19 Mayıs 1919 Türk Kurutuluş Savaşı’nın Başlangıcıdır Unutulamaz! Unutturulamaz!

19 Mayıs 1919 vatan toprağımızı işkâl eden emperyalistlere karşı yaptığımız ilk kurtuluş savaşının başlangıcıdır, unutulamaz, unutturulamaz; gönlünde Türklük sevgisi olanlar bunu unutmamalıdır.

Milli Eğitim Bakanlığı son aldığı bir karar ve yayınladığı genelge ile 19 Mayıs’ın Ankara dışında stadyumlar yerine okullarda kutlanmasını istedi. Bu karar CHP ve Atatürkçü çevrelerde tepkilere neden oldu.

Dünyanın en güzide, Avrupa’nın birçok ülkesinin bile nüfusundan fazla, Avrupa’nın Kültür Başkenti İstanbul’da, Harbokulu, Deniz Lisesi gibi onurlu okulların olduğu şehirde 19 Mayıs Bayramı’nın istediğiniz ölçüde sönük kutlanmasına gönlünüz razı oluyor mu?

Peki, ilgililere sormak gerekir, işkâl edilen vatan topraklarının kurtarılmasına, Türkiye Cumhuriyeti’nin kurulmasına başlangıç olan Türk Tarihi’nin ölüm kalım kadar dönüm noktası olan 19 Mayıs Bayramları çok daha coşkulu kutlanmak gerekmez mi? Maksadınız Hilafet makamının, Osmanlı zihniyetinin devamını istemekse ve ona zemin hazırlamaksa onu da bilemeyiz. Ama eylem, söylem ve uygulamalar bunu göstermekte.

Bekir Coşkun da, Cumhuriyet’teki köşesinde, “19Mayıs Bir Yerinize mi Battı” diye yazarak argolu ve de coşkulu bir tepki verdi.

Bekir Coşkun, coşkuyla soruyor: “Ankara dışındaki illerde alan töreni yapılmamasının gerekçesi; çocukların derslere motivasyonunun bozulması, soğuk havalar ise...

Yıllardır “Önlerinde hayvanları yatırıp gırtlaklarını kesmeyin, çocukların psikolojileri bozuluyor” dedik duymadın da...

Onurlu bir bağımsızlık savaşına adım attıkları günü dans ederek kutlamaları mı bozuyor çocukları?

Ya da; Türkiye’nin en soğuk şehirlerinden Ankara’da çocuklar üşümüyor da, İzmir’de, Antalya’da, Mersin’de mi üşüyecekler?”

Aslında bu gerekçeler birer bahane, daha iktidara gelmeden 19 Mayıs gösterilerindeki “şort giyen kızların etek boyları” ile uğraşıyorlardı.

Atatürk Samsun’a çıkar çıkmaz işbirlikçi İstanbul hükümeti, padişahı ve işkâlcı emperyalistler Mustafa Kemal’e uğraşmaya başlamışlar, idam fermanları, şeyhülislam fetvaları yayınlamaya başlamışlardı. İşte onların günümüzdeki uzantıları da 19 Mayıs 1919 ve onu anımsatan bayramla uğraşmaya başladılar.

İktidarın borazancıbaşı, boş teneke gazetelerinden Taraf gazetesi sevincini şu sözlerle ifade ediyor:

“Cumhuriyet’in bir kulesi daha yıkıldı...”

Cumhuriyetin hem “bütün kalelerini, tersanelerini yıkıyor, işkâl ediyorsunuz”, hem de, Atatürkçüleri, cumhuriyetçileri, aydınları Silivri zindanlarına atıyorsunuz.

“Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer’in 19 Mayıs kutlamalarını stadyumlardan okullara alma girişimi de 1990’ların tartışmalarına dönüş özelliğindedir. Ömer Dinçer, bir akademisyen olarak o yıllarda yazdığı bir makalede, “Türkiye’de Cumhuriyet ilkesi”nin yerini daha katılımcı bir yönetime devretmesi gerektiğini savunmuş, laiklik yerine İslam’la bütünleşen, Müslüman bir yapıdan” söz etmişti. İşte İslami devlet yapılanması için bilinçli olarak Milli Eğitim Bakanlığına atanan Ömer Dinçer, yaptığı uygulamalarla “laiklik yerine İslam’la bütünleşen, Müslüman bir yapı “ oluşturmaya başladı demek ki.

Cumhuriyet bayramı törenleri deprem bahanesiyle ertelendi. 23 Nisan Çocuk Bayramı artık her yıl Kutlu Doğum Haftası nedeniyle 1 güne sıkıştırılıyor.
İktidar mümtaz akıl hocası Mümtazer Türköne’nin bağnazca görüşlerini uygulamaya başladı, tabi önce onu Atatürkçü bir kuruma atayarak. (Sonradan da utandığından istifa ediverdi).

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül tarafından hayret edilecek anlamlı bir şekilde Atatürk Kültür Dil ve Tarih Yüksek Kurulu Yönetim Kurulu üyeliğine getirilen Zaman gazetesi yazarı Prof. Dr. Mümtazer Türköne Habertürk TV'de Balçiçek İlter'in sunduğu Söz Sende programında “Atatürkçü olmayı kendime hakaret sayarım” demişti. Aynı Programda Türköne, güya Atatürkçülüğü, Atatürk’ü sözde koruyormuş havası içinde “Atatürk'ün Atatürkçülerden korunması gerekli” gibi hiç de samimi olmayan laf etmişti. Aynı programda güya 19 Mayıs 1919 ve bayramını kötülemeye çalışan Türköne şöyle diyordu: “1932 yılında İnönü İtalya'ya gidiyor. Ve İtalya'da faşist kutlamaları görüyorlar. Alıyorlar onu 1938'den itibaren 19 Mayıs törenleri diye Türkiye'de uyguluyorlar."

