Akp, Dolaylı – Dolaysız Yoldan, Halkının Kanını, İliğini Sömürmektedir

Akp, Dolaylı – Dolaysız Yoldan, Halkının Kanını, İliğini Sömürmektedir
AKP, 1990’lı yıllarda Amerika’da kuruldu.
Kürt, Ermeni açılımları orada programa alındı.
Türkiye Cumhuriyetini yıkma, Türk ordusunu parçalama hedefleri orada belirlendi.
Çünkü ulusalcı, yurtsever bir Türk ordusu, emperyalizmin Ortadoğu’da yayılmacılık planlarının önünde en büyük engeldi.
Çünkü ulusalcı, yurtsever bir Türk ordusu ülkenin eyaletlere bölünüp parçalanmasının önünde; din, mezhep, ırk çatışmalarının önünde de en büyük engeldi.
Halkın en çok güvendiği, değer verdiği bir kurumun itibar yitirmesi, gözden düşürülmesi, çeşitli tertiplerle ve uyduruk senaryolarla komutanlarının suçlu gösterilip, tutuklanması gerekiyordu.
Senaryo adım adım uygulanarak hayata geçirildi.
Generaller ve subaylar Zindanlara atıldı.
Ordu paramparça edildi.
Böylece temel hedefe ulaşılmış oldu. Şimdi emekli, muvazzaf paşalar içeride çile dolduruyor, bazıları ölümle boğuşuyor.
Dünyanın hangi ülkesinde 47 general ve amiral tutuklu, 6’sı hakkında tutuklama kararı vardır?
Dünyanın hangi ülkesinde her üç amiralden birisi tutukluyken, 40 bin kişiyi katleden bir terör örgütünün bebek katiline hem iktidar, hem muhalefet partisi “Ev Hapsi” düşünür?
Dağdan inen teröristler davulla, zurnayla karşılanır? Mahkemeler ayaklarına götürülür.
Ne Türkiye Cumhuriyeti tarihinde ne de binlerce yıllık Türk tarihinde görüldü, duyuldu, yaşandı böyle bir olay…
AKP iktidarı, gelmiş geçmiş iktidarların en zalimi, en acımasızı, en faşisti, fakir fukarayı en çok ezeni, sömürenidir.
Topluma ahlak, fazilet dersleri vermeye kalkışan, erkek – kız öğrenci ilişkilerini metreyle düzenleyen, devlet kurumlarını imamlarla dolduran AKP iktidarı döneminde töre cinayetleri, tecavüz, fuhuş tavan yaptı.
Töre cinayetleri tam 14 kat arttı. Evet, yanlış duymadınız, tam 14 kat…
“Başbakanlık Kadının Statüsü ve Sorunları Genel Müdürlüğü”nün yaptığı araştırmaya göre Türkiye’de kadınların yüzde 35,6’sı bazen, yüzde 16,3’ü sık sık aile içi tecavüze uğruyor. 2002’de fuhuş yapan kadın sayısı 25 bin iken, bu rakam 2010’da 100 bini buldu… Şimdi çok daha fazla.
Bu yozlaşmanın temelinde eğitimsizlik vardır. Şiddettir vardır. Yargının tecavüzcülere gösterdiği hoşgörü vardır. Çünkü tutuklanan sapıkların çoğu, “Tutuksuz yargılanmak üzere” salıverilmektedir.
Hepsinden önemlisi, bu yozlaşmanın temelinde YOKSULLUK vardır.
Çünkü AKP, bir yoksullaştırma uzmanıdır.
Yandaşlarını zengin etme, temeli “bir lokma, bir hırka” anlayışına dayanan “Sadaka ekonomisi” uzmanıdır.
Talan ustasıdır.
Ama deniz bitmiştir. Patronu, yandaşı, yol göstericisi ABD gibi o da yıkıma gitmektedir.
Bu nedenle, iflas eden tüccar gibi eski defterleri karıştırmaktadır.
Vergi dairelerine “Performansınızı artırın” diye yazı göndermiş, arkasından da eklemiştir: “Bakın haa, artık sicilinizi ‘vergi toplama yeteneğinize göre belirleyeceğiz…” Emri alan vergi dairesi başkanları, geçmiş yılların borçlarını da incelemeye başlamışlar ve 1 lira borcu olanlara bile ihbarnameler göndermişlerdir.
Bu uygulamanın yanında AKP, emeklilerin maaşına da göz dikmiştir. Onların maaşını iyileştirmesinden vazgeçtik, şimdi bir de vergi yoluyla, maaşlarının dörtte birini haczederek, onlara zulmetmektedir.
AKP’nin iktidar olduğu dönemde bazı emekliler geçinemediği için ek iş yapmak zorunda kalmıştı. Bu nedenle kimisi bakkal, kimisi kitapçı dükkânı açmıştı. Çoğu da sermayesi ve tecrübesi olmadığı için iflas ederek, sonradan işini bırakmak zorunda kalmıştı.
Hem emekli, hem esnaf oldukları için şimdi bunların maaşlarının dörtte birine vergi daireleri el koydu. Onlara binlerce liraya ulaşan borç ihbarları göndermeye başladı.
Yani 800 TL maaş alan bir emeklinin 200 lirasını da AKP haczetti.

ÇÜNKÜ AKP, BİR ÖLÜ SOYGUNCUSUDUR.

O, ÖLÜDEN KEFEN SOYANDIR.
AKP gelmiş geçmiş hükümetlerin en zalimidir. En çok vergi alanıdır.

DOLAYLI, DOLAYSIZ YOLDAN, HALKININ KANINI, İLİĞİNİ SÖMÜRENDİR…

Peki, nereye gitmektedir bu alınan vergiler?
Lüks arabalara, uçaklara, bakanların, başbakanın seyahatlerine, ziyafetlere, hayali ihracatçılara, ihalelere, yandaşlara, oğullara, damatlara, devlet dairelerine atanan imamlara…
Komşu devletlerin muhalif güçlerine… Onların beslendiği, eğitildiği kamplara… Libyalı muhaliflere çantalar dolusu paralar gönderilmişti…
Hepsinden önemlisi Diyanet işlerine… Trilyonlar ayrılıyor…
Başbakan yardımcısı Bekir Bozdağ’ın verdiği bilgiye göre 2012’de Diyanet İşleri Başkanlığının bütçesi yüzde 22 artışla 3 milyar 891 milyon liraya yükseltilmiştir. Bütçenin yüzde 95.42’si personele gitmektedir…
Yani hükümet, Ahmet’ten, Mehmet’ten, Ayşe’den, emekli Osman’dan, memur Hasan’dan, işçi Hüseyin’den zorla aldığı bu dolaylı – dolaysız vergileri işte buralara harcıyor.
Ama ne diyor bir atasözümüz?
“ALMA MAZLUMUN AHINI ÇIKAR AHESTE AHESTE…”
AKP, mazlumun ahını almayı sürdürüyor.
Halkı sıkboğaz edip kampların giderini bize ödetiyor.
Dünyaya direk kalacağını sanıyor.
Kendinden önce gelip de gidenlere hiç bakmıyor.
Zulüm ekenin isyan biçeceğini hiç umursamıyor… Ya da umursamaz görünmeye çalışıyor…
Ne diyor Yunus Emre:
“Zulüm ile abat (mutlu) olanın sonu berbat (kötü) olur…
Bizden anımsatması…
Ali Eralp

Yorum Gönder

[blogger][facebook][disqus]

Kemalın Askeri

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

Javascript DisablePlease Enable Javascript To See All Widget