Obama ve Doz Aşımı - Nilgün Cerrahoğlu

"Gene mi?"
Obama'nın son "Müslüman dünya" konuşmasını artık böyle hafiften baygınlık getiren bir "doz aşımı" duygusu ile izledim.
ABD Başkanı'nın "nutuk, vaaz" karışımı bir üslup içinde verdiği "Müslüman dünya" konuşmalan biraz artık kabak tadı vermeye başladı.
2009'da Ankara'daki ilk konuşmayı, bizlerle birlikte dünyanın gerisi sahici bir elektriklenmeyle izlemişti...
Ayağının tozuyla Türkiye'den verdiği mesajlarla Obama, başkanlığının merakla beklenen "yol haritasıyla" birlikte, İslam dünyasıyla ilişkileri "resetlemeye" başlıyordu.
Bu; Bush'un bıraktığı kâbus mirasın ardından, ABD'nin "küresel liderliği" ve "ahlaki üstünlüğünün" yeniden şekillendirilmesin! içeriyordu...
Bu yeniden şekillendirmeyi Obama; ABD'nin "ahlaki üstünlüğünün" tam da iflas ettiği noktada; İslam dünyası Üzerinden yapmayı hedefliyordu...
Türkiye konuşmasından tam iki ay sonra; "Müslümanlarla karşılıklı çıkar ve karşılıklı saygıya dayanan yeni başlangıç" adına Başkan'ın Kahire'den yaptığı konuşmayı da keza ilgiyle izledik...
"Demokrasi ve İnsan haklarının" Müslüman dünyasının da hakkı olduğunu İşleyen o söylev de, yerkürenin tüm enlem ve boylamlarında heyecan yaratmıştı.
Mübarek gibi bir firavunun Ülkesinden bir ABD başkanının özgürlük söylemleriyle dünyaya seslenmesi, bir "İlk" ve bir "yenilik"...

Ancak bu baldan tatlı sözlerin karşılığı acaba ABD reel politiğinde yer bulacak mı sorusu tartışılırken tam; on gün arayla.. İran'da Ahmedinejad rejimine karşı "Yeşil İsyan" patladı.
Obama, Müslüman dünyasının ilk "özgürlük" başkaldırısına bigâne kaldı.
ABD Başkanı'nın "Müslüman dünyayla yeni sayfa" söylemine, ilk büyük inandıncılık darbesi İran'dan geldi.

Esneme etkisi!
Obama yönetimi sonra, Arap isyanlarında da diktatörlere verdiği desteği geri çekmekte son ana dek
isteksiz kalınca; Başkan'ın sözleri artık bir "esneme etkisi' yaratarak dinlenir oldu. Mesajların "yenilik" boyutu aşındı.

"Arap sokağı", Obama'nın söylevlerini bundan böyle kayıtsızlıkla karşılıyor.
Mısır basınındaki ilk değerlendirmelerde örneğin, "Obama bize lolo yapmasın!" babında; "ABD Başkanı'nı strateji değişikliği yapmaya iten asıl güç bizler; Mısırlılar ve Tunuslular olduk!" şeklinde görüşler yer alıyor.
Obama konuşmasında somut sayılabilecek en belirgin bölüm, Arap Bahan'nı tetikleyen bu iki ülke; Tunus, Mısır'a vaat edilen ekonomik destekler.
Eski-yeni düzen arasında türbülans yaşayan bu ülkelerin ekonomileri perişan durumda.
Turizm yerle bir. Sermaye yurtdışına kaçmış. Üretim, bankacılık sektörü durma evresine gelmiş. İşsizlik, fakirlik artmış.
Obama, neredeyse savaş sonrası yıkım içinde olan bu ülkelere şimdi işte "Marshall Planı'vari" bir yardım paketi öneriyor.

Nispeten somut diğer pasaj; Israil-Filistin sınınnın "1967" temeli üzerinde belirlenmesi gerektiğine ilişkin sözler...
Bir ABD başkanının "ilk defa" "1967 kriterine" yaptığı bu atıf; Netanyahu başta olmak üzere, İsrail lobisinin şahinlerini çileden çıkarmış durumda...
"2012 başkanlık seçimi" arifesinde Obama'nın bu tepkiyle nasıl baş edeceği; bu tepkileri önden hesaplayıp hesaplamadığı merak konusu.
Son olarak; Esad'a "Ya reformları yap, ya da git!" kıvamında yapılan çağrı da ilgi çeken üçüncü nokta.
Ancak bu sahici bir "ültimatom" olmaktan ziyade, "politik/diplomatik amaçlarla verilen bir mesaj" şeklinde kodlandığıdan, etkisi sınırlı...
Konuşmanın geneli için yapılabilecek en kestirme değerlendirme de sanırım bu: "Etkisi sınırlı bir egzersiz!"

Yorum Gönder

[blogger][facebook][disqus]

Kemalın Askeri

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

Javascript DisablePlease Enable Javascript To See All Widget