“19 Mayıs’ta Neden Hâlâ Faşist Kutlamalar Yapıyoruz” başlığı altında şunları yazmıştı:
“Faşizmin dünyada bizden başka örneği olmayan bu ritüelini, koca koca adamların ciddi ciddi emek harcadığı, önemsediği bu müsamereyi üzerinde hiç düşünmeden ve sorgulamadan neden tekrarlıyoruz?”

Stadyumda öğrencilerin aynı hareketleri yapması, askeri disipline benzeten Türköne şöyle diyor: “19 Mayıs kutlamalarına model olarak İtalya'nın faşist kutlamaları alınmış. Beden eğitimi öğretmenleri bütün liselerde ali kıran baş kesen oluyor ve eğitim bitiyor”. [i]

Böylece, bir zamanların “militanı” Türköne, hem Atatürkçü olmadığını söylüyor, hem de Atatürk’ün armağan ettiği Gençlik ve Spor Bayramını kötülüyor; tüm bunlardaki amaç, Atatürk ve laik düzenini kenarından kıyısından kırparak, kötüleyerek, şeriat düzenin yollarına taş döşemektir, zemin hazırlamaktır. Türköne’nin yazısında bu önerdiklerini uygulayan iktidarın da, Mümtazer akıl hocası olsa gerek, diye düşünüyoruz.

Yine bir TV programında akademisyen olmadan önce, gençliğinde, bir militan olduğunu söyleyen Türköne, günümüzde de militanca sözler söylemekte. Dünyanın hayran kaldığı Atatürk ve Atatürkçülük hakkında böylesine olumsuz sözler söyleyen bir sözde aydınımız insana üzüntü vermekte.

19 Mayıs Gençlik ve Spor Bayramı kutlamalarını değiştiren Milli Eğitim Bakanı Dinçer’in “çocuklar üşüyor” bahanesine karşı bir okuyucu şöylece alaycı yorum yapıyor: “19 Mayıs Bayramını “Gençler üşüyor” diye yapılmayacakmış.
“Parasız eğitim” istediği için kışta kıyamette cop, gaz bombası ve tazyikli suyla dövüp hapse attıkları gençleri 19 Mayıs’larda düşünüyorlar demek...
19 Mayıs 1919 yılı, yurdumuzu işkâl eden emperyalistlere, emperyalistlerle işbirliği yapan gerici, işbirlikçi padişaha karşı yapılan, dünyada ilk kurtuluş savaşıdır, unutulamaz, unutturulamaz.

Bu tarihi günün öneminin Türk Ulusu tarafından daha iyi özümsenmesi için 19 Mayıs Gençlik ve Spor Bayramı olarak kutlanması için Atatürk tarafından Türk gençliğine armağan edilmiştir. Kurtuluşumuzun simgesi olan bu bayramı iptal etmek, emanete ihanettir.

19 Mayıs 1919 Emperyalizme, emperyalistlerle işbirlikçi gerici İstanbul yönetimine başkaldırıdır.

Sonuç olarak CHP Milletvekili Prof. Nur Serter, AKP’nin Milli Eğitim’i “dinsel referanslar doğrultusunda yeniden yapılandırdığı” görüşünde… Bu yöndeki gelişmeleri şöyle sıralıyor:
1. Kuran kurslarındaki yaş sınırı kaldırılmış.
2. Atatürk İlke ve İnkılâpları doğrultusunda bir gençlik yetiştirilmesi hedefi Milli Eğitim temel yasasından çıkarılmış…
3. Katsayı düzenlemesi ile meslek liseleri içinde İHL’ler en ayrıcalıklı konuma getirilirken, düz lise öğrencilerinin üniversiteye giriş olanakları
azaltılmış…
4. Aile imamı, pedagog ve psikologun yerini almış.
5. Beşinci sınıftan başlayan bir umre ziyareti programı için faaliyete geçilmiş.
6. İlkokullara Arapça dersi konulmuştur.

Profesör Serter diyor ki:
“-AKP’nin ustalık dönemi, Türk milleti için kul’luk dönemi olacak ve Milli Eğitim, yerini dini eğitime bırakırken, Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer’in “laiklik ilkesinin yerini İslam’la bütünleşmeye terk etmelidir” sözünü hiç de boşuna söylemediği daha iyi anlaşılacaktır”.
Tüm bunlarla anlaşılıyor ki siyasal iktidarın amacı, öteden beri söyledikleri, amaçladıkları laiklik karşıtı dinsel devleti oluşturmak, demokrasiyi yıkarak mollokrasiye ülkeyi götürmektir.

Cevat Kulaksız

[i] http://www.personelmeb.net/egitim/19-mayis-gosterileri-fasist-italyadan-kopyadir-h12168.html#ixzz1jY9gj11

Yorum Gönder

[blogger][facebook][disqus]

Kemalın Askeri

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

Javascript DisablePlease Enable Javascript To See All Widget