bulunan Dem, Gelecek, Deva, İyi, Refah ve Yeniden Refah gibi muhalefet partilerinin meclisin açılış oturumuna katılarak burada konuşma yapan partili Cumhurbaşkanını şereflendirmelerine bir diyeceğimiz yoktur, kendi değerlendirmeleridir, üyesi oldukları meclisin kalmayan saygınlığına olan saygıları ağır basmış olacak ki, meclisin açılış oturumuna katıldılar ve burada bir açılış konuşması yapan partili Cumhurbaşkanını şereflendirdiler.

 

Ancak, oturuma katılan CHP dışındaki muhalefet partileri, bununla da yetinmediler, oturuma katılmayan CHP'ye inat muhalefetin oturuma katılan  diğer partilerine şirin gözükerek onları yanına çekme amaçlı olarak partili Cumhurbaşkanının oturum sonrası ve resepsiyonda muhalefet partilerinin lider kadrosunu etrafına dizerek onlarla sergilediği yakınlaşmaya,  samimi sohbet toplantısına ve çekilen aile fotoğrafına da katılarak,  mutluluk ve memnuniyet poz ve görüntüsü verdiler. Partili Cumhurbaşkanını mesut ve bahtiyar kıldılar. Partili Cumhurbaşkanı da,  sonrasında yaptığı sosyal medya paylaşımıyla,  bu mutluluğunu, birlik ve beraberliği,  milli iradenin üstünlüğünü dile getirdiler.

 

Uzun lafın kısası, sözüm ona CHP tek başına bırakıldı, meclisi boykot edip açılış oturuma ve resepsiyona katılmayarak, kendi kazdığı kuyuya düşüp ortada dımdızlak tek başına ve  yalnız kaldı.

 

Bize göre hiç de öyle olmadı. CHP;  bu sözde yalnızlığını çok iyi değerlendirerek,  Küçükçekmece'de miting yapıp meydanlarda milyonlarca insanla buluştu ve bir arada oldu, CHP'nin;  milyonlarca insandan oluşan halk kitlesiyle meydanlardaki bu buluşmasını,  sanırım,  CHP'nin çok değerli yalnızlığı olarak tanımlayabiliriz.

 

Anayasa ve yasaları yok sayan, Anayasa Mahkemesi kararlarını uygulamayan, halkın oylarıyla seçilen CHP'li belediye başkanlarını görevden alarak hapse attıran, yargı bağımsızlığını, insan hak ve özgürlüklerini yok eden  partili Cumhurbaşkanının yanında oturmaktan,  onunla sohbet etmekten mesut ve bahtiyar olan,  gülücükler atan, ağızları kulaklarına varan bazı muhalefet partilerinin genel başkan ve yöneticilerinin halkımız nezdinde düştükleri bu acınası yalnızlık, sanırım asıl üzerinde durulması gereken gerçek yalnızlıktır.

 

CHP'nin yalnızlığı çok değerlidir. Evet, CHP meclisin açılışı oturumuna katılmayarak ve meclisteki o pozu vermeyerek,  1. Ekim. 2025 tarihi itibariyle yalnız ve tek başına kalmıştır. Ancak,  bu yalnızlık,  bildiğiniz normal hayattaki yalnızlık,  bir terk edilmişlik değildir, CHP;  Türk Halkıyla, 84 milyonla bütünleşmekte, onların çözüm bekleyen dertleriyle, bu dertlere çözüm arayışında yalnız ve tek başına  kalmış, milletin tek umudu haline gelmiştir.

 

CHP; yalnızlığını halkıyla, 84 milyonla paylaşmak ve onlarla bütünleşmek, bugün meydanlarda ve ileride seçim zamanında CHP çatısı altında ve sandıkta,  partiler üstü bir anlayışla, millet ittifakı olarak bütünleşmek ve iktidara koşmak üzere,  mitinglerine devam etmelidir.

 

04/10/2025

Güner YİĞİTBAŞI

Hukukçu