CHP’de hedef Kılıçdaroğlu değil!.. - Mehmet Faraç

CHP’deki tartışmalar partiye gönül vermiş çevreleri fazlasıyla üzüyor. Sosyal demokrat bir partide disiplin kurulunun, Demokles’in kılıcı gibi kullanılması ne yazık ki “tehdit” olarak algılanıyor… Bu algı CHP’yi yaralıyor!..
Oysa kurultay isteyen çevrelerin tek kaygısı var; Kılıçdaroğlu ile yürümek ve CHP’yi altı okla entegre olmuş “daha aktif ve donanımlı bir parti meclisi”ne emanet etmek!..
Hiç kuşkusuz parti içi demokrasinin en iyi çalışması gerekensiyasal kurum CHP’dir… Bunun aksinin yaşanması CHP tabanında infial yaratır!..
Tıpkı Gürsel Tekin’in dün yaptığı “tehdit” içerikli açıklamaların parti tabanında yarattığı infial gibi!..
Tekin’in, kendisini siyasette yükselten kişileri “şer cephesi” olarak nitelemesi tabanda büyük üzüntü yarattı!..
Partideki “eksen kaymasının devam edeceğini” söyleyen Tekin, CHP’nin dinamiklerini şoke etti!..
Herkes, delegelerin ve kurultay isteyenlerin disiplin kurulu tehdidiyle sindirilmeye çalışılmasının ters tepeceğinde birleşiyor!.
Hedef Kılıçdaroğlu Değil!..
CHP tabanının özellikle dün yaptığı yorumların özeti şuydu: “Kurultaya karşı çıkmak kadar kurultayı istemek de demokratik bir haktır…”
Edindiğimiz bilgiler ce yaptığımız gözlemler, CHP delegesinin öyle iddia edildiği gibi Kemal Kılıçdaroğlu ile kesinlikle sorunu olmadığını ortaya koyuyor.
Delege, partiyi rotadan çıkaranların ve omurgasını zedeleyenlerin ayıklanmasının istiyor!..
Maillerle görüşlerini açıklayan delegeler, Atatürk karşıtı açıklamlaların, tabanın tepkisini çeken söylemlerin ve partiyi kırmızı çizgilerinden uzaklaştıranların CHP’ye 12 Haziran seçimlerinde büyük zarar verdiğine de dikkat çekiyor…
Delege, “Bu zararın ileriki dönemlerde büyümemesi için önlem almak her CHP’linin hakkı ve görevidir” diyor!..
Tüm bu görüşler, delegenin ve tabanının sesine kulak verilmesinin, partinin yararına olduğunu göstermeye yetiyor.
————
DELEGENİN SONU!..
CHP’ye emek vermiş eski ve saygın bir partili, dün telefonda şunları söyledi:
“Partinin omurgasına zarar verecek girişimler ne kadar tehlikeliyse, partiyi rotadan çıkarmaya çalışanların çabaları da o kadar yanlış… Kurultay isteyenler partinin tüm unsurlarının kucaklanmasını istiyor.”
Bu sözler, Gürsel Tekin’in önceki gün yaptığı açıklamaya da yanıt niteliğindeydi!.. Tekin şöyle demişti:
Milletvekili seçilemeyenler kurultay istiyor…”
Oysa CHP tabanı bu iddiaların asılsız olduğuna inanıyor… Çünkü CHP’deki huzursuzlukların kökeninde, milletvekili olmayanların değil, seçilenlerin koltuk kaygısı yatıyor!..
Koltuk kaygısına düşenlerin “Asıl hedef Kılıçdaroğlu” şeklindeki asılsız dedikodular yaymasının kökeninde de işte bu ikbal kavgası yatıyor!..
Trakya bölgesindeki bir il başkanının şu sözleri her şeyi anlatıyor:
“Gürsel Tekin seçime giderken il ve ilçeleri görevden alarak örgütün moralini bozdu. Örgüt buna rağmen çalıştı. Asıl hedef, il kongrelerinde delegelerin tümünü değiştirip siyasi hayatlarını bitirmek!..
Atatürk’ün  CHP”si mi?..
İstanbul’da partiye 20 yıl emek vermesine rağmen milletvekili listesine konulmayan bir ilçe başkanının tepkisi ise daha şaşırtıcıydı:
“Korku imparatorluğundan yakınan çevrelerin korku imparatorluğu kurması, CHP gibi müritlerce değil bireylerce yönetilen bir partide kabul edilecek bir durum değildir!..”
CHP’deki kurultay beklentisi, seçimlerde başarısız olmuş “yeni CHP” söylemi ile partiyi aslına döndürmek isteyen dinamiklerin mücadelesinden başka bir şey değil…
CHP, Atatürk’ün partisi olarak yoluna devam mı edecek yoksa bu asırlık siyasi kurum eksen kaymasındaeriyip gidecek mi?..
Son sözü bir başka CHP kormayı söyledi: “Örgüt kendisinin dışlandığını hissetiği için kurultaya imza veriyor. 1 hafta içinde 650 imza toplanır!..”
—————–
NE YAZIK Kİ KAOSA DOĞRU!..
Dünkü yaımda BDP’nin artık çözüme yönelmesi ve Güneydoğu’nun sosyal, siyasi ve ekonomik sorunlarına odaklanması gerektiğini yazmıştım ya!..
Kaosun bu kadar erken kendisini gösterebileceğini düşünememiştim…
Anlaşılıyor ki hem milletvekilliği düşürülen Hatip Dicle hem de milletvekili seçilen cezaevindeki 5 KCK tutuklusunun özgürlüğü için kaos planı gündeme getirilecek!..
BDP’den dün yapılan açıklama, Güneydoğu’da süresiz açlık grevi ve sokak gösterilerinin devreye sokulacağını gösteriyor…
Yani, TBMM’de Anayasa  değişikliğinde baş göstermesi muhtemel kriz daha öncede kendisini hissetirecek!..
Aklıselim Beklentisi!..
Yinelemek istiyorum, BDP’liler ya da milletvekili seçilen “Ergenekon” tutuklularına yönelik bir haksızlık varsa, hukukun bunu derhal düzeltmesi gerekiyor…
Aynı zamanda, hiçbir gerekçenin hukukun üstünde olmadığının da bilinmesi gerekiyor…
Ne siyasetin halk üzerinden aldığı irade ne de hukukun egemenliği yara almamalıdır1..
O yüzden aklıselim egemen kılınması için her kesimin üzerine düşen görevi yapması, Türkiye’nin huzuru açısından önem taşıyor…
Dün 2 polisin şehit edilmesi, bir çok kentte polis merkezlerine molotof atılması, önümüzdeki sürecin şiddet-dayatma ve kaos üçgeninde oldukça hırpalanacağını ortaya koyuyor…
Umarım duygusallık, hukukun ve mantığın önüne geçmez!..
Umarım hukuk gereğini yapar ve gerginlikle kargaşaya gerek kalmaz!..

Yorum Gönder

[blogger][facebook][disqus]

Kemalın Askeri

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

Javascript DisablePlease Enable Javascript To See All Widget