Parlamento Tarihinden Milletvekilleri - Cevat Kulaksız

Parlamento Tarihinden Milletvekilleri - Cevat Kulaksız
Bu yazımızda tespit edebildiğimiz milletvekilleri ile ilgili bazı ilginç kesitlere değineceğiz. Pek çok farklı, değişik ayrıntı ve olaylar varsa da, biz okuyucuyu sıkmamak için sadece bazı ilginç ayrıntılara kısaca yer vereceğiz.
25 Dönem milletvekilleri yemin ederek göreve başladılar. İçlerinde türbanlı İslamcılar(AKP İstanbul Milletvekili Ravza Kavakçı), Kürt Vekil ( HDP Şanlıurfa Milletvekili Dilek Öcalan), Süryani Vekil Erol Dora (HDP Mardin Milletvekili) , Ermeni Vekil Garo Paylan (HDP den İstanbul milletvekili), Ermeni Vekil  Selina Özuzun Doğan CHP den İstanbul Milletvekili), Ermeni Vekil Markar Esayan (AKP İstanbul Milletvekili),  Roman Vekil Özcan Purçu (CHP İzmir Milletvekili),  Ezidi Vekil Feleknas Uca (HDP Diyarbakır Milletvekili Türkçe bilmiyor)
Cumhuriyet tarihinde ilk kez bir Roman milletvekili CHP İzmir Milletvekili Özcan Purcu olarak tarihe geçmiş oldu.
7 Hazirandaki genel seçimde 25. Türk parlamentosuna AKP den 258, CHP den 132, MHP den 80, HDP den 80 milletvekili ile 550 milletvekili girerken, seçilenlerden 98 kadın vekilden 21 tanesi başörtülü olarak Mecliste göreve başladılar. Başörtülülerden İstanbul Milletvekili Ravza Kavakçı, ablasının 16 yıl önce taktığı türbanla genel kurulda yemin etti. Merve Kavakçı 16 yıl önce türbanda direndiği için milletvekilliği düşürülmüştü.
Türk Parlamento tarihinin ilginç milletvekilleri böylece yemin edip göreve başlarken, hemen tespit edebildiğimiz aklımıza takılan ilginç bazı milletvekillerini aktaralım.
Türk siyasi tarihinde ilk parlamento Osmanlı döneminde İstanbul'da Dolmabahçe Sarayı'nda yapılan törenle 19 Mart 1877'de açıldı. Bu meclis Kanuni Esasi'ye göre "Meclis-i umumi" olarak adlandırılmıştı. "Ayan meclisi" ve "Meclis-i Mebusan" olmak üzere iki kısımdan oluşan bu meclis, ilk oturumunu 20 Mart 1877 tarihinde Sultanahmet'teki İstanbul Üniversitesi binasında yaptı. Kısa süren bu meclis 93 Harbi nedeniyle dağıldı. Daha sonra yapılan ikinci genel seçimlerin ardından 18 Aralık 1877'de yeniden açılan meclis, Kanuni Esasi'nin verdiği yetkiyle padişah II. Abdülhamit tarafından 14 Şubat 1878'de kapandı.
1908'de bir seçim kanunu dikkate alınarak ilk seçim yapıldı. Seçme yaşı 25, seçilme yaşı 30 olan bu seçimlerde vergi ödeyenler oy kullanabiliyordu. 17 Aralık 1908'de yeniden açılan meclis, İstanbul'un işgali'ne kadar açık kaldı. Üç yıl sonra ise İstanbul'da ilk kez bir ara seçim yapıldı. Osmanlı Devleti'nin I. Dünya Savaşı'ndan yenilgiyle çıkmasından sonra bu meclis Mondros Ateşkes Anlaşması sonrasında İstanbul'un işgali nedeniyle 11 Nisan 1920'de resmen kapandı.

