Gündüz Akgül: Sorumlu Kim?...

Gündüz Akgül: Sorumlu Kim?...
-Herkes, dil, ırk, renk, cinsiyet, siyasi düşünce, felsefi inanç, din, mezhep ve benzeri sebeplerle ayırım gözetilmeksizin kanun önünde eşittir.
- Herkes, kişiliğine bağlı, dokunulmaz, devredilmez, vazgeçilmez temel hak ve hürriyetlere sahiptir.
- Herkes, yaşama, maddi ve manevi varlığını koruma ve geliştirme hakkına sahiptir.
- Herkes, kişi hürriyeti ve güvenliğine sahiptir.
- Herkes, özel hayatına ve aile hayatına saygı gösterilmesini isteme hakkına sahiptir. Özel hayatın ve aile hayatının gizliliğine dokunulamaz.
-Kimsenin konutuna dokunulamaz.
- Herkes, yerleşme ve seyahat hürriyetine sahiptir.
- Herkes, vicdan, dini inanç ve kanaat hürriyetine sahiptir.
-Kimse, dini inanç ve kanaatlerinden dolayı kınanamaz ve suçlanamaz.
-Kimse, Devletin sosyal, ekonomik, siyasi veya hukuki temel düzenini kısmen de olsa, din kurallarına dayandırma veya siyasi veya kişisel çıkar yahut nüfuz sağlama amacıyla her ne suretle olursa olsun dini veya din duygularını yahut dince kutsal sayılan şeyleri istismar edemez ve kötüye kullanamaz.
- Herkes, düşünce ve kanaat hürriyetine sahiptir.
- Basın hürdür, sansür edilemez.
-Herkes, önceden izin almadan, silahsız ve saldırısız toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkına sahiptir.
-Herkes, meşru vasıta ve yollardan faydalanmak suretiyle yargı mercileri önünde davacı veya davalı olarak iddia ve savunma ile adil yargılanma hakkına sahiptir.
Yukarıda sayılan hak ve özgürlüklerin tümü, Türkiye Cumhuriyeti Anayasasında yazılı, vazgeçilmez, devredilmez kişi hak ve özgürlükleridir.
Devletin görevi, bu hak ve özgürlükleri korumak ve eksiksiz olarak uygulamasını sağlamaktır.
Devlet dediğimiz kavram ise birçok kurumdan oluşur.
Anayasamız göre devlet, güçler ayrılığı ilkesine göre yönetilir.
Bu güçler Yasama, Yürütme ve Yargıdır.
Bu hak ve özgürlükleri koruma ve uygulamada yetkili ve birinci derecede sorumlu Yürütme erki yani hükümettir.
Anayasal durum bu iken;
Avrupa Birliği (AB) Bakanı ve Başmüzakereci Sayın Mevlüt Çavuşoğlu, “Öyle bir süreç yaşıyoruz ki herkes gölgesinden çekinmeye başladı. Bırakın ofisi herkes kendini evinde güvenli hissetmiyor. Böyle bir ülke olabilir mi? Kimse kendini güvende hissedemiyor buna Başbakan da dâhil.” Diyebilmektedir.
Sayın Bakanın bu söylemine ancak pes denilir.
Yurttaşların güvenini sağlamak hükümetin sorumluluğunda iken, güvende olmadıkları konusunda yurttaşlar yakınabilirler ama hükümet yetkililerinin yakınmada bulunma hakları asla yoktur.
Hükümet, yakınmada bulunma yeri değil, her konuda çözüm üretme yeridir.
Bunun başaramayan hükümetlerin tek seçeneği istifa edip, görevi başarabilenlere devretmektir.
Sayın Bakanın söyleminde bir tümce son derece doğru ve buna hak vermemek olası değildir.
Evet, Sayın Bakan, söyleminizde  “Böyle bir ülke olabilir mi?” diyorsunuz.
Tabii ki olamaz ve olmamalıdır.
Ama ne yazık ki mensubu olduğunuz partinin 12 yıllık iktidarında güzel ülkemiz bu hale getirildi.
Buna verilecek tek yanıt,
Ülkeyi bu hale getirenler utansın.

Gündüz AKGÜL
Emekli Cumhuriyet savcısı

Yorum Gönder

[blogger][facebook][disqus]

Kemalın Askeri

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

Javascript DisablePlease Enable Javascript To See All Widget