Putin’in Seçilmesi, Türkiye ve Bölge - Erol Manisalı

Cumhuriyet yazarı Erol Manisalı,nın 12 Mart 2012 köşe yazısı:
Putin’in Seçilmesi, Türkiye ve Bölge

Putin’in son seçimlerle Rusya’daki iktidarını garanti altına alması dünyada ve Ortadoğu’da önemli sonuçlar doğuracaktır.
- Putin, “güçlü ve büyük Rusya” imajı ile kazandı.
- İktisadi olarak doğalgaza ve petrole dayalı dış ticaret geliri ile Rusya büyük risklerle karşı karşıya. Her ne kadar günümüz konjonktüründe fiyatlar Rusya yararına seyrediyorsa da önümüzdeki yıllarda durum değişebilir. Akdeniz ve Afrika’da yeni yataklar devreye sokuluyor.
- Başta Almanya olmak üzere AB ile ekonomik ilişkilerini geliştiren Rusya, Avrupa’ya yaslanmak zorundadır.
İktisadi faktörler Rusya ile AB’yi yakınlaşmaya itiyor.
- Öte yandan bir dev gibi büyüyen ve 1.5 milyara dayanan Çin, yaratmakta olduğu ekonomik potansiyel ile Rusya ile ortak çıkar alanlarını fiilen genişletiyor.
Rusya’nın bir ayağı Avrupa’da ise öteki ayağı Asya-Pasifik ve Ortadoğu’dadır. Batı da Rusya’yı (ve Putin’i) Asya-Pasifik hattına (ve Çin’e) kaptırmaktan korkuyor.
1990 sonrasında AB (ve Avrupa) kurumlarına dahil edilmeye çalışılan Rusya, bölgede bir denge unsuru olarak değerlendiriliyor.
Bu, aynı zamanda, yeni küresel sistemin bir gereği olarak görülüyor. Eski rakip Rusya (Sovyetler Birliği) yerine Batı ve Asya-Pasifik kutuplaşmasında yeni bir denge unsuru olarak ortaya çıkıyor.
Bu nedenlerle yeni seçilen Putin’in elindeki hem Batı’ya hem de Asya-Pasifik bölgesine karşı kozları artıyor. Rusya’nın iktisadi, teknolojik ve nüfus ölçeği açılarından karşı karşıya kaldığı olumsuzluklara karşın siyasal olarak manevra alanı seçimlerden sonra genişlemiş bulunuyor.
Rusya ve Türkiye’nin Batı için önemi
ABD ve AB “Çin, Hindistan ve Brezilya karşısında göreceli olarak gerilemektedir”. Uluslararası önemli stratejistler Rusya ve Türkiye’nin “Batı’ya yakın tutulmalarının” önemini son zamanlarda vurguluyorlar. Brezinsky bu stratejistlerin başında geliyor.
Onlara göre Batı’nın küresel sistem içindeki iktisadi ve siyasi ağırlığının korunabilmesi, “Asya ve Ortadoğu’da Rusya’nın ve Türkiye’nin ABD ve AB’ye yakın kalmaları”na bağlıdır.
Küresel dengeler konusundaki yeni trendler, Rusya ve Türkiye’nin önemlerinin Batı açısından artmasına neden oluyor. Batı açısından ortaya çıkan bu kritik durum Asya-Pasifik hattı için de bir anlamda, asimetrik olarak geçerlidir.
- Putin seçimi kazanmış ve “Batı’nın hoşlanmamasına karşın, iktidarı uzun süre eline geçirmiştir.” Batı herşeye rağmen Putin’le işbirliği yapmak zorundadır.
- Türkiye’ye gelince; ABD ve AB şimdilik, AKP iktidarı ile yakın işbirliği içindedir. Ancak AKP hükümetlerinin İslami boyutunu giderek derinleştirmesi, “Türkiye’nin Ortadoğu ve İslam dünyasına yakınlaşmasını sağlayacak sonuçlar doğuran gelişmelerdir”.
ABD ve AB’nin bu konuda bazı tereddütleri vardır. “Ne kadar ve nereye kadar destek” sorusunun yanıtları Batı’nın think tank kuruluşlarında çoktan tartışılmaya başlandı bile.
Rusya ve Türkiye Batı için, işbirliği yapılması zorunlu olan kritik ülkeler konumundadır: Ancak birinde Putin faktörü, diğerinde İslami derinleşme sorunu Batı açısından göz önünde tutulan hadiselerdir.
Şu anda yaşanmakta olan Suriye çıkmazı, Batı için Türkiye’nin bölgesel önemini gösteren en somut durumdur. ABD ve AB sorunu istedikleri biçimde çözmek için umutlarını hükümete bağlamışlardır.
Sonuç olarak Rusya ve Türkiye küresel ve bölgesel dengelerde ister istemez öne çıkmışlardır. Rusya ve Türkiye’nin iç dinamikleri ile Batı’nın hesapları arasında örtüşen öğeler kadar çatışan faktörler de bulunmaktadır.
İç ve dış dinamiklerin dengelenmesi konusunda Putin’in şansı, Ankara’dan çok daha ileride bulunuyor.
Öte yandan Rusya’nın Ankara ile yaptığı 37 anlaşma ve protokol iki ülkeyi yakınlaştırıyor.

Yorum Gönder

[blogger][facebook][disqus]

Kemalın Askeri

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

Javascript DisablePlease Enable Javascript To See All Widget