OSMANLI MECLİSİMEBUSAN
Parlamento Tarihinden Milletvekilleri - Cevat Kulaksız
1.Osmanlı Mebusan Meclisi ilk kez seçildiğinde 69'u Müslüman ve 46'sı gayrimüslim olmak üzere 115'tir. İlk Osmanlı Mebusan Meclisi 19 Mart 1877 Pazartesi günü Dolmabahçe Sarayında Padişah II. Abdülhamit tarafından açılmıştır. Mebusan Meclisi'nin ilk reisi padişah tarafından atanan Ahmet Vefik Paşa'dır (Armağan, 1978).
http://onedio.com/haber/ilk-osmanli-secimleri-ve-parlamentosu-242847
III. dönem Meclis-i Mebusanı'nda 142 Türk,  60 Arap, 25 Arnavut, 23 Rum, 12 Ermeni bunlara 4 Taşnak ve 2 Hınçak mensubu dahildi, 5 Yahudi, 4 Bulgar, 3 Sırp, 2 Ulah ve 1 Asuri (Dawud Bey Yusufani, Musul Vilayeti) mebus bulunmaktaydı. İdeolojik altyapısı dönem içinde şekillenmeye devam edecek olan İttihat ve Terakki Fırkası yaklaşık 60 mebusun desteğine sahipti.
https://tr.wikipedia.org/wiki/1908-1912_Osmanl%C4%B1_Meclis-i_Mebusan%C4%

OSMANLI MECLİS-İ MEBUSAN’DA  ZİNA TARTIŞMAMSI
1908 Temmuz Devrimi (II. Meşrutiyet) sonucu yapılan seçimlerin ardından Meclis-i Mebusan 27 Aralık 1908’te açıldı.
Üç yıl görev yapacak Meclis-i Mebusan hukuk alanında da devrim niteliğinde düzenlemeler yapmak için çalışmalara başladı. .
Ceza Kanunu’nun bazı maddelerinin değiştiren yasa tasarısı Meclis Adliye Encümeni’nden geçip meclis genel kuruluna geldi.
Değiştirilmesi istenen maddelerden biri de zinaya ilişkin olan 201’inci maddeydi. Zina maddesi dört fıkradan ibaretti.

 ZİNA MADDELERİ
-Zina yapan kadın hakkında soruşturma açılması; eğer evliyse eşi; evli değilse velisinin şikayetine bağlıydı. Zina sabit görülürse kadın 3 aydan 2 yıla kadar hapsedilecekti.
-Şikayetçi olan koca veya veli davadan vazgeçer ya da mahkeme sırasında vefat ederse dava düşecekti. Kocası kadınla evlenirse dava yine düşerdi.
-Kadının zina yaptığı erkek evliyse, 3 aydan 2 yıla kadar; evli değilse 1 aydan 1 seneye kadar hapis cezasına çaptırılacaktı. Ayrıca her iki durumda da 5 Osmanlı altınından 100 Osmanlı altınına kadar para cezası verecekti. Ancak bu durumun kanıtlanması için suçüstü veya bir Müslüman’ın evinde yakalanılmasını ya da erkeğin kendi tarafından yazılmış mektuplarının bulunması şart koşuluyordu.
-Erkek karısıyla birlikte oturduğu evde zina yapmayı alışkanlık edinmişse 3 aydan 2 yıla kadar hapis ve 5 Osmanlı altınından 100 Osmanlı altınına kadar para cezası öngörülüyordu.
 
