Bahçeli’nin paniği ve kaset komplocularıyla kader birliği


Devlet Bahçeli kongre bağlamında öylesine panikte ki, adaylıklarını tehditlerle geri çektirdiği kasetzede milletvekillerinden bile yardım istedi.
Keza Şevkat Çetin gibi 2002 bozgununun sorumlusu diye hedefe oturttuğu tartışmalı bir isimden bile himmet diledi.
Dahası, Bahçeli Tayyip Erdoğan’a topyekün teslim olduğunu artık saklama gereğini bile duymuyor ve “Tayyip Bey’e bir şey olursa Türkiye kaosa girer” söylemine ilaveten, Erdoğan’ın desteğini alma adına Cumhuriyet bayramını kutlamayı bile bölücülük diye sunabiliyor.
Buna paralel olarak milletvekilleri, ilbaşkanları ve oy kullanacak delegelere vaadler gırla gidiyor.
Birinci sıradan mebus olacaksın sözü verilenlerin sayısı 500’ün üstünde!
Vaadlerin yanı sıra destek açıklamaları için tehdit ve baskılar var.
Peki beklenen ya da tahmin edilen sonuç ne midir?
Bahçeli’nin ilk turda kaybedeceğidir.
Birkaç gündür telefon sağanağı altındayım.
Dinlediklerime göre ülkücü tabanda anlatımı zor bir Bahçeli karşıtlığı var.
Devlet Bey’in ABD ve AKP teslimiyetinden tembelliğine, Türk Milliyetçiliğini dönüştürmeden ülkücüleri tasfiye görevine ve heyecansızlığından çapsızlığına kadar pek çok şayia tabanı sarsıyor.
O zaman parti teşkilatlarından yapılan o destek açıklamaları ne midir?
Onlar imaj adına yaratılan sanal bir görüntü imiş!
Hatırlanacağı üzere 1997'de yine MHP kongresinde Tuğrul Türkeş için 69 il başkanı ve 1200 toplam delegenin 984'ü kongre sabahı Tuğrul Türkeş'i imzaları ile adaylığa teklif etmiş lakin Tuğrul Bey bırakın 984 oyu, 500'ü bile geçememişti.
Bize yansıtılan bu eğilimi Bahçeli ve ardındaki irade de tespit etmiş olacak ki kongre öncesi olağanüstü hal ilan ettiler.
Buradan hareketle önümüzdeki saatler önemlidir ve Bahçeli'nin rakiplerine çamur at izi kalsın kabilinde sürpriz itibarsızlaştırma operasyonları ihtimal dahilindedir.
Dramatik olan husus MHP'ye seçim arefesinde kaset komplosunu kuranlarla Bahçeli'nin kongrede kazanma adına bugün aynı safta olması ve onlardan himmet dilenmesidir.
Sonuç: Ülkücü taban Bahçeli ilk turda gider diyor lakin arkasındaki derin iradeyi hafife almamak gerekiyor.
O iradeye göre Bahçeli sayesinde MHP tümden etkisizleştirilecek ve Türkiye federasyona dönüştürülüp Büyük Kürdistan kurulacak.
Dolayısı ile hakim güç Bahçeli kalsın diye her şeyi yapacaktır.
Vah medya, vah yargı, vah Ciner!
Bugünün Türkiye'sini ve bugünün medyasını net olarak anlatacak bir fotoğrafı dikkatinize sunuyorum.
Adı; Alican Türkoğlu.
Turgay Ciner'in Turgut Yılmaz kontenjanından eski Ankara vekili olan Muharrem Sarıkaya'nın Habertürk'e Ankara Temsilcisi yaptığı 20 küsur yaşındaki delikanlı.
Medya'da olmayanlar bilmez, Ankara Temsilciliği medya kurumlarında Genel Yayın Müdüründen sonraki ikinci koltuktur ve oraya erişmek için belli bir donanıma sahip olmak ve kamuoyunda tanınmak gerekiyor.
Bu realiteye karşın Alican Türkoğlu isimli genç daha sarı basın kartına bile sahip olamadan bir gün apansız Habertürk'e Ankara Temsilcisi yapıldı!
Nasıl ve niçin mi?
Meğer Alican'ın babası Danıştay'da etkili bir isim imiş!
Dahası meğer Turgay Ciner'in Danıştay'da görülmeyi bekleyen davaları söz konusu imiş!
Sanal medya'ya yansıyan bu iddialar şayet doğru ise söyleyin bunun adı neyin takasıdır!
İktidar oyununda Gül ve Erdoğan!
Abdullah Gül'ün amacı Tayyip Erdoğan'ı köşeye sıkıştırıp Başbakanlığının önünü açmaktır.
Bundan ötürü asla Tayyip bey aday olursa ben aday olmam demiyor ve Erdoğan'ı korkutup makam takasına zorluyor.
Erdoğan ise kendine çok güvendiğinden oralı değil ve önceki gün yaptığı gibi gerektiğinde Abdullah Gül'ü açıktan hedef alabiliyor.
Kimileri bunların ayrısı gayrisi olmaz diyeceklerdir ki aslında bu doğrudur.
Bugün zuhur eden ayrılık ise zihni ve fikri değil, iktidarın tepesinde olma yani hükmetme adınadır ki bu bağlamda tarihte iktidarı için oğlunu katlettiren Kanuni misali pek çok örnek var.
Buradan hareketle iktidar oyunu adına Cumhuriyet bayramı şöleni öncesinde valinin Köşke çağrılması ve sert olmayın diye tembihlenmesi gibi daha pek çoğu şeye tanık olacağımız kesindir.
Belli ki Abdullah Bey bu tür tavırlarla genel kamuoyu desteğini hedefliyor.
Peki Tayyip Erdoğan Gül'ün Başbakan olmasına neden mi şiddetle karşı çıkıyor?
Türkiye'de fiilen Başbakanlık rejimi var da ondan!
Erdoğan biliyor ki Cumhurbaşkanı olduğunda F Tipi destekli Abdullah Gül Başbakan koltuğunda olursa kendisi anında ıskartaya çıkacaktır.
Fitch notu için Fransa ile nükleer santral pazarlığı!
Haber emin kaynaktan.
Anlatılan şudur:
AKP seçimler öncesi ekonomiye itici güç olur diye uluslararası kredi derecelendirme kuruluşları Türkiye'nin notunu artırsın istiyor.
Malum bu konuda bütün dünyada ciddiye alınan iki kurumdan biri Fitch'tir.  .
İşte iktidar Fitch bağlamında yani onu etkilemek için harekete geçmiş!
Nasıl mı?
Fransa ile nükleer enerji santralı pazarlığına girerek!
Malum Fitch Fransızların ya, hedeflenen bu santral ihalesi karşılığında Türkiye'nin notunun yükseltilmesidir.
Bu nasıl olur demeyin!
Para sadece bizde değil bütün dünyada hâlâ kapıları açan en etkili anahtardır!

Yorum Gönder

[blogger][facebook][disqus]

Kemalın Askeri

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

Javascript DisablePlease Enable Javascript To See All Widget