Musul da, Kerkük gibi Barzani’ye verilecek - Gürbüz Evren

Barzani’ye bırakıldığı unutulan Kerkük’ü bugün konuşan var mı? Birkaç yıl sonra Musul’u da unutturacaklar. Türkiye, dönemsel ittifaklardan fayda gelmeyeceğini anlayıp, mutlaka bu oyunu bozmalıdır.

Musul da, Kerkük gibi Barzani’ye verilecek - Gürbüz Evren
“Neden Musul Operasyonu’nu yazmıyorsun” sorusunu sıklıkla alıyorum.
“Yaklaşık 2,5 yıl önce yazmıştım. Okumadınız mı?” yanıtını vermem karşısında şaşkınlık yaşayanlara, bugünü, 2,5 yıl önce öngördüğümü tek tek anlatmaktan yorulduğum için kısaca yazmayı tercih ettim.
Okuyanlar bilir, 12 Haziran 2014’te, IŞİD, üstünde ağır silahlar ve teröristler olan yüzlerce cip ile tek sıra halinde, dümdüz yolda, saatler süren yolculuğun ardından Musul’a girdiği gün, bir yazı paylaşmıştım.
Gerçek Gündem’de, tam 2 yıl 4 ay 10 gün önce yayınlanan, ”IŞİD konvoyları ABD uçaklarının altından nasıl geçebildi de Musul';a girdi?” başlıklı yazıda, bugünlerde, yani 17 Ekim 2016’da başlayan Musul Operasyonu’nu yazmıştık.
Yaklaşık 2,5 yıl önceki yazımın özeti şöyleydi:
“Şimdi geliyoruz Musul’a.
IŞİD, Suriye’de çok etkindi, ama Irak’ta işi yavaştan alıyordu.
Haritaya bakın, IŞİD’in Suriye’den Irak’a nasıl bir geçiş koridoru kurduğunu göreceksiniz.
Bu koridor ABD’nin hava hâkimiyet alanı olarak bilinen bölgenin tam altında uzanıyor.
Irak ve Suudi Arabistan’daki ABD savaş uçaklarının eğitim ve devriye uçuşu bölgesinden geçiyor.
IŞİD’in Musul’a ilerlemesi ve ardından bu bölgeyi denetimi altına alması teşvik edildi.
Neden?
Çünkü Musul bölgesi günlük 2 milyon varil petrol üretim kapasitesi ile çok ama çok büyük rezervlere sahip.
Musul’un Kürt bölgesine dâhil edilmesi, Barzani başkanlığındaki Bağımsız Kürdistan politikasının zaten içindeydi ve Irak’ın bölüp parçalanması sürecinde yer alıyordu.
Bunun zamanı ve koşulları hazırlanıyordu.
ABD, Irak’taki Arapların başına bela olacağını, şeriatçı örgütlerin etkisine gireceğini öngördüğü için onların ülkenin petrol kaynaklarının bulunduğu bölgelerin dışında kalmalarına sağlamaya çalışıyordu.
“İyi, güzel de, IŞİD, ülkenin en zengin petrol bölgesi Musul’u ele geçirdi” dediğinizi duyar gibi oluyorum.
O zaman size bir soru da benden. IŞİD neden durdu durdu da, 10 ve 11 Haziran’da Musul’a saldırdı.
Çünkü 9 Haziran’da, Irak Merkezi Hükümeti Başbakanı Şii Nuri El Maliki, “Barzani yönetimi, Türkiye ile bir olup, şimdiye kadar İsrail’e gizlice 34 milyar dolarlık petrol sattı. Bizi 34 milyar dolar zarara uğrattı” açıklamasını yaptı.
Bu yazıda unuttuğumu sandığınız İsrail faktörü de böylelikle ortaya çıkmış oldu.
Herkes bilir ki, bölgede ABD demek İsrail demektir.
İşte Maliki’nin bu açıklamasından sadece 20 dakika sonra, ABD savaş uçaklarının devriye ve görev alanı altındaki IŞİD konvoyları bir yerden emir almışçasına Musul’a doğru harekete geçti.
Musul ile Barzani denetimindeki bölge arasında çok uzun bir mesafe yoktur.
Musul’u alan IŞİD, bir yere kadar gelip duracaktır.