“ALLAH GÖSTERMESİN”
 Zina yasa tasarısının görüşülmesine 18 Nisan 1911 günü, Ahmed Rıza Bey’in başkanlığında Meclis-i Mebusan’da başlandı.
İlk sözü alan Halep Mebusu Artin Boşgezenyan, Hüseyin Üzmez vakasında da ortaya çıkan bir gerçeğin altını çizdi: Bu ceza erkekleri koruyor!
Sözleri sürekli laf atmalarla kesilen Artin Efendi şöyle konuştu:
“Kanun aslında erkeğe diyor ki, ‘Ey birader, biz senin kıymetini biliyoruz. Her ne kadar biz sana ceza verir gibi gözüksek de sen bundan korkma. Ama dikkatli ol sakın kendi evinde yapma. Ama ola ki bir kere yaptın ziyanı yok, fakat bunu adet edinme. Yani metres tutma, çiçekten çiçeğe kon.”
Artin Efendi erkeğin kollandığını belirtikten sonra, “farz ediniz ki Meclis-i Mebusan kadınlardan teşekkül etse” demesiyle salondan bir kahkaha yükseldi. Kütahya Mebusu Cemal Bey, “Allah o günleri göstermesin” diye laf attı.
Artin Bey yine sözlerini sürdürdü:
“Bu gök kubbenin altında her şey olur efendim. Kadınlar meclise gelseler ve bu yasadaki kadınların yerlerine erkekleri, erkeklerin yerlerine kadınları yazsalar; siz buna ne dersiniz? Zannederim ki ‘bu gayet haksızdır’ dersiniz. Bu nedenle kadınların hukukunu korumalıyız efendim.”
Daha sonra kürsüye gelen Şebinkarahisar Mebusu Mustafa Hayri Efendi, kadınların ve erkeklerin eşit ceza almalarına karşı çıktı; “kadınlar daha ağır ceza almalıdır” dedi. Ayrıca, zina kovuşturmasının sadece eş ve veli şikayetine bağlı olmasının kocasız ve velisiz kadınları yasa kapsamı dışına bırakacağını söyledi.
Bingazi Mebusu Mansur Paşa, ayetlerden alıntılar yaparak başladığı konuşmasında, iffetin korunmasının sorumluluğunun erkekten çok kadında olduğunu belirterek, “bu nedenle kadınlara daha çok ceza verilmesi gerekir” dedi.
“ZAMPARA”… “PUŞT”…
İpek mebusu Hafız İbrahim’in kadınlardan yana çıkan konuşması yine genel kurulu karıştırdı.
“Kadınları baştan çıkaran erkeklerdir. Bugün bir kadının aklı başında bir erkeği olursa, hiçbir vakitte fenalığa bulaşmaz. Fakat namussuz alçak bir erkek, kendi zevcesini evinden bırakıp Beyoğlu’nda sabaha kadar sürterse, kadıncağız da bir zamparayı evine almaya mecbur kalabilir. Bir erkek bütün gün Beyoğlu’nda zamparalıkta bulunursa ona ceza yok. O kadın ne yapsın?”
Bu sözü duyan mebusların büyük çoğunluğu hep bir ağızdan bağırıp çağırarak itiraz ettiler. Kimi mebuslar kürsüye yürümek istedi.
Meclis Başkanı Ahmed Rıza Bey mebusları sakin olmaya çağırdı. Hafız İbrahim Efendi’yi de daha dikkatli konuşması için uyardı:  “Lütfen edeb-i lisanla konuşunuz. Bu kürsüye, meclise yakışmayacak sözler sarf etmeyiniz.”
Konya Mebusu Mehmed Vehbi Efendi, Artin Efendi ve İbrahim Efendi’nin sözlerini eleştirerek, kadınların dışarıda erkeklerini kontrol etmesi gibi bir durumun asla mümkün olamayacağını söyledi.

ERKEK İKTİDARI
 İstanbul Mebusu Kirkor Zohrab da genel kurulu hareketlendiren bir konuşma yaptı. “Bu cürümde en büyük kabahat erkeklerindir” deyince salon yine ayaklandı.  Sataşmalar üzerine Kirkor Zohrab, “bu tahammülsüzlüğünüzün nedeni, erkeklerin zorla kadınlar üzerinde egemenliğini muhafaza etmesinden kaynaklanıyor” dedi.
En çok laf atan Kengiri Mebusu Mehmed Tevfik söz alarak kürsüye çıktı. Hiçbir Osmanlı ferdinin Zohrab Efendi’nin bakış açısına ve düşüncelerine iştirak etmeyeceğini söyleyerek, konuyu “dinsel farklılıklar” meselesine getirmek istedi. Müslümanlar’ın Ermeni ve Rum gibi Hıristiyanlarla bu konuda ayrı olduğunu belirtti. “ Müslüman erkekler mümtaz bir mevkidedir ve bu mevki-i hiçbir vakit terk etmeyeceklerdir.”
Serfice Mebusu Yorgo Boşo Efendi, soruşturma açılması hakkının sadece erkeklere tanınmasını eleştirdi. Ayrıca, erkeklerin rezil olmamak için şikayette bulunamayacağını da belirtti.
Son olarak söz alan Sinop mebusu Hasan Fehmi Efendi konuşmasına zinanın İslam şeriatındaki yeri hakkında geniş açıklamalar yaparak başladı. Bırakın kadının zina hakkındaki şikayetçi olup olmamasını, kadın böyle bir davada tanık olarak bile dinlenmemesi gerektiğini söyledi.
Tartışmalar uzayınca Meclis Başkanı yeterlilik önergesini oylamaya sundu. Kabul edildi. Yasa tasarısı da yapılan oylamada hiçbir fıkrası değiştirilmeden kabul edildi.
 Alıntı: Soner Yalçın Odatv.com

