Türkiye’de İrtica Sürecinden Bazı Anekdotlar

Türkiye’de İrtica Sürecinden Bazı Anekdotlar Özdeyiş: “ İktidar yozlaşmaya meyillidir; mutlak iktidar, mutlak yozlaşmaya meyillidir”. -Lord Acton-

Türkiye’de İrtica Sürecinden Bazı Anekdotlar
Benim arşiv gibi bir anı defterim vardır, ilginç bulduğum konuları yazardım. Bu arşiv gibi anı defterime bir göz atarken, 1046. Sayfasına şimdilerde hapiste olan Şahin Alpay’ın bir yazısını defterime yazmışım.
Haksız yere, AYM nin “hak ihlali” kararına rağmen zorla hapiste tutulmak istenen gazeteci Şahin Alpay’ın durumu da denk düştüğü için buraya alıyorum.
Milliyet 8-7-2000 sf 22 de Şahin Alpay, sayfasında şöyle yazmış:
Erbakan Haziran 1996 ara yerel seçim kampanyasında: “Refah dışında kalan bir partiye oy verirsen, Yahudi’ye oy veririsin. Şehitler, evliyalar o insanı çarpar. Refah dışındaki partilere oy veren Ermeni’ye, İsrailliye oy vermiş olur” diyor.
Şahin Alpay köşesinde bunun için şunları yazıyordu.
“Türkiye eğer gerçek bir hukuk devleti olsaydı savcıların derhal harekete geçerek Erbakan hakkında TCK 312. Den soruşturma açması, mahkemelerin, Erbakan’ı ayırımcılık, ırkçılık, dini alet ederek kin ve düşmanlığı yayma suçundan mahkûm etmesi gerekirdi.
“-Ne fecidir ki, Erbakan’ın yargılanması sıfır 25.5.1996 o yazıyı yazarken şöyle bir not düşmüşüm: (Demek ki, savcı ve yargıçlar özgür değildi o zaman)
**

DEMİREL’İN SAİD-İ  NURSİ MEVLİDİNE TELGRAFI:

Bu arşiv gibi anı defterimin 1045. Sayfasına aşağıdaki notları yazmışım.
28 Ekim 1990 Laik Cumhuriyet’in azılı düşmanı Said-i Nursi için, özellikle 28 Ekim’e denk getirilerek Ankara Kocatepe Camiside okutulan mevlide DYP ile ANAP tan kimi parlamenterler de katıldı.  O zaman DYP Genel Başkanı Süleyman Demirel, Cumhuriyete karşı bir irtica gösterisine dönüşen mevlidi şu telgrafla kutluyordu: “gösterisine dönüşen mevlidi şu telgrafla kutluyordu: “Büyük alim ve büyük müfessir Bediüzzaman Said’i Nursi için okunacak mevlidi, Allah kabul etsin. Hakkın savunucusu ve iyiliğin yol göstericisi olan Bediüzzaman Said’i Nursi’ye Allah rahmet eylesin .”
(Oysa Said-i Nursi denilen adam, ta Abdulhamit’den bu yana, 31 Vakasına karışmış gericiliğin başı idi; şimdiki Laik TC nin başına da bela olan Fetullah Gülen’in de piri idi, Feto Said_i Nursi’nin nurculuğunu kendine rehber edinmişti. İşte bu din sömürücülüğü yapan siyasiler yüzünden irtica, Türkiye’de tırmanışa geçmiş, 15 Temmuz 2016 da da, darbe yapacak kadar hayâsızlaşmıştı).
Kaynak: Müdafaa-i Hukuk Dergisi sayı 2 sf 36
DYP ve SHP Koalisyon Hükümetleri  (1991-1996) 1. Koalisyon (DYP-SHP Koalisyonu. Başbakan S. Demirel 20 Kasım 1991-24 Haziran 1993) Döneminde:
Turgut Özal’ın Cumhurbaşkanı, Demirel ve İnönü’nün hükümet ortağı olduğu yıllarda, 1992/1993 de yeni açılan 23 Üniversiteye üçlü kararnameyle atanan kurucu rektörlerden 18 i şeriatçı ve tarikat bağlantılıydı. Öyle ki, “Kara ses” bu atamaları duyunca, “üniversite tamam”  diyebilmiştir. “Türk İslam Sentezcileri, bazı ocak ve derneklerin etkisi de olan bir atamadan sonra bu üniversiteler birer Osmanlı Medresesine benzemeye başlamıştı.
Kaynak:  Müdafaa-i Hukuk Dergisi sayı 2 sf 36
DYP_SHP Koalisyonu. (Başbakan: Tansu Çiller 25 Haziran 1993-5 Mart 1996) DYP ve SHP nin Anayasa değişikliği önerisi ile milletvekili andından “Laik Cumhuriyet’e ve Atatürk ilke ve inkılâplarına bağlı kalacağım” cümlesi çıkarıldı.
Ocak 1993 TBMM Milli Eğitim Komisyonu İmam Hatip Okullarını bitirenlerin Harbokullarına girmelerine engel olan yasayı değiştirdi. Uğur Mumcu bu girişimi eleştiren “İmam Subay” başlıklı yazısından iki gün sonra, evinin önünde arabasına konulan bomba ile suikasta kurban gitti.
Kaynak:  Müdafaa-i Hukuk Dergisi sayı 2 sf 36

