Ankara’da Deprem!.. - Hikmet Çetinkaya

Dün akşam saatlerinde Yüksek Askeri Şûra öncesi Türkiye, TSK zirvesindeki komutanların istifa haberi ile sarsıldı...
Önce Genelkurmay Başkanı Orgeneral Koşaner, bir süre sonra Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Erdal Ceylanoğlu, Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral Eşref Uğur Yiğit ve Hava Kuvvetleri Komutanı Hasan Aksayın istifa ettiği bildirildi.
YAŞ’ta tutuklu generallerin durumu ile ilgili krizin çözümlenmesi için bir dizi toplantı yapılmıştı. Cumhurbaşkanı Gül, Başbakan Erdoğan, Genelkurmay Başkanı Koşaner ve bazı bakanlar bu toplantılara katılmıştı.
TSK zirvesinde toplu komutan istifası Türkiye Cumhuriyeti tarihinde ilk kez yaşanıyor.
Haber Ankara’da deprem etkisi yarattı...
Türkiye zor bir dönemeçten geçiyor...
***
Dünyanın neresinde olursa olsun faşizm bir insanlık suçudur. Oslo’da yaşanan kanlı olay bunun en somut örneğidir. Etnik ve dinsel temele dayalı bu düşmanlık Avrupa’daki sağ partilerin desteğiyle bugünlere geldi.
Oslo’da yaşanan katliam, yabancı düşmanlığı adı altında faşizmin tırmanışa geçtiğini ve ırkçılığın solcu çocukları bile öldürdüğünü gösterdi bize.
32 yaşındaki katil mavi gözlü, sarı saçlı... Caninin kara sakallı El Kaide militanından düşünce olarak farkı yok.
O Norveçli cani, Avrupa’yı İslamdan ve Marksist partilerden arındırmak isteyen bir Hıristiyan ve haçlı ruhu taşıyor, El Kaide ise Hıristiyanları yok etmek isteyen dinci ruhu”.
Farklı kültürlerin ve dinlerin bir arada yaşaması zor mudur?
Avrupa’yı izleyenler bilir...
***
Almanya, Fransa, İsveç gibi ülkelerde aşırı sağ ivme kazanırken siyasetçiler oy kaygısıyla ırkçılığa prim verdi.
Norveç elbet bu iki ülkeden farklı...
Kanlı saldırının ardından, Norveç Başbakanı Stoltenberg çok açık mesaj verdi:
İnadına daha çok demokrasi ve özgürlük!
İleri demokrasiler çokkültürlülükle daha da ivme kazanır, özgürlüklerin sınırı genişler...
Avrupa ülkeleri bugüne değin aşırı sağa karşı önlem almadı, bunun ileride nasıl sonuçlar doğuracağını görmedi.
Norveç emek hareketi, ilerici güçlerin odak noktasını oluşturur.
Bu ne demektir?
Barış ve demokrasinin güçlenmesi.
Peki, Türkiye’de durum nedir?
Bizde tam tersine işliyor...
***
Bakın Hopa eylemleri nedeniyle onlarca tutuklama var... Yüzlerce kişi gözaltına alındı... Baskınlar hâlâ sürüyor...
31 Mayısta Hopa’da yaşananlar öç almaya dönüştü... ÖDP Genel Başkan Yardımcısı Önder İşleyen ne diyor:
Bizi de alın, memleket kurtulsun!
ÖDPnin yaptığı açıklama gerçekten içimi acıttı...
Türkiyenin bugün içinde bulunduğu durum şu:
Siyasal iktidar ve tarikatçı güç odakları toplumsal muhalefete karşı bir yıldırma eylemine geçmiştir.
Dereler, ovalar, dağlar, koylar, bükler satılıyor; Kaçkarlara, Köyceğize ve birçok yere HESler kuruluyor. Zeytin zararlılarını yiyen on binlerce kirpikli yarasanın sığındığı mağaralar Havran Barajının suları altında kalıyor.
Çevre hareketinin içinde olanlara bakış faşizanca, baskıcı ve yıldırma eylemleri içeriyor!
***
Bunlar kimi zaman yargıyla, kimi zaman güvenlik güçlerinin operasyonlarıyla oluyor. Gençler sindiriliyor, korkutuluyor.
Aileler tedirgin oluyor çocuklarının sokağa çıkmasından:
Aman oğlum eylemlere katılma!
Demokratik hakların çiğnendiği, emeğin hiçe sayıldığı, toprakların yabancılara peşkeş çekildiği bir ülkede demokrasiden ve özgürlüklerden nasıl söz edeceğiz?
Bir yandan çokkültürlülükten yana olacağız, öte yandan örgütlenme özgürlüğünden; demokratik hakları savunup Osloda yaşanan faşist kanlı eylemi eleştireceğiz, öte yandan emeğin sesini susturacağız.
Atacağız sırtlarına silahlı örgüt üyesi savını, koyacağız zindana, aylarca, yıllarca tutuklu kalacak o genç insanlar.
***
Yargılama 10 yıl mı sürdü, onlar 10 yıl içeride kalacak, sonunda aklanacak hepsi...
Bunun adı mı ileri demokrasi? Bunun adı mı temel hak ve özgürlükler?
Bir toplumun ortak varsıllığı bölüşülerek ileri demokrasiye geçilir...
Emekten yana olmak birincil koşuldur...
Osloda yaşanan katliam, 80 öncesi ve 90’lı yıllarda Türkiye’de yaşanan katliamlar, binlerce faili meçhul, çete-mafya-siyasetçi üçgeni...
Faşizme ve ırkçılığa karşı çıkmak zorundayız...
Bu da bir insanlık görevidir!
***
Adnan Yücel’in dizeleriyle merhaba diyorum hüzünlü bir günün sabahına...
Sen ki anlarsın bu yaşamı / Aşklar şimdi hücrelerde tutsak / Düğünler kelepçeli / Doğumlar / Ve çocuklar zindanlarda. / Bunları nasıl anlatayım sana / Bu türküleri nasıl çağırayım / Bu ninnileri nasıl. / Ölüme

Hikmet Çetinkaya/Cumhuriyet

Yorum Gönder

[blogger][facebook][disqus]

Kemalın Askeri

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

Javascript DisablePlease Enable Javascript To See All Widget