Bu nasıl seçim? - Günay Güner

Tehditlerle, şantajlarla, havuç ve sopayla, bin bir güvensizlikle dolu; valilerin, kaymakamların, muhtarların, “güvenlik” güçlerinin, savcıların, yargıçların iktidar için çalıştığı koşullarda seçim yapılamaz, diyenler haklı çıktılar. Ayrıca ilkeli olunmalı, dincinin, Kürtçünün, “cemaat”çinin oyunu alacağım diye cumhuriyet değerlerine, Mustafa Kemal Atatürk’ün devrimlerine duyarsız kalmak doğru değil, bu yöntemle oy da alınmaz, alınsa da güvenilir olmaz, diyenler de haklı çıktılar.

Bu nasıl seçim? - Günay Güner

Türkiye’de 30 Mart 2014 tarihinde yapılan yerel seçimler neden bu değin önemliydi? Neredeyse kurulduğu dönemden bu yana yasallığı tartışmalı olan iktidar, son yıllarda ortaya saçılan, sıradan insanın tasarlayamayacağı tutarlarda, örgütlü, tasarlanmış yolsuzlukların, kıyımlarla dolu Suriye, Libya, Reyhanlı, Uludere saldırılarının, Gezi Direnişinde gençlerin öldürülmesinin sorumlusudur. Yetmezmiş gibi dört önemli yöneticisinin (bürokrat) Suriye’yle savaş başlatmak amaçlı kışkırtma eylemleri planladıkları, Suriye toprağından Türkiye’ye füzeyle saldırılmasını tasarladıkları ses kayıtlarıyla açığa çıktı. Ardından da olay Dışişleri Bakanlığınca kabul edildi. İnsan olan için, bilinçli yurttaş için bunlardan daha korkunç suç olamaz!
 Bu ve benzeri birçok rezaletin oluşturduğu koşullarda yerel seçimlere gidildi. Yönetim, sıradan, yetkin, sorumluluk sahibi olmadığından, seçimler de sıradan değildi. Bir genel seçim, ülkenin geleceğinin, varlık yokluk sorununun oylandığı yaşamsallık özelliği kazanan seçim baştan sona kuşkulu olaylarla yapıldı.
 Kırka yakın ilde, tam da oyların merkezlere taşınacağı saatlerde elektrikler kesildi. Eskişehir gibi seçmenin büyük bölümünün CHP’ye, Yılmaz Büyükerşen Öğretmene oy verdiği yer de bu durumdaydı. Ankara’da saat yirmi dört sularında CHP ile AKP başa baş durumdayken ve toplama eklenmemiş yalnızca (CHP’nin kesin güçlü olduğu) Çankaya ile Yenimahalle oyları kalmışken, iki haber TV kanalında (CNN, NTV) bindelik ayrımla AKP önde gösterilir biçimde yaklaşık yarım saat bilgi yazısının dondurulmasının ardından AKP hızla öne geçirildi. Geçen bu zaman içinde Keçiören Kalaba’da, Yenimahalle Nâzım Hikmet Kültür Merkezinde, Karayolları Genel Müdürlüğündeki seçim merkezinde oy torbalarını çalmaya yönelik ardı ardına saldırılar oldu. Her şey bir yana da örneğin büyük oranla CHP’nin kazandığı bilinen Çankaya ilçenin oylarıyla AKP nasıl seçim kazandı? Bunun açıklaması olamaz. Hangi uygar ülkede yurttaşlar oylarını korumak zorunda kalır ve imdada “güvenlik” güçleri yetişmez? Her gün bombaların patladığı Ortadoğu ülkelerinden ayrılığımız kalmadı. Aynı kabile tini, aynı tüzesizlik.
Ne ki yurt genelinde de düşünüldüğünde, bunca benimsenemez kötülüğe karşın AKP’ye oy verildiği de bir gerçek. Siyasetçi değilseniz, halk dalkavukluğuna gereksiniminiz olmaz. Çok açıktır ki halkın yarısına yakın kesimi için yolsuzlukların, “yetim hakkı”nın, kıyımların, savaş kışkırtıcılığının, ülkenin bölünmesinin, güvenlikten yoksun bırakılmasının hiç önemi yok. Bu azımsanmayacak sayıdaki kesim, içi ancak faiz, kredi, destek, yardım, imar, rant sözcükleriyle doldurulabilecek “istikrar” vaadini önemsiyor.
Tehditlerle, şantajlarla, havuç ve sopayla, bin bir güvensizlikle dolu; valilerin, kaymakamların, muhtarların, “güvenlik” güçlerinin, savcıların, yargıçların iktidar için çalıştığı koşullarda seçim yapılamaz, diyenler haklı çıktılar.
Ayrıca ilkeli olunmalı, dincinin, Kürtçünün, “cemaat”çinin oyunu alacağım diye cumhuriyet değerlerine, Mustafa Kemal Atatürk’ün devrimlerine duyarsız kalmak doğru değil, bu yöntemle oy da alınmaz, alınsa da güvenilir olmaz, diyenler de haklı çıktılar.
Bu durumda yeni CHP anlayışının sözcülerinin özeleştiri yapmalarını istemek, sözkonusu siyasetin yanlışlığını geçmişte dillendirenlerin hakkıdır.

 Günay Güner/Cumhuriyet

Yorum Gönder

[blogger][facebook][disqus]

Kemalın Askeri

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

Javascript DisablePlease Enable Javascript To See All Widget