OSMANLIDA SEÇİM BÖLGELERİ
Osmanlı mülkü, Meclisi Mebusan Seçim için ülkedeki sancak sistemi esas alınarak 29 büyük bölgeye ayrıldı. Bunlar; İstanbul, Ankara, Aydın, Adana, Bağdat, Basra, Bosna-Hersek Cezayir, Diyarbakır, Erzurum, Edirne, Girit, Halep, Hicaz, Hüdavendigar, İşkodra, Konya, Kosova, Elazığ, Selanik, Manastır, Sivas, Suriye, Trablusgarb, Trabzon, Tuna, Van, Yanya, Yemen’dir.6
http://www.koprudergisi.com/index.asp?Bolum=EskiSayilar&Goster=Yazi&YaziNo=419

BU DA OSMANLI MİLLETVEKİLİ İDİ
Meşrutiyet Devri’nin İstanbul Mebusu Rum kökenli P. Kozimidi Efendi İstanbul’da un değirmenler kralı idi. “Bir gün, istersem İstanbul’u aç bırakırım” deyişiyle, meydan okuyacak kadar temsil ettiği şehrin ekmeğine hâkimdi. Seda’yı Millet gazetesi, onun parasıyla kurulmuştu. Gazeteci Ahmet Samım’in gerçek katili oydu. Kundakçılardan birisi olduğundan, Balkan Savaşı’nın çıkışından kısa bir zaman önce, servetinin büyük bir kısmını aktardığı Yunanistan’a yerleşti.      
Kaynak: Yazılmamış Tarihimiz Seçmeler Cemal Kutay Sf: 154
İkinci Meşrutiyet’in ilk mebuslar meclisinde milliyeti Türk olan millet temsilcilerinin sayısı, Türk olmayanlara göre hemen hemen eşitti. İngiliz İstihbaratçı Mandesit tam’a göre Mecliste 142 Türk milletvekiline karşın 60 Arap, 25 Arnavud, 23 Rum, 12 Ermeni, 5 Yahudi, 4 Bulgar, 3 Sırp ve Ulah (Rumen) vardı. En iyimser hesaba göre, aslı Türk olanların sayısı karşıdakilerin yekûnundan sadece dokuz fazla idi.  Rumen Tarih Profesörü Yorga’nın tespitine göre ise 107 Türk’e karşılık 45 Arap, 27 Rum, 22 Arnavut, 10 Ermeni, 5 Bulgar, 4 Sırp, 4 Yahudi ve ikişer Rumen, Dürzü ve Marunî olarak, Türk’ten gayri olanlar, 14 fazla sandalyeye sahip idiler.  İçlerinde öyle milletvekilleri vardı ki, hiç Türkçe bilmez, Meclisteki konuşmaları anlayamadıkları için, kendi dilini de iyi bilen bir Türk milletvekilinin yanına oturur, “ne diyo” ne diyo” diye yanındakinin kendisine fısıldayarak tercüme etmesini sürekli rica ederdi.
Kaynak: 31 Mart 85 Yaşında Bir Geri Dönüşün Mirası Cemal Kutay Kazancı Kitap 1994 sf 24

