Hangisi Doğru?
Aynı konunun, sadece bir
doğrusu vardır.
Aynı konunun iki doğrusu
olamaz, mantık kurallarına aykırıdır.
Gündemdeki konu ya doğrudur
ya da yanlıştır.
Bir taraf doğru, diğer taraf yanlış diyorsa, taraflardan birisi
mutlaka yalan söylüyordur.
Konuyu sanırım anladınız.
Uyuşturucu operasyonunda
sanık sıfatıyla ifadesine başvurularak Adli Tıp da alınan kan örneğinde uyuşturucu olup olmadığı
araştırılan Fenerbahçe Spor Klübü Başkanı Sadettin SARAN'dan bahsediyoruz, yanılmıyorsunuz.
Sadettin SARAN'ın özel hayatı
ve uyuşturucu kullanıp kullanmadığı ve bunları başkalarına temin edip etmediği,
kişi olarak beni ilgilendirmez
gözüküyorsa da, Sadettin SARAN; ülkemizin her yaştan milyonlarca taraftarı
olan ve bu taraftarlarının icabında çocuklarının rızklarını keserek hiç
kaçırmadan maçlarına gittiği topluma mal olmuş en güzide takımlarımızdan biri
olan Fenerbahçe Spor Kulübünün topluma mal olmuş başkanı olarak, milyonlarca
taraftara rol model olacağından, özel
yaşantısına dikkat etmesi gereken, gerektiğinde özel yaşantısı dahi
eleştirilebilecek bir kişiliktir.
Bir Fenerbahçe taraftarı, hukukçu
ve bu toplumun bir ferdi olarak, Dünya toplumu için büyük bir sağlık ve yaşam
sorunu haline gelen uyuşturucunun da, bir iddia olarak, içine karıştığı Sadettin SARAN olayında bir
şeyler yazmak, sanırım bizim de
hakkımızdır.
Sadettin SARAN; hakkındaki
iddialar ve ifadeye çağrılması üzerine bulunduğu yurt dışından derhal dönerek
savcılığa ifade, Adli Tıpa da incelenmek zere kan örneğini vermiş ve örnek
bir davranış sergilemiştir.
Kendisi, hiçbir şekilde ve
asla uyuşturucu kullanmadığını büyük bir güven içinde beyan etmiş olmasına
rağmen, Adli Tıp'dan gelen raporda, inceleme sonucunun pozitif olduğu
açıklanmıştır. Bunun üzerine Sadettin SARAN bu rapora itiraz ederek, raporun doğru
olmadığını, asla uyuşturucu
kullanmadığını ısrarla yinelemiş ve hatta bugün özel bir kuruluşa giderek
yeniden kan örneği vermiş ve uyuşturucu kullanmadığını beyan etmiştir.
Sadettin SARAN'ın; bugün, özel bir kurumda ikinci kez verdiği kan
örneğinin pozitif çıkması halinde, tartışma sonlanacak ve Sadettin SARAN'ın
savunma içgüdüsüyle yalan beyanda bulunmuş olduğu ve Adli Tıp raporunun doğru
ve gerçek olduğu ortaya çıkacaktır.
Özel kurumdan gelecek olan
kanda uyuşturucu madde bulunup bulunmadığına yönelik raporun negatif çıkması ve
Adli Tıp raporuyla çelişmesi halinde, sorun çözülmeyecek ve ortaya daha da
karışık ve Adli Tıp ve yargı adına iyice sorgulanması gereken çok ciddi bir
durum çıkacaktır.
Zira, Adli Tıp; özel bir
kanunla kurulmuş olan ve adli tıbbı ilgilendiren konularda yargı organlarına
resmi bilirkişilik yapan ve vereceği görüş ve raporlara itibar edilmesi gereken,
raporlarıyla yargının hükümler kurduğu. resmi ve en yüksek bir bilirkişilik kurumudur.
Bu nedenle, çok affedersiniz ama, iki ucu boklu değnek bir durumla yüz yüzeyiz maalesef.
Her iki raporun çelişmesi
halinde, bu çelişkinin şöyle veya böyle, ama bir şekilde giderilmesine ve doğru
sonuca ulaşılmasına kadar, raporlarına güven duyulması gereken, yasayla
raporlarına itibar bahşedilen Adli Tıp Kurumu da, milyonlarca taraftara rol modellik yapması
gereken Fenerbahçe Başkanı Sadettin
SARAN da, güven ve itibar kaybına
uğrayacaktır.