HEP DİNİ KULLANARAK İKTİDARA GELDİLER

Bu arşiv gibi anı defterimin 1041. Sayfasına şu anekdotu yazmışım:
“Demokrat Parti 1950 seçimlerine “imanla, imansızın ayrılacağı büyük gün” diyerekgiriyordu.
Yine aynı parti seçim öncesi yaptığı bazı propagandalarda: “Bir yanda Kuran, bir yanda Nutuk, söyleyin bakalım sandıkta Kuran’ı mı, Nutuk’u mu seçeceksiniz”.
Böylece Demokrat Partrililer karşı parti CHP yi halka karşı imansızlıkla suçluyor. Yine aynı parti Kuran ile Atatürk’ün Nutku’nu karşı karşıya getirip haince dini siyasete alet ediyordu.  (Fırsat buldukça dini siyasete alet eden Menderes, TBMM indeki çoğunluğa karşı, “siz isterseniz hilafeti bile geri getirirsiniz”  diyerek irticaya yeşil ışık yakıyordu).
Ayrıca DGM since 312. Madde hükümlerince 1 yıl hapis cezası verilen ve siyasetten yasaklanan Necmettin Erbakan da Bingöl konuşmasında, “iki parti var, biri hak, diğeri batıl” diyordu.
(Şimdilerde 15 yıldır iktidar da olan R.T. Erdoğan da, “milli, gayri milli”  diyerek kendi partisini “milli”, muhalif parti CHP yi de “gayri milli” diye gösteriyordu).
Kaynak: Sabah 8.7.2000 Yılmaz Karakoyunlu
Özdeyiş: “ İktidar yozlaşmaya meyillidir; mutlak iktidar,  mutlak yozlaşmaya meyillidir”. -Lord Acton-
Daha nice örnekler verebiliriz, ama uzatıp sizi sıkmak istemiyorum. Siz zaten olagelen süreçteki irticai olayları biliyorsunuz, sıralayabilirsiniz.

Cevat Kulaksız  

Cevat Kulaksız

Yorum Gönder

"Din adamları ve politikacılar tarih boyunca korkunç bir ortak yaşam sürmüşlerdir; siyaset adamı daima dinin hizmetinde, din de, yazık ki, siyasetin hizmetinde olmuştur".
Simyacı sf 103

[blogger][facebook][disqus]

Kemalın Askeri

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

Javascript DisablePlease Enable Javascript To See All Widget