CHP Mitinglerine Yönelik Bir Değerlendirme

Öncelikle şunu peşinen belirteyim ki; CHP'nin düzenlediği, meydanları dolduran, iktidara yönelik öfkeden kaynaklı olarak halkımızda oluşan gazı boş

CHP Mitinglerine Yönelik Bir Değerlendirme
Öncelikle şunu peşinen belirteyim ki; CHP'nin düzenlediği,  meydanları dolduran,  iktidara yönelik öfkeden kaynaklı olarak  halkımızda oluşan gazı boşaltma imkanı sağlayan mitinglere,  asla karşı değiliz. Bilakis,  mitinglerin seçimlere kadar sürdürülmesinden yanayız.

 

Ancak, yerinde ve dozunda alınırsa insan sağlığına iyi gelen ilaç ve vitaminler misali, mitinglerin de içeriklerini ve dozlarını iyi ayarlamak ve halkın ilgisini sürekli ayakta tutmak ve kanıksanır hale getirmemek şarttır.

 

İlk önce belirtmeliyiz ki; birisi İstanbul’un bir ilçesinde,  diğeri ülke genelinde bir il merkezinde yapılan haftada iki miting,  başlangıç dozu olarak iyi ve yerinde olmuşsa da,  artık,  idame doz olarak miting sayısını haftada veya on günde bir mitinge çekmek şarttır. Aksi halde halkta bıkkınlık yaratabilirsiniz.

 

Haftada iki miting hala meydanları dolduruyor,  halkı coşturuyor demeyiniz. Mitingleri sadece meydanlara gelenler izlemiyor, televizyon başında olan milyonlar da izliyorlar.

Kendi il ve ilçesinde yapılan mitinglere yöre halkının koşarak gelmesi ve meydanları doldurması çok doğaldır, o havayı canlı olarak yaşamayı ve enerjisini boşaltmayı, CHP Genel Başkanını ve diğer yöneticilerini canlı olarak görmeyi,  herkes ister. Önemli olan,  televizyonlarının başında mitingleri izleyen halk kitlesinin ilgi ve merakını sürdürebilmek ve bıkkınlık yaratmamaktır.

 

Ben kendi şahsımdan örnek verecek olursam, ilk başlarda haftada iki kez yapılan  miting saatlerinde,  tüm programlarımı iptal ederek,  çok önceden televizyonun başına geçip büyük bir beğeni ve merakla mitingi başından sonuna kadar sıkılmadan izleyebiliyordum.

 

Geldiğimiz bugünlerde ise,  artık mitingleri televizyondan izlemiyorum. Zira artık kanıksadım, ne konuşulacağını mitingin hangi anında ne söyleneceğini ve ne yapılacağını,  hangi sloganların atılacağını,  Tayyip Bey'den neler talep edileceğini,  önceden çok iyi biliyor ve tahmin edebiliyorum.

 

Özgür ÖZEL'in;  anket sonuçlarına bakarak,  yüzde 29 ile seni o koltukta oturtmam demesine,  artık çok kızıyor ve gülümsüyorum. Özgür ÖZEL temelde haklı, gerçek demokrasilerde iktidarın azınlığa düşmesi halinde halkın iradesine başvurulur seçimler yenilenir ve iktidar yeniden belirlenir, yani azınlığa düşen iktidar koltukta oturmaya devam edemez, devam etmemelidir. Özgür ÖZEL de bu gerçeği dile getirerek, ERDOĞAN'a azınlığa düştüğünü artık o koltukta oturmaması gerektiğini hatırlatmalıdır, ancak “seni o koltukta oturtmam” diyerek,  yapamayacağı çok iddialı ve imkansız beyanlardan kaçınmalıdır. Özgür ÖZEL'in; ERDOĞAN'ın demokrasi kültürünün yok denecek kadar zayıf olduğunu, herkesten iyi bilmesi ve ona göre konuşması gerekir.

 

Demem o ki; öncelikle miting sayısı haftada ikiden on günde bire düşürülmeli ve mitinglerde izlenecek strateji ve taktiklerde bir revizyona gidilmelidir.

 

Evet iktidar özellikle İstanbul Büyük Şehir Belediyesine takmış ve yavaş yavaş ve sırayla İstanbul’un tüm belediyelerine el koyarak CHP'yi İstanbul’dan dışlamayı, kendine en büyük rakip gördüğü İBB Başkanı İMAMOĞLU'nu siyaset dışına itmeyi kendisine tek hedef olarak belirlemiş ve bu yolda büyük mesafeler kat etmiştir. O nedenle, CHP'nin; ilk başlarda,  ilçelerini de kapsayacak şekilde İstanbul Büyük Şehir Belediye Başkanlığına odaklı muhalefet ve mitingler yapması, büyük başarı ve  çok yerinde bir eylemdir.

