Meclis Çözüm Komisyonunun üç
üyesinin İmralı Adasına giderek ÖCALAN ile doğrudan yaptıkları görüşmelerin
yazılı olduğu tutanakların tümünün komisyon üyelerinin bilgilerine sunulmayarak
çok kısa bir özetinin açıklanması, haklı olarak bir takım rivayetlere ve bazı
spekülasyonlara yol açmıştır.
Bu nedenle, şeffaflık çok
önemlidir. Şeffaflıktan uzaklaşırsanız bir takım yanlış yorumlara ve spekülatif
açıklamalara göz yummak zorundasınız.
Tutanakların tümüyle
açıklanmayarak içinden cımbızlanan çok kısa bir özetle geçiştirilmeye
çalışılması, görüşme tutanaklarında yer alan ÖCALAN'ın bazı beyanlarının; çözüm süreci için pek iç açıcı olmadığının, ÖCALAN'ın
dahi; özellikle, PKK'nın eski Suriye uzantısı olan ve bugünün Amerika ve İsrail’in güdüm ve
himayesindeki SDG'si (Suriye Demokratik Güçleri) üzerinde, ÖCALAN'ın söz geçirmeye ve sonuç almaya elverişli bir
güç ve etkinliğinin olmadığını açığa çıkardığı ve çözüm adına beklendiği
şekilde işlerin pek yolunda gitmediğini açıkça işaret ettiğini zannediyoruz.
Evet; ÖCALAN yirmi beş
senedir İmralı Adasında tutuklu olup, içinde bulunduğu kısıtlı koşullarda ve
aradan geçen uzun zaman zarfında ÖCALAN'ın örgüt üzerindeki hakimiyetinin hala
mutlak bir şekilde devam ettiğini düşünmek ve sanmak, çözüm için ÖCALAN'dan
adeta bir mucize beklemek, abesle
iştigaldir.
Kurucu lideri olması
nedeniyle; biraz saygıdan ve biraz da
ahde vefadan dolayı, örgütün ülke ve ülke dışında faaliyet gösteren PKK kolu
üzerinde, aradan geçen yirmi beş yıl içinde azalarak da olsa hala etkinliği
devam eden ÖCALAN'ın, çözüm süreci için
PKK'dan istediği, örgütün kendisini
feshetmesi, silahlarını bırakması ricası,
örgütün yurt içini ve dışını kapsayan PKK kolu için geçerli ve sonuç alıcı ise
de, örgütün Suriye kolu olan Amerika’nın silahlandırdığı, koruma altına aldığı,
gözü gibi baktığı, Türk Silahlı Kuvvetlerinin operasyonlarından koruduğu, Suriye’nin
Kuzeyinde barınmasını ve temel atmasını sağladığı, Büyük Ortadoğu Projesinde
kullanmayı planladığı, emperyal amaçlarının maşası, eski adıyla PYD/YPG, bugünkü adıyla SDG (Suriye Demokratik Güçleri)
üzerinde bugün için ÖCALAN'ın söz geçirebileceği, emir ve talimat verebileceği
bir etkinliği asla bulunmamaktadır. Bunun aksini, ÖCALAN isterse SDG'ye bir
talimat verir ve SDG'de kendisini fesheder ve silahlarını bırakır diye
düşünenler hala varsa, onlar ya akıllarını kaçırmışlar, ya da Amerika ve
İsrail'i tanımıyorlar, Büyük Ortadoğu Projesinden habersizler, idrak ve anlama
kabiliyetleri kalmamış demektir.
Evet, sanırım ÖCALAN; ziyaret için yanına gelen ve kendisiyle
görüşen üç kişilik komisyon üyelerine, açık yüreklilikle ve dürüst bir şekilde, bu
konuda kendi elinden geleni yaptığını, kendisi İmralı’dayken gelişen, büyüyen, mutasyona uğrayan ve Amerika’nın himayesi ve kontrolü altına giren
SDG üzerinde; kendilerini feshetmeleri
ve silahlarını bırakmaları ve hatta olduğu gibi Suriye ordusuna katılmaları ve
Suriye ile bütünleşmeleri konusunda söz sahibi ve etkinliğinin bulunmadığını
açıklamış ve bu yalın gerçekler görüşme
tutanağında yer almış olmalı ki; çözüm konusunda halkı oyalama ve kandırma
olanaklarının ellerinden kayıp gitmemesi için görüşme tutanaklarının bazı
bölümlerinin gizlenmesi yolu seçilmiştir.
Ama nereye kadar?
08/12/2025

Yorum Gönder