ZAFERE SEVİNMEYEN BİR MİLLETVEKİLİ
İlk meclisin milletvekillerinden Mühiddin Baha, Falih Rıfkı Atay’a bir Ankara öyküsünü anlatır.
30 Ağustos Başkomutanlık savaşı kazanılmış, Yunanlılar İzmir’e denize dökülmüş, İzmir kurtulmuş, herkes sevinç içindedir. Mecliste bir aralık, Muhuddin Baha ellerini yıkamaya gitmiş. Lavabolarda asık suratıyla bir milletvekili görmüş. Mustafa Kemal’in muhaliflerinden olan buna birine sormuş:
“-Yahu nedir bu halin?  Diye sormuş. Öteki dudaklarını ısırarak:
“-Ne var sanki? Nasıl olsa İzmir’i bize vereceklerdi. Nesini büyütüp duduruyorsunuz?  Diye çıkışmış da!
Sonra da:
“-Yunanlılardan kurtulduk. Bakalım Musatfa Kemal’den nasıl kurtulacağız”, demiş.
Evet, muhalifler ve rakipleri sapsarı idiler. O gün, o kin, o hain düşünce içinde sapsarı olanların ve de onların kinini güdenlerin uzantıları, günümüze kadar uzanmıyor mu?
(Kaynak: Çankaya -Falih Rıfkı Atay Yayınevi: Pozitif Yayıncılık 2009 Sf: 340
Parlamento Tarihinden Milletvekilleri - Cevat Kulaksız