Senaryo belli; biraz uzun sürse de, IŞİD’e karşı uluslararası güçler harekete geçecek.
O bölge öyle Afganistan gibi dağlarla kaplı değil, düzlük ve çöl olduğundan, özellikle hava operasyonları ile IŞİD’e darbe vurulacak, bu arada peşmergeler karadan savaşacak.
Bir süre sonra da, IŞİD bölgeden ayrılacak, Musul kalacak Barzani’ye.
Dolayısıyla da, arkasındaki ABD ve İsrail’e kalacak.
Hemen, “aman canım, olur mu” demeyin ve Kerkük’ü hatırlayın.
Irak Bölgesel Kürt Yönetimi adı altında kurulan Barzani bölgesinde önceleri Kerkük yoktu.
Oradaki çatışmaları, karışıklıkları, saldırıları öne sürerek, güvenliği sağlama bahanesiyle, tam da nüfus sayımı öncesi petrol ve Türkmen kenti Kerkük’e girdiler ve bir daha çıkmadılar.
Ne Türkmenlerin ne de Türkiye’nin gücü onları çıkarmaya yetmedi.
Çünkü işin arkasında, bölgede kendilerine sadık müttefik, Arap olmayan bir devlet kurma hesabını yapan ABD ve İsrail vardı.
Bu yüzden Türkmenlerin silahlanmasına ve silahlandırılmasına, milis güçlerini kurmasına hiçbir zaman müsaade edilmemişti.”
Evet, özeti okudunuz ve tamamını internette bulabilirsiniz.
Musul senaryosu, süreç içindeki bazı gelişmeler ve yeni dengelere bağlı olarak bir miktar değişti, ama özü aynı kaldı.
Barzani’ye bırakıldığı unutulan Kerkük’ü bugün konuşan var mı?
Birkaç yıl sonra Musul’u da unutturacaklar.
Türkiye, dönemsel ittifaklardan fayda gelmeyeceğini anlayıp, mutlaka bu oyunu bozmalıdır.
Ancak görünen o ki, Suriye’de nasıl geç kalındıysa Irak’ta da geç kalındı ve olacaklar okunamadı.
Türkiye, birçok konuda kayıplar yaşasa da, “zararın neresinden dönülürse kardır” durumuna uygun olarak Rusya ile ilişkileri düzeltti.
Eğer bundan sonra kayıplarımız azalacak ise bunun Rusya ile yeniden başlayan ilişkiler sayesinde olacaktır.
Yaklaşık 6 trilyon dolarlık petrol ve doğalgaz rezervine sahip Musul’da, 1923, 1925 ve 1932’deki, uluslararası belgelere kayıtlı söz hakkı olan Türkiye’yi terör, Fetöcü darbe girişimi, PYD/YPG, Başika ve benzeri konularla meşgul eden ABD ile ortaklarının hesabını kim bozacak ki?
6 trilyon dolarlık enerji pastasından pay vermemek için Türkiye’yi sadece PKK/PYD/YPG ile değil IŞİD, Peşmerge, Irak Ordusu ve Iraklı Şiilerle de çatıştıracaklarından kimsenin şüphesi olmasın.
Ülkeleri, toplumları küçücük parçalara bölerek, zenginliklerine el koymaya çalışan ABD ve ortaklarının yazdığı senaryoların tam anlamıyla tutacağının garantisi yok.
Sömürgecilerin senaryolarının kaderini, halkların direnişi belirler.
Yüzlerce etnik ve mezhepsel gruba bölünmüş Iraklıların sömürgecilere karşı çaresiz kaldığı kesin, ama Türkiye, Irak değil ve Anadolu insanı sömürgecilere geçmişte nasıl direnip, yenilgiye uğrattıysa şimdi de aynısını yapacağından emin olabilirsiniz.

Gürbüz Evren /Gerçekgündem

Yorum Gönder

[blogger][facebook][disqus]

Kemalın Askeri

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

Javascript DisablePlease Enable Javascript To See All Widget