 

Ancak,  artık protesto mitinglerinin ilk başlangıç dozunda bir azaltmaya gidilmeli, halkın heyecanını korumasına, canlı tutmasına ve heyecanını yenilemesine zaman tanınmalı, mitingler dakikası dakikasına sürekli aynı konulara, konuşmalara ve sloganlara yer verilerek rutinleştirilmemeli, sürekli aynı şeyleri dinleyen halk bıktırılmamalı, mitingler genel başkan odaklı olmaktan çıkarılmalı, mitingler Özgür ÖZEL ile özdeştirilmemeli, bugüne kadar çok yorulan genel başkana biraz nefes alma imkanı tanınmalı, mitinglerde yöresine göre CHP'nin ileri gelen ve sevilen,  iyi konuşan milletvekili ve yöneticilerine konuşma imkanı tanınmalı, hatta,  bir plan çerçevesinde,  toplumsal muhalefete dahil diğer muhalefet partilerinden konuşmacılara da yer verilmeli, miting meydanlarında spontane seçim ittifaklarının tohumları şimdiden atılmalı, gerçekçi olunmalı, iktidarın İMAMOĞLU'nu siyaset dışına itme planlarına daha gerçekçi yaklaşarak, yavaş yavaş B Planları yapılmalı, demokrasiden nasibini almamış olan iktidarın,  demokrasi adına mış gibi yaptığı ayak oyunlarına asla gelinmemeli, ERDOĞAN'ın emir ve talimatlarından asla bir adım geri atmayan Meclis Başkanının başkanlığında yürüyen komisyondan demokrasi adına hiçbir sonuç beklenmemeli ve derhal bu komisyondan çekilmelidir, CHP'nin olduğu komisyondan değil, olmadığı komisyondan korkulmalıdır gibi kendinden menkul büyük ve iddialı laflardan kaçınılmalı, ERDOĞAN'ın arkasında durduğu,  olur verdiği ve himayesinde çalışan komisyonun;  nihai işlevinin ve misyonunun ne olduğu ve ne olacağı,  şimdiden öngörülebilmeli, İstanbul odaklı mikro muhalefet ve mitinglerden,  ülke geneline yönelik,  ülkenin içinde bulunduğu sosyo ekonomik, yargı, siyaset ve demokrasi krizine ilişkin gerçekçi saptamaların yapıldığı ve çözüm yollarının gösterildiği,  makro düzeyde mitinglere aşama yapılmalıdır.

 

Biraz daha somut örnekler vermek gerekirse, İKTİDAR'ın;  

 

Bu ekonomi politikası ve aşırı israfı, devletin gelirini üretimden değil vergilerden elde etme, vergilerden de en adaletsiz vergi olan, fakirden zengine kaynak transferinin bir şekli olan fahiş KDV ve ÖTV gibi, beyana tabi olmayan,  mal ve hizmet alımlarından otomatikman kesilen ve gelir düzeyine bakılmaksızın, zenginden de fakirden de aynı oranda ve eşit olarak alınan vasıtalı vergileri tercih etmesi, gerçek kazanandan yeterince vergi almaması,

 

Akaryakıt gibi,  hizmet ve mal üretiminde en temel girdi olan,  tüm mal ve hizmetlerin fiyatlarına olumsuz  etki yapan benzin ve motorine,  Dünya fiyatlarındaki ucuzlamayla ters orantılı olarak, hazinede para kalmadıkça aşırı zam yapması, buna bahane olarak da, pişkince,  ne yapalım bizim akaryakıtımız yok, ithal ediyoruz demesi, ancak,  seçim zamanlarında,  maşallah,  topraklarımızdan ve denizlerimizden doğal gaz fışkırtarak,  nabza göre halkımıza şerbet vermesi,

 

Hazineden beş kuruş çıkmayacak yalanlarıyla yap işlet devret yoluyla ve kar garantisi verilerek yaptırılan halkın kullanmadığı yol, köprü, hastane, havaalanı ve benzeri üretime dayalı olmayan yatırımlarla,  hazinenin yandaş firmalara soydurulması, devletin bu ağır soygun ve  yükten nasıl kurtarılacağının çözüm yolları, bundan sonra yapılacak olan mitinglerde sürekli dile getirilmelidir.

 

Ayrıca, İMAMOĞLU başkan seçildikten sonra AKP dönemine ait hazırladığı, ancak zamanın İçişleri Bakanı SOYLU tarafından el konularak hasıraltı yapılan belge ve kanıtlara dayalı aleni yolsuzluk dosyaları ile Ankara Büyük Şehir Belediye Başkanı Mansur YAVAŞ tarafından hazırlanan ve gereği için Ankara C. Başsavcılığına sunulan belge ve kanıtlara dayalı soruşturma dosyalarının akıbetleri, bıkmadan ve usanmadan sürekli sorulmalı ve miting meydanlarında halka anlatılmalıdır.

 

Son olarak da şimdilik şunu belirteyim. Büyük Atamız Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK tarafından kurulan ve halkımıza emanet edilen,  ancak,  AKP iktidarı döneminde ATATÜRK'ün bu emanetine hıyanet edilen Ankara ATATÜRK Orman Çiftliğinin,  Saray'a kuşbakışı yakın bir yöresinde de, demokratik ve anayasal hakkımızı kullanarak, CHP tarafından mutlaka bir miting yapılmalıdır.

 

CHP Mitingleri konusunda sosyal paylaşım sitelerinde dile getirdiğim eleştirilere,  karşı eleştiri sunan ve benden somut öneriler bekleyen kişiler;  umarım, şimdilik biraz tatmin olmuşlardır.

 

22/08/2025

Güner YİĞİTBAŞI

Yorum Gönder

[blogger][facebook][disqus]

Kemalın Askeri

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

Javascript DisablePlease Enable Javascript To See All Widget