BİR DE VEKİL FIKRASI
YARISI EŞEK
24. Dönem milletvekilleri arasındaki, küfürleşmeyi bir hatırlayın. Buraya yazmaktan utanacağım ana avrat sinkaflı, daha nice galiz hakaret ve küfürleri bir hatırlayın. Aşağıya aldığımız fıkra, solda sıfır kalır. Şimdi aşağıdaki fıkraya bir göz atalım.
Bir milletvekili, meclis kürsüsünde konuşurken kendisine atılan laflara dayanamaz ve “bu meclistekilerin yarısı eşek” deyip kürsüden iner. Bunun üzerine meclis karışır ve herkes kendisinden sözünü geri almasını ister. Arkadaşlarının da ricası üzerine tekrar kürsüye çıkar ve şöyle der:
“-Bu meclistekilerin yarısı eşek değil!”…
 Böyle şey olur mu, demeyin, bizim Meclisimizde ne galiz küfürler edilmiştir. Tutanakları bir inceleyin, kimisi “eşşeoğlu eşek” yanında,  kimisi ana avrat küfür eder.
Bir takvim yaprağından alındı.
**
1934'te kadınlara seçme ve seçilme hakkı tanındı ve seçimlerinde 18 kadın milletvekili o zamanki meclise seçildi.
1935 yılı seçim sonuçlarına göre, seçilmesi gereken 399 milletvekilinden 17’si kadın olmak üzere, 386 milletvekili CHF adaylarından oybirliği ile; 4’ü azınlıklardan olmak üzere 13 bağımsız aday oy çokluğu ile seçilmişlerdi. Bazı eserlerde 18 olarak verilmesine rağmen l8 bu seçimlerde Meclis’e 17 kadın milletvekili girmiştir. 1936 yılı başında boşalan milletvekillikleri için yapılan “ara seçimi”nde ise Çankırı Milletvekili olarak seçilen emekli öğretmen Hatice Özgenel ile bu sayı 18’e çıkmıştır. 19 Böylece, kadınlar Meclis’teki tüm milletvekillerinin %4,5’ini oluşturdular. Bu oran o günden bugüne ulaşılan en yüksek rakamdır. Zira, çok partili döneme geçildiği 1950-5l’de 3 kadın ile %0,61 gibi en düşük rakamla temsil edilen kadınlar, en son yapılan 1995 seçimlerinde de 13 kadın ile %1,82 oranında Meclis’te yer almışlardır.
1935 yılı seçimlerinde TBMM’ne seçilen ilk kadın milletvekilleri şunlardır: 20
Mebrure Gönenç (Afyonkarahisar): 1900’de İstanbul’da doğdu. 1919’da Arnavutköy Amerikan Koleji’nden mezun oldu Fransızca ve İngilizce bilen Gönenç bir süre Çamlıca Kız Lisesi ve Üsküdar Amerikan Kolej’nde dil hocalığı yaptı. Adana Belediyesine seçilen ilk kadın meclis üyesidir. Seçilmeden önce CHFdan Mersin Belediye üyesiydi. Bir dönem milletvekilliği yaptı.
Hatı Çırpan (Satı Kadın – Ankara): 1890’da Kazan’da doğdu. Milli savaşta malûl olmuş bir askerin eşiydi. Beş çocuğu vardı. Çiftçilikle uğraşan Satı kadın hususi eğitim gördü. Seçildiğinde Kazan Köyü muhtarıydı. Bir dönem milletvekilliği yaptı.
Türkan Örs Baştuğ (Antalya): 1900’de Üsküdar’da doğdu. İstanbul Darülfünunun Felsefe Şubesinden mezun oldu. Fransızca biliyordu. Uzmanlık alanı felsefe, sosyoloji ve eğitimdi. Üsküdar Kız Sanat Mektebinde müdürlük yaptı. Seçimden önce Feyziâti Lisesi Kız kısmı müdürlüğündeydi. İki dönem milletvekilliği yaptı.
Sabiha Gökçül Erbay (Balıkesir): 1900’da Bergama’da doğdu. İstanbul kız Muallim Mektebinde ve Yüksek Kız Muallimin İhzari (hazırlık) kısmında okumuştur, İzmir Kız Muallim Mektebinde edebiyat öğretmenliği ve müdürlük yapmıştır. Adana Lisesi ve İstanbul Erenköy Kız Lisesinde de öğretmenlik yapan Gökçül V. Dönemde Balıkesir, VI. ve VII. Dönemde ise Samsun milletvekili olmuştur. TBMM Başkanlık Divanı Katip üyeliğinde de bulunmuştur.
Şekibe İnsel (Bursa): 1886’da İstanbul’da doğdu. Ortaokul mezunuydu. Almanca biliyordu. Seçilmeden önce çiftçilikle uğraşıyordu. V. Dönemde milletvekiliydi.
Hatice Özgener (Çankırı): 1865’te Selanik’te doğdu. Rüşdiye ve hususi öğrenim gördü. Rumca bilen Özgener milletvekili olmadan önce Darüleytam Müdürlüğünden emekli bir maarifçiydi. 1936 ara seçiminde parlamentoya girdi.
Huriye Öniz Baha (Diyarbakır): 1887’de İstanbul doğdu. Tahsilini Londra Üniversitesi kadın kısmında Betford Kolej’de pedagoji eğitimi görerek tamamladı. İngilizce bilen Öniz İstabul Kız Muallim Mektebi ile eski inas idadisinde pedagoji ve uygulama dersi ile ev idaresi derslerini okuttu. Balkan Harbinden sonra muhacirlere açılan kurslarda ders vermiş ve türlü hayır işlerinde çalışmış, Hilal-i Ahmer’in açtığı kursa giderek gönüllü hastabakıcı olmuştur. Milletvekili seçilmeden önce Türkçe öğretmenliği yapmaktaydı. Yeniköy Rum Mektebinde de öğretmenlik yapan Öniz, 1950’de vefat etti.
Fatma Memik (Edirne): 1903’te Safranbolu’da doğdu. İlköğrenimine Safranbolu’da başlayan Memik sekiz yaşında İstanbul’a geldi. Burada Beyazıt Inas Numune Mektebi ile Bezm-i âlem Valide Sultan Mektebinde okuduktan sonra Tıbbiye’ye girdi. Tıbbiye’den 1929’da birincilikle mezun odu ve Gureba Hastanesinde çalıştı. Dahiliye uzmanı olan Memik seçilmeden önce Gureba Hastanesi Poliklinik Şefi idi. V., VI., VII., Dönem Edirne Milletvekilliği yapan Memik 1991’de vefat etti.
Nakiye Elgün (Erzurum): 1882’de İstanbul’da doğdu. Kız Muallim Mektebi mezunu olan Elgün, ülkemizin en eski eğitimcilerinden biri olarak biliniyor, istanbul Kız Lisesi müdürü iken, 1930’da İstanbul Şehir Meclisine ilk kadın üye olarak seçildi. Daimî Encümende üye olarak kaldı. 3 dönem Erzurum milletvekilliği yaptı.
Fakihe Öymen (İstanbul): 1900’de İşkodra’da doğdu. Darülfünunun Coğrafya bölümünden mezun oldu. Fransızca bilen Öymen, Maarif ve Coğrafya uzmanıydı. Bursa Kız Muallim Mektebinde tarih ve coğrafya öğretmenliği ve Bursa Kız Lisesi Müdürlüğü yatı. V., VI., VII. Dönem İstanbul, VIII. Dönem Ankara Milletvekilliği yapan Öymen, 1983’te vefat etti.
Ferruh Güpgüp (Kayseri): 1891’de Kayseri’de doğdu. Öğrenimi hususi olan Güpgüp Arapça biliyordu. Biçki dikişle de ilgilendi ve Kayseri CHF Vilâyet İdare Heyeti ile Belediye Meclisi üyeliğinde bulundu.
Bahire Bediş Morova Aydilek (Konya): 1897de Bosna’da doğdu. Bolu orta mektebinden mezun oldu.Bolu Kız Sanat Okulu’nda resim öğretmenliği yaptı. Seçimden önce Bolu Belediye Meclisi üyesiydi. V. Dönemde milletvekilliği yaptı.
Mihri Bektaş (Malatya): 1895’de Bursa’da doğdu. Amerikan Kız Koleji Mezunuydu. Fransızca ve İngilizce biliyordu. Robert Kolej’de İngilizce öğretmenliği yaptı ve CHF Kütüphane Encümenine seçildi. V., VI., VII. Dönemlerde Malatya Milletvekilliği yaptı.
Meliha Ulaş (Samsun): 1901’de Sinop’ta doğdu. Darülfünun’un Edebiyat Şubesinden mezun oldu. Fransızca ve İngilizce biliyordu. İstanbul Kandilli Lisesi’nde edebiyat öğretmenliği ile beş yıl Erzurum Kız Muallim Mektebinde başmuallimlik ve edebiyat öğretmenliği yaptı. Seçilmeden önce Samsun Lisesi’nde edebiyat öğretmeniydi. V. ve VI. Dönem Samsun Milletvekilliği yapan Ulaş 1942’de vefat etti.
Esma Nayman (Seyhan): 1899’da İstanbul’da doğdu. Lise mezunuydu. Fransızca, İngilizce ve Rumca biliyordu. Belediyecilik alanında uzmandı. Adana Belediye Meclisi üyeliğinde bulundu. Bir dönem milletvekilliği yapan Nayman 1967’de vefat etti.
Sabiha Görkey (Sivas): 1888’de Üsküdar’da doğdu. Üsküdar Kız Sanayi Mektebinden sonra Darülmuallimat’ı bitirdi. 1917’de Darülfünun’un Riyaziye Şubesinden mezun oldu. Fransızca bilen Görkey Kız Muallim Mektebi Müdür ve Muallimliklerinde bulundu. Seçilmeden önce Tokat orta mektebinde Riyaziye öğretmeniydi.
Seniha Hızal (Trabzon): 1897’de Adapazarı’nda doğdu, ilköğrenimini İstanbul Fatih Rüşdiyesi’nde, orta öğrenimini Kız Sanat Mektebi’nde yüksek öğrenimini ise Darülfünun Fen Fakültesi’nde tamamladı. (1918) Fransızca bilen Hızal, Darülmuallimat ve Erenköy Kız Lisesi Müdürlüğü’nde bulunduktan sonra Maarif Umum Müfettişliği’ne tayin edildi. Kendisi Türkiye’de ilk kadın müfettiş olarak bilinmektedir. İstanbul Kız Muallim Mektebi Müdürlüğü ile Fevziye Lisesi Müdürlüğünde bulundu. Selçuk Kız Sanat Okulu’nda da öğretmenlik yaptı. Şişti’de açtığı ilk ve orta tahsilli Yeni Türkiye Özel Mektebi’nde müdürlük ve öğretmelik yaptı.
Benal Nevzad İstar Anman (İzmir): 1903’te İzmir’de doğdu. İlk ve orta öğrenimini İzmir’de yaptı. 1921’de Paris Sorbonne Üniversitesi’nin Edebiyat bölümünden mezun oldu. Döndükten sonra Hilâliahmer ve Himaye-i etfal gibi yerlerde sosyal faaliyetlerde bulundu. CHF vilayet heyeti üyeliği de yapan Anman, Fransızca ve Rumca biliyordu. Uzmanlık alanı belediyecilik, sosyoloji ve edebiyattı. İzmir Belediye üyeliği de yapan Anman, V., VI., VII., ve VIII. Dönemde İzmir Milletvekilliği yaptı. 1990’da vefat etti.
http://www.atam.gov.tr/dergi/sayi-42/turkiyede-ilk-kadin-milletvekilleri-ve-meclisteki-calismalari

 GAYRİMÜSLİM MİLLETVEKİLLERİNİN YILLARA GÖRE DAĞILIM
Yazar Rıfat Bali, 2009 yılında Toplumsal Tarih dergisinde "Cumhuriyet Döneminde Azınlık Milletvekilleri" başlıklı bir makale yayımladı. Bu makalede gayrimüslim milletvekillerini de ayrıntılı olarak ele aldı. Bali'nin, HDP Milletvekili Süryani Erol Dora'yı bizim eklediğimiz listesi şöyle:
Berç Türker (Keresteci), Ermeni, Bağımsız, 1935-1946
Nikola Taptas, Rum, Bağımsız, 1935-1943
Abravaya Marmaralı, Musevi, Bağımsız, 1935-1943
İstamat Zihni Özdamar, Türk, Ortodoks, Bağımsız, 1935-1946
Mihal Kayaoğlu, Rum, Bağımsız, 1943-1946
Avram Galanti Bodrumlu, Musevi, Bağımsız, 1943-1946
Nikola Fakaçelli, Rum, CHP, 1946-1950
Vasil Konos, Rum, CHP, TBMM'ye katılmadan istifa etti.
Salamon Adato, Musevi, DP, 1946-1954
Ahilya Moshos, Rum, DP, 1950-1954
Andre Vahram Bayar, Ermeni, DP, 1950-1954
Aleksandros Hacopulos, Rum, DP, 1950-1960
Zakar Tarver, Ermeni, DP, 1954-1960
Hanri Soryano, Musevi, DP, 1954-1957
Yusuf Salman, Musevi, DP, 1957-1960
İzak Altabev, Musevi, DP, 1957-1960
Hristaki Yoannidis, Rum, DP, 1957- 1960
Mıgırdiç Şellefyan, Ermeni, DP, 1957-1960
Erol Dilek, Musevi, Kurucu Meclis Devlet Başkanı Temsilcisi, 1961
Hermine Agavni Kalustyan, Ermeni, Kurucu Meclis Devlet Başkanı Temsilcisi, 1961
Kaludi Laskari Rum, Kurucu Meclis Devlet Başkanı Temsilcisi, 1961
Berç Sahak Turan, Ermeni, Cumhuriyet Senatosu Üyesi, 1961-1964
Cefi Jozef Kamhi, Musevi, DYP (sonra DTP), 1996-1999
Erol Dora, Süryani, HDP (bağımsız seçildi), 2011-2015
http://www.bbc.com/turkce/haberler/2015/04/150420_secim_gayrimuslim_adaylar

Parlamento Tarihinden Milletvekilleri - Cevat Kulaksız
TBMM,de 25.dönem Milletvekili dağılımı


Cevat Kulaksız
ckulaksizster@gmail.com

Yorum Gönder

[blogger][facebook][disqus]

Kemalın Askeri

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

Javascript DisablePlease Enable Javascript To See All Widget