Genelkurmay Başkanına Açık Mektup - Emin Çölaşan

Genelkurmay Başkanına Açık Mektup - Emin Çölaşan
“SAYIN Necdet Paşam nasılsınız, iyi misiniz? İyi olmanızı dilerim. Ancak bu ortamda gerçekten iyi olup olmadığınızı bilemem. Herhalde silah arkadaşlarınızın da bunu anlaması pek mümkün olmuyordur!
Sayın Paşam, bildiğiniz gibi epeyce silah arkadaşınız tutuklu.
Teğmenlerden albaylara, tuğamirallerden orgenerallere kadar hepsi içeride çile çekiyor. Sadece onlar değil, aileleri de onlarla birlikte aynı ıstırabı paylaşıyor.
Bakınız, elinizde herhalde rakamlar vardır da, bir kez de benden duymuş olun. Şu anda sadece general ve amiral rütbesiyle -halen görevde (!) olduğu halde- tutuklanmış olan tam 59 silah arkadaşınız içeride.
Bunların içinde en üst rütbede olanlar bile var.
Muvazzaf olduğu halde tutuklanmış olan teğmen-albay rütbeleri arasında kaç kişi olduğunu şu anda bilemiyorum çünkü hesaplar iyice karışmış durumda.
Eğer bu rakama emeklileri de eklersek, ortaya çıkan tablo çok daha vahim.
Emekli ve muvazzaf toplam 140 general ve amiraliniz, en az bir o kadarda daha alt rütbeliler şu anda içeride. Emekliler Silivri’de, muvazzaflar Hasdal ve Hadımköy askeri cezaevlerinde.
O iki askeri cezaevinde adeta yeni bir ordu komutanlığı oluşmuş durumda!
Bazıları buna “Cezaevi Ordu Karargâhları” diyor. Çok doğru.
Size bu mektubu niçin yazdığıma gelince!.. Onlardan nicelerinin mektuplarını burada yayınladım. Bütün amacım o çaresiz, büyük haksızlığa, maddi ve manevi yıkıma uğramış insanlara küçücük bir manevi destek sunabilmek.
***
Sayın Paşam, Genelkurmay Başkanlığı makamında eski deyimle zat-ı âliniz, yani günümüz Türkçesiyle yüce kişiliğiniz oturmakta.
Şimdi tutuklanmış olan emekli ve muvazzaf 140 general ve amiralin ve öteki silah arkadaşlarınızın çoğunu belki tanımazsınız… Çünkü bazıları havacı, bazıları denizci ve jandarma..
Ama özellikle karacıları tanımanız gerekir. Bazıları sizden kıdemliydi, yıllar içerisinde herhalde onların da önünde aynen Abdullah Gül’ün önünde yaptığınız gibi esas duruşa geçip topuk selamı verirdiniz.
Mutlaka onlardan bazılarına “Emredersiniz komutanım” demişliğiniz ya da “Bana bir emriniz var mı” diye sormuşluğunuz vardır.
Tutuklu olan çok sayıda astlarınız var, onları ne kadar tanırdınız bilemem. Ama herhalde onlara da komutan olmanın gerektirdiği sıcak ellerinizi açar, gerektiğinde yol gösterir, emir verir, ilgi gösterirdiniz!
Üstlerinizi mutlaka iyi tanımanız gerekir. Örneğin İlker Başbuğ Paşa geçmişte sizin makamınızda otururdu. O şimdi tutuklu. Mahkemesinde yaşananları sanırım basından izliyorsunuz!
Aynı durumda Kuvvet Komutanları,
Ordu Komutanları, ne ararsanız var.
***
Simdi sizin gibi yüce bir kişiliğe haddim olmadan diyorum ki Paşam, acaba günün birinde gerek Silivri ve gerekse sizin askeri cezaevlerine bir ziyarette bulunmaya tenezzül buyursanız, oradaki silah arkadaşlarınızın halini hatırını bir sorsanız nasıl olur… Herhalde, hele askeri cezaevleri için sizden giriş izni istemezler.
Belki yüce kişiliğiniz nedeniyle, daha düşük rütbelilerle muhatap olmak istemezsiniz. Hiç değilse rütbesinin başında “Or” ya da “Kor” olanlara bir “Merhaba” deseniz!
Onların askeri cezaevlerindeki koğuşlarını ve yaşam koşullarını bir inceleseniz, bir çaylarını içseniz, silah arkadaşlığının verdiği yakınlığa dayanarak biraz olsun gönüllerini almaya çalışsanız!
Fena mı olur yani!
Sonra Silivri’ye gidip geçmişteki komutanlarınızı bir ziyaret etmek isteseniz, size mutlaka izin verirler.
İlker Başbuğ, Hurşit Tolon, Çetin Doğan gibi eski komutanlarınıza orada bir “Merhaba” deseniz…
Belki size ayrıcalık sağlayıp müdür veya avukat odasında yüz yüze Görüşmenize izin verirler, belki de sadece yüzlerini görerek konuşursunuz.
Ben zat-ı âlinizin yerinde olsam oralara giderim, hem de o “Darbeci” silah arkadaşlarıma birkaç soru sorarım:
“Yaa sayın komutanlarım, bu kadar adam bir araya gelip terör örgütü kurmuşsunuz da, darbe yapmayı niçin beceremediniz? Emrinizde ordular vardı, yüz binlerce asker vardı. Sizi kim önledi? Yoksa siz bu kadar beceriksiz, yeteneksiz miydiniz?”
Belki onların da size söyleyecekleri vardır. Nasıl bir haksızlığa uğradıklarını, aleyhlerine öne sürülen belgeleri tek tek nasıl çürüttüklerini, nasıl tek taraflı yargılandıklarını falan anlatırlar, böylece hem bilgi, hem de fikir sahibi olmuş olursunuz.
Sonra ne bileyim, belki onlara bu davaların ne zaman biteceğini sorarsınız, onlar da size “ çıkmaz ayın son çarşambasında ancak biter” deyince, acı gerçekleri bir kez daha öğrenme fırsatı bulursunuz.
* * *
Sayın Necdet Paşam, sizden önceki yıllarda Genelkurmay Başkanlığı makamında oturmakta olan Hilmi Özkök Bey, söz konusu iddialar kendi dönemiyle ilgili olduğu halde büyük bir suskunluğa büründü. Ağzını bıçak açmıyor, ne olduğunu anlatmıyor, sadece “Ben pişmiş ete soğan doğramam” demekle yetiniyor.
Aynı dönemin Kara Kuvvetleri Komutanı Aytaç Yalman’dan ise, bütün çağrılara rağmen tık yok!
Siz lütfen Hilmi Bey ve Aytaç Bey gibi olmayınız, öyle yakışıksız, ürkek davranışlardan kaçınmaya çalışınız!
O makama bugünkü iktidar tarafından atandığınızı elbette biliyoruz. Kendinizi “Hükümetin memuru” olarak gördüğünüzü de biliyoruz.
Ama “Memurluğun” da bir haddi olması gerekir Paşam! Siz orada tapu memuru, evrak kayıt memuru değilsiniz.
Evet, silah arkadaşlarınız, astlarınız ve emekli komutanlarınız Silivri’de, muvazzaflar Hasdal ve Hadımköy askeri cezaevlerinde yatmakta.
Lütfen, hiç değilse bir ziyaretle onların gönüllerini alınız. Oralarda bir görünmeniz, herkesle olmasa da, geçmişte önlerinde esas duruş sergileyip emirlerini aldığınız bazı komutanlarınızla konuşmanız bile manevi açıdan yeterli olur.
Necdet Bey, şimdi bu mektubumu okurken içinizden “Bu herif amma da saçmalamış, bana akıl vermeye kalkışıyor. Koskoca Genelkurmay Başkanı’na böyle açık mektup yazılır mı? Her koyun kendi bacağından asılır” dediğinizi duyar gibi oluyorum.
Canınız sağolsun!

Ben bu mektubumla sizi sadece insancıl bir göreve davet ettim. Karar sizindir, vicdan elbette sizindir. İster gidersiniz, ister gitmezsiniz.
Saygılarımla”

Yorum Gönder

[blogger][facebook][disqus]

Kemalın Askeri

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

Javascript DisablePlease Enable Javascript